İki tür kimlik taşırlar, danışmandır bazıları, bazıları da yönetenin en yakınında saf tutar ama, ‘uluslar arası deyim ile’ çift yönlü çalışırlar.
Onlar, yönetenin en yakınında yerini alır, uçan kuşun bile, uçarken kanat aralığını bu adamlar hesaplar ve yöneteni yönlendirirler.
En belirgin özellikleri, bir tarikata bağlılıkla, eşrafın verdiği icazetle gelmiş, getirilmişlerdir bu görevlere.
Hızla yükselirler basamakları, danışmanlık yetmez onlara.
Ya üst düzey bürokrat, ya da perde arkasında taktik ustası, veya planlamacıdır bunlar.
Ama plan ile pilavı karıştırırlar hep.
Hatta Şarap ile tatlandırılmış Risottoyu Pirinç Pilavı zannedip indirirler mideye, yediğinin şarap le tatlandırıldığını anlayınca da Aşçıyı azarlayacak kadar kültür sahibidirler.
Önlerine gelen pilav tabağının büyüklüğüdür onlar için esas olan.
Yaşanan her şeyi, kendilerini o görevlere getirenlere günlük, anlık ulaştırmaktır öncelikli görevleri.
Esrarengiz bir tavırla yaklaşırlar yönetenin yanına.
Mesela, derin bağlantılarından bahseder, “Geçen gün senin konu edildiğin bir toplantı yapıldı, senin için iyi şeyler söylemeyen bir iki kişi vardı toplantıda, söz alıp onların ağızlarının payını verdim” diye başlarlar.
Ya da, “Adıyaman’daydım, Hocamız sizden stayişle bahsetti, kalbi selamlarını iletti” diyerek yanaşırlar iskeleye.
Bazıları, yüzlerindeki maske eskiyene ve yırtılana kadar yönetene gerçek yüzlerini göstermezler mesela.
Odacılıktan başlar, yardımcılık makamına kadar yükselirler, ama gerçek yüzleri ancak 'Hayati' bir hata yaptıklarından ortaya çıkar.
Güç kimdeyse onun hizmetine amadedirler.
Yalanı essah gibi söylemektir başlıca meziyetleri.
Sayın Cumhurbaşkanından, ilçe belediye başkanına kadar her yöneticinin çevresinde vardır, tanımlamaya çalıştığım örnekler.
Hayli zaman geçti ama unutmadım, gazetenin birinde bir fotoğraf vardı.
Erenköy Cemaati Liderinin elini öpmek için belini incitircesine yamulan, kerameti kendinden menkul biri.
Kayseri’de fakir aile çocuklarını ‘Gülen Yüzler’ Projesi ile Fetöcü öğretmenlerin önüne yem olarak atan biriydi, hatırladınız mı?
Mehmet Özhaseki’nin Kayseri’den alıp, Müsteşar Yardımcısı, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri yaptığı, Mansur Yavaş’ın seçilmesi sonrası belediyeden ilk kovulan adam.
Dedim ya, onlar için tarikat cemaat fark etmez.
Dün ‘Gülen Yüzler’le Fetullah’ın dergahına yüz sürüyordu, bu gün Zzzzzt Erenköycü, Menzilci oluverdiler..
Yarın ibre dönerse, Anıtkabir’de Atatürk’ün huzurunda huşu ile saygı duruşunda bulunabilecek kadar karakter fukarası tiplerdir bunlar.
Türkiye’de ve Kayseri’de 31 Mart seçimlerinden sonra, hükümetten başlayarak belediyelere kadar ‘Kerameti kendinden menkuller’ yeniden bozulup diziliyor.
En büyüğünden başlamak üzere, yine gücün esirlerinin köşelerde saf tuttuklarını üzülerek izliyorum.
Yönetenlere tavsiyemdir.
Yanınızda saf tutacak kişinin önce geçmiş bağlantılarına bir bakın.
Sonra da onu bir kültür testinden geçirin.
Dürüstlük Barometrenizi çalıştırıp, dürüstlüğünü ölçün.
Mal varlığındaki önlenemez artışın nedenlerini kendisine sormaktan çekinmeyin.
Mesela sorun, "Yahu dediklerini bir bir yerine getirdik. Aya oyumuz gittikçe azalıyor. 31 Mart'ta Türkiye'de en fazla oy kaybeden il Kayseri oldu. Sizi dinlemeye, önerilerinizi uygulamaya devam edersek, bir dahaki seçimlerde yönettiğimiz belediyelerin önüne bile gelemeyeceğiz. Söylesenize kardeşim, hata bizde mi, sizde mi?" diye.
Göreceksiniz, o kerameti kendinden menkuller sapır sapır döküleceklerdir bu şuur ve onur sınavında.
Ülkesini, Milletini, kentini seven, üstlendiği sorumluluğu büyük bir özveri ile yerine getirenler bir yana.
Ama maalesef kentini değil, kendini sevenlerin yine ortalıkta cirit attığına tanık oluyorum.
Sadece bu kadar mı, Ankara’da, İstanbul’da tahakküm alanları daralan, para muslukları kesilen ne kadar sahtekar, ne kadar yobaz, ne kadar meczup varsa, Anadolu'ya akın etmeye başlamışlardı, 2019 seçimlerinden sonra. Şimdi bunlara kaybedilen yeni ilerdeki yobaz sürüleri eklenecek, Ankara, Konya ve Erzurum'da yer edinmeye çalışacaklardır.
Beyler , Sayın Yöneticiler;
Çevrenizdeki safları yeniden oluştururken, ince eleyip sık dokumak zorundasınız.
Demokrasiyi, Adaleti, Cumhuriyeti, Milli İradeyi olmazsa olmaz kabul eden, hesap vermekten çekinmeyen, geçmişi pırıl pırıl kadrolar var partilerinizde.
Sizi bulunduğunuz görevlere getirenler, cemaatlerin, tarikatların, ne idüğü belirsiz yapıların gelişip semirmesini sağlayın diye getirmedi.
O nedenle, sizi son kez sandıktan çıkararak aslında tarihi bir görev de verdi.
Lütfen ama lütfen, kadrolarınızı oluştururken ‘Liyakat’ esasından taviz vermeyin.
Vermeyin ki, biz de bundan sonraki yazılarımızda Kimliğine 'Sayın' yazdırarak toplumun kendisine Sayın denmesini sağlayanların, Hayati'lerin, Refik'lerinizin maceralarını yazmak zorunda kalmayalım.
Zira bu yapılanmada, görevlendireceğiniz insanlar son demlerinizde ‘kılavuz’luk yapacak size.
Ve Kılavuzu karga olan da, yönettiği kentteki seçimlerden yüzde 23 oy kaybederek ağır yaralı çıkar, Kayseri'de olduğu gibi.