Pazartesi günü Bakanlar Kurulu ya da yeni adıyla Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı yapılır.

Yaşanan ekonomik gelişmeler yüzünden bayram sonrası ilk pazartesi günü toplantısında alınacak kararları merakla bekliyordum.

Sayın Cumhurbaşkanının toplantı sonrası yaptığı konuşmayı pür dikkat izledim.

Çıkardığım sonuç;

1- Enflasyon iktidardan kaynaklanmıyor, küresel emtia fiyatlarının bir sonucu.

2- Afgan ve Suriyelileri geri göndermeyeceğiz. Ensar bilinciyle onlara sahip çıkacağız.

3- Yeni konut projeleri için karar aldık. Yeni ev alacaklara 2 milyon lira konut kredisi vereceğiz. Yarım kalan inşaatlar için 20 milyar lira kaynak ayırdık.

4- Yeni tip pasaportlar yakında verilmeye başlanacak.

Yani alınan kararların hiç birisinde sen, ben ve biz yokuz, siz de yoksunuz, rahat olun.

Enflasyondan başlayalım;

Sayın Cumhurbaşkanı enflasyonu küresel sıkıntılara bağlayınca bir ekonomist dostumu aradım.

Dedi ki, “Evet Sayın Cumhurbaşkanı doğru söylüyor. Ama eksik söylüyor. Dünyada bir fiyat dalgalanması var. Mesela, Dünyanın büyük bölümünde tüketici geçen yıllarda 100 Dolara aldığı bir malı bu yıl 107 dolara alıyor. Ama Türkiye’deki tüketici geçen yılı bırak geçen ay, geçen hafta 100 liraya aldığı bir malı 300 liraya bile alamıyor. Dolayısıyla bir iktidar dünyada ortalama yüzde 6-7 olan enflasyon, ülkesinde yüzde 150’yi zorluyor ise bunu Dünyadaki fiyatlara bağlayamaz. Zira bizde fiyatlar küresel sıkıntılar yüzden yüzde 10 artıyorsa, paramızın pul oluşu yüzünden de yüzde 140 artıyor. Bakın dolar 15 lira bandını kırıverdi. Akaryakıt ürünlerinden başlamak üzere hayatımızın her alanında yeni zamlarla karşı karşıya kalacağız. İktidar madalyonun bu yönünü görmezden geliyor” dedi.

Mülteci, sığınmacı veya kaçak göçmen, iktidara göre 3,5 milyon, muhalefete göre 10 milyon yabancının ülke ekonomisi ve fertlerin ekonomisi üzerindeki etkilerini de sordum dostuma;

“Avrupa ve ABD kamuoyu, oluşmasında kendilerini sorumlu gördükleri, mülteci, kaçak göçmen veya sığınmacı konusunda çok hassas. Türkiye ile ’Geri Kabul Anlaşması’ yaptılar. Bu anlaşma gereği bu milyonların Türkiye’de barındırılması için para ödüyorlar. Türkiye’de oluşan tepki yüzünden bu insanların geri gönderilmesi gündeme gelince de iktidar erkinin kulağını çekip, ödemeleri keseriz dediler. Sayın Cumhurbaşkanı da Avrupa ve ABD’yi rahatlatmak için ‘Geri göndermeyeceğiz’ demek zorunda kaldı. Bu insan toplulukları yüzünden da sen oturduğun evde yüzde 100 daha pahalı oturuyorsun, geçen yıl 500 bin lira olan orta halli bir apartman dairesi ondan 2,5 milyon liraya yükseldi” dedi.

Yeni Tip pasaport meselesini de sordum ve gülmeye başladı dostum.

Dedi ki;

“Hatırlarsan geçen yıl biz neyi tartışıyorduk. Bir çok belediyenin uluslar arası etkinlikleri bahane ederek ve pasaport simsarlarını aracı kılarak dağıttığı gri pasaportları konuşuyorduk. O gidenlerin hiç biri geri dönmedi. Onları gönderenler aldıkları komisyonlarla rahat yaşıyorlar. Sen kamu eliyle, kamu görevlisine reva gördüğün pasaportu bile insan kaçakçılığı için kullanıyorsan, istediğin kadar yeni defter bastır. Sınır kapılarında resmisi de özeli de didik didik edilir. Yani Pasaport Defteri değiştirmekle uluslararası saygınlık kazanılmaz..”

Son olarak dedim ki, “Bari iktidarın şu iki milyon liralık sıfır konut kredisinden yararlanıp ev sahibi olalım, buna itirazın olmaz herhalde..”

Gülmeye başladı, hesabını yapmış bile. Rakam rakam, kalem kalem sıraladı;

“2 milyon tl konut kredisi alsan ve aylık 0.99 faiz ödesen, en uzun vade olan 10 yıl yani 120 aya tabi olsan. Faizsiz aylık ödemen 16.666 tl, faizle birlikte yaklaşık kaba hesapla 30.000 tl gibi taksit ödemen lazım. Asgari ücret 4250 tl, senin maaşın 3500 Tl, üst düzey memur maaşı ortalama 10.000 tl iken Bu parayı öderim dersen buyur kredi işlemlerini hemen başlatayım. Bu proje birkaç yerden huzur hakkı alanlar için. Boşuna kendini sıkıntıya sokma.”

Dedim ya sevgili dostlar, Pazartesi toplantısından, hiç değilse yaşadığımız derin krize aspirin kadar etkisi olacak bazı önlemler bekliyorduk. Ama alınan önlemler yine inşaat sektörü için, mülteciler için, öğle yemeğini Yunanistan’da, akşam yemeğini Man Adası’nda yiyenler için.

Sen, ben, biz, siz yokuz bu iktidarın gündeminde..

Yani kısacası, ağa yine bizimle eğlenmeye devam ediyor.