Size bir şey söyleyeyim mi..
O kadar büyük değerler karmaşası yaşıyor ki güzel ülkem ve aziz milletim.
Solcumuz solcu gibi, Milliyetçimiz Milliyetçi gibi, Dindarımız dindar gibi değil artık biliyor musunuz?
Hepsi kılık değiştirdi, hepsi inandıklarını değil, kendilerine dikte ettirileni bu Aziz Millete dayatmaya başladı.
Daha da sorunlusu, güzel ülkem lime lime edilmiş, ama hepsi ülkenin geleceği yerine, mevcudu ayakta tutmak adına oyalıyor, kendilerine bağladıkları kitleleri.
Milliyetçilik;
Vatanın bir çakıl taşı için ölmeyi gerektirir. Ülkenin başka ülkelerden, milletin başka milletlerden bir adım önde olması için çaba vermeyi gerektirir.
Ama;
Fabrikalar ve kamu tesisleri satılırken,
Çiftçi üretemez hale getirilirken,
Ormanlarımız talan edilirken,
Çocuklarımızın sabahları okullarda okudukları antları bile kaldırılmış iken,
Kurumlarımızın kapısından ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi T.C. tabelaları sökülürken,
Ülkenin okumuşları medeni dünyaya kaçarken, ülkemiz niteliksiz ne kadar insan döküntüsü varsa alınırken,
Devletten maaşlı sözde din adamı bozuntuları, ‘Keşke Kurtuluş Savaşı’nda Yunan galip gelseydi..”, “Hatay Arap toprağıdır” gibi söylemlerle kafaları karışırırken,
Ülkenin lideri, ‘Talibanla düşünce olarak farkımız yok’ derken susuyor isen,
İktidar edenler, ülkenin kurucu ve kurtarıcısı, ‘Mavi gözlü Bozkurt’ dediğin Atatürk’ün adını, eserlerini cımbızla kazırken, Atatürk’e onca hakaret edilirken,
Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı olmanın onuru, uluslararası uyuşturucu baronlarına, aldıkları apartman dairesinin yanında lotarya malzemesi gibi verilirken,
Ülkenin sınırları yolgeçen hanına dönmüş ve güzel ülkem bütün uluslararası terör örgütlerinin cirit attığı yer haline gelmişken,
En Milliyetçi Parti Lideri, Apo'ya 'Kurucu-Önder' derken,
Bu aziz millet, zamlar ve altından kalkamayacakları vergi yükü altında ezilirken, sesin çıkmıyorsa, milliyetçiliğini bir daha sorgula, hatta götür ve TSE’nin kalibrasyon merkezinde kalibre ettir.
Paygamberimizden bize kalan en önemli hadistir:
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır..” sözü.
Bu Hadisin gereklerine uygun yaşamıyorsan,
Kur-an Dini yerine, sana dayatılan Emevi inançlarını din sanıyor ve sayıyorsan,
Kapısını aşındırdığın sözde Şeyh, sözde tarikat ehli para içinde yüzerken, hala senin gırtlağındaki lokmayı çekip almasına sessiz kalıyorsan,
Bu Aziz Vatan, lafa gelince ensar saydıkların, namaza gelince ortalıkta gözükmeyenlerce işgal edilmiş ve sen görmezden geliyorsan,
Kendisine GAVS ünvanı vermiş ve samimi Müslümanların yıllardır ziyaret ettiği, varını, yoğunu önüne serdiği adam öldüğünde, ilmi ile değil, eserleri ile değil, çocuklarına bıraktığı 55 milyar dolarlık mirası ile konuşuluyorsa, kusura bakma ama kandırıldığını kabul et artık.
Sadece o kadarla kalsa iyi.
O Müslüman sandıkların, o önder kabul ettiklerinden biri çıkıyor, “Fakirler, zenginlerden 500 sene önce cennete girecek ve Peygambere komşu olacak” diyerek fakirliğini nimet olarak gösterirken,
“Sol elle yemek yemek haramdır” diyerek, sol elinde Allah tarafından yaratıldığı yok sayarken,
“Alevi ile evlenilmez” denilerek, emevi inancı sana din diye dayatılırken,
“9 yaşında kız çocuğu ile evlenilir” fetvası ile kız çocuklarımızın geleceği karartılırken,
Kız çocukları mirasta eşit değildir, olmamalıdır nidaları yükselirken.
Kurtuluş Savaşı’nda ‘Keşke Yunan galip gelseydi” denilerek, Aziz Şahitlerimiz hiçe sayılırken,
“Hatay Arap toprağıdır. Fransızların işgali altındayken bile ezan arapça okunuyordu” denilerek, Aziz Vatan’ın bir parçasının Arap Yurdu olarak gösterilmesini içine sindirebiliyor ve sessiz kalıyorsan, bu kendini bilmezliğe,
Cuma hutbesinde, “Peygamber Efendimiz bir hurmanın yarısını sabah, diğer yarısını akşam yerdi” dedikten sonra zırhlı mercedesine kurulup malikanesine giden adamların sözleri ile yaşamları arasındaki çelişkiyi ‘Yakışır’ kolaycılığına sığdırıyorsan,
“Yahu yüce dinimizin kitabını öğretmek için ülkemde kurslar düzenleniyor. Gidiyoruz bu kurslara ve yüce kitabımızı sular seller gibi okumaya başlıyoruz. Ama kitabın ne dediğini ise anlamıyoruz, acaba neden?” diye düşünemiyorsan,
“Kız çocuklarını okutmak zinhar haramdır” diye fetva veren din bezirganlarının, eşleri hastalandığında hastanede fellik fellik kadın doktor aradığını görünce, ‘Peki kızlar okumasaydı, kadın doktoru nereden bulacaktın’ diye soramıyorsan,
Ölenin arkasından Kur-an Okumanın, ‘Trafik kazasında ölen birine trafik kurallarını anlatmaktan öte işe yaramadığını’ bile düşünemiyorsan,
Bir takım ülke yöneticilerine, Peygamber, hatta Yüce Yaradan ile benzeri vasıflar yakıştıran zübük siyasetçilere, “Hop haddini bil” demiyor, diyemiyorsan, kusura bakma arkadaş.
Senin değer olarak gördüklerini bir kez daha gözden geçirmeni öneririm.
O kadar da değil, inanç ve itikadını da revize ettirmeni tavsiye ederim.
Gelelim solcu geçinen bir takım entel bozuntularına.
Lafı uzatmayacağım, Doğu Perinçek kadar kıvraksanız, değerleriniz iktidar edenlerin ilgisi oranında değişiyorsa, Recep Tayyip Erdoğan’ı en büyük Atatürkçü ve Sosyalist olarak lanse ediyorsanız, sizden sosyalist ve solcu olmaz.
Değerlerinizi kalibre ettirin diyeceğim ama sizin değeriniz bile kalmamış, yalama olmuşsunuz demektir.