Bazı Muhtarların CHP’ye üye olmaları ve rozet takmaları vardı gündemde.

Çetin Arık, bu konuda kafa karıştıranları sert bir şekilde eleştirdi.

İşin aslını, faslını bilemeyeceğim. Bin türlü söylenti var. Arık ise bu söylentilerin tümüne birden şiddetle itiraz ediyor.

İşin bu tarafını bırakarak...

Çetin Arık ve Örgütü

Bir milletvekilinin parti tarafından yalnız bırakılması konusundaki ilkesel yaklaşımımı ortaya koymak istiyorum:

Partisinin yaklaşımlarıyla milletvekilinin davranışları arasında devasa bir uçurum oluşursa... Milletvekili, partisinin savrulduğunu, büyümek yerine küçüldüğünü görmezse… Tabii ki partisiyle arasında sorun oluşur.

Ve yalnız kalır. Yapacak bir şey yok yani. Çünkü o milletvekili, o partin ilçe örgütleriyle uyumsuzluk görüntüsü veriyor.

Denilebilir ki:

Tamam, o partinin ilgili organlarıyla uyumlu. Ama söz konusu milletvekilinin, o partiye kattığı bir şey olmadı mı? O parti de bu milletvekili sayesinde oylarını arttırmadı mı?

Bu yaklaşımda da bir haklılık payı olabilir mi onu bilemem.

Ama ben yine de...

CHP’lilerin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin, CHP örgütleriyle iş güdüm, birlikte çalışma içerisinde olmasını da...

CHP’lilerin Genel seçim arifesinde, Milletvekilleriyle güç birliği içerisinde olmasını da...

Ülke demokrasisi açısında önemli buluyorum.

Çetin Arık, CHP’nin Kayseri Milletvekili.

Partisinin oy yüzdesinin tersine “ çevrilmesini” sağladı mı, sağlayamadı mı Kayseri’de ona bakmakta lazım.

CHP’nin Kayseri bölgesindeki oy oranı yüzdelik olarak artmıyor, halen yüzde 11-12 bandı arasında duruyor?

Bazı etkenleri içerisinde barındıran siyasi Konjonktür, onu birkaç defa milletvekilliğine getirdi yani.

Kendisiyle uzun zamandır bir temasım olmadı şimdiye kadar.

Fakat uzaktan baktığımda kibar, nazik, efendi, empatik, uygar bir kişi olduğu izlenimi veriyor ve gülücük dağıtıyor etrafına biliyorum.

Böyle bir insanın...

Partisine elle tutulur, gözle görülür katkı sunduğun da görmek ister, beklentisi bu yönde halkında.

İnsan hiç değilse, “Böyle önemli bir konu hakkında düzenlenen bir basın toplantısında sağına soluna il ve ilçe başkanlarını da alır, öyle geçilir gazetecilerin karşısına. Diyelim ki il başkanın tatilde onu anladık, tamamda İlçe başkanların nerede? Bu tür olağanüstü durumlarda kamuoyuna birlikte görüntü vermek partinizi ve sizler güçlü kılmaz mı? Ayakta kalan medya temsilcilerinin karşısına, böyle bir görüntü ile çıksaydınız daha sağlıklı olurdu düşüncesindeyim? Basın toplantısı için düzenlenen ve ortaya konulan o masanın etrafını saranlar, oturanlar kimler? İl Başkanımı o yok? İlçe Başkanları mı onlarda yok? Meclis üyelerin mi onlarda yok? CHP Yüksek Disiplin Üyen mi oda yok?,kimler onlar tanıyamadıkta?” daha ne söyleyeyim ki ben. Bu konularda kurumsal bir kimliğe dönüştürülemedi Parti.

Demek ki uzaktan edinilen izlenimlere göre kişilikler hakkında hüküm kurmamak gerekiyormuş.

Kişiliklerin mutlaka bir sınamadan geçmesi şartmış.

Karışık bir durum yani.

Gelelim yazımın asıl konusuna:

Siyasi partilerin üyelik forumları vardır:

Üye olmak isteyen vatandaş, önce bağlı bulunduğu ilçe örgütüne gider ve üyelik formunu doldur. Vatandaşın doldurduğu bu formu da İlçe Başkanı inceler ve siyasi partiler yasasına muhalefet bir durum yoksa tüzük gereği onaylar ve bir nüshasını ile, bir nüshasını da Genel Merkeze yollar. İl’de üye yapabilir tabi.Oda Genel Merkez ve İlçeye yollar.Genel merkez tarafından onaylanan üyelerin forumları tekrar il ve ilçeler yollanır.

Önceki gün: Partiye üye yaptıkları, rozet taktıkları Bünyanlı Muhtarı’nı tekrar caymasın ardından konuya binaen CHP İl Merkezinde basın toplantısı düzenleyen Milletvekili Çetin Arık’ın bu toplantıda yalnız bırakılması ne anlama geliyor?

O Toplantı masasında olması gerekenler neden yoktu?

Örneğin:

İl Başkanı Ümit Özer,

Bünyan İlçe Başkanı Okan Marzıoğlu,

CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Yelda Gonca Orhan, vs yoktu.

Kimler vardı: Milletvekili Çetin Arık’a yakın olanlar,CHP Akkışla İlçe Başkanı Mehmet Aslan vs.

Acizane benim tavsiyem örgütlü çalışma başarı sağlar ve oy oranları yüzdelik olarak artar, bir Milletvekili değil, birkaç tane çıkar…

Demir attılar yüzde 12’ye.

Çıkaramıyorlar birden 2’ye.

Fidesi taktılar sürekli geriye.

Bir türlü ilerleyemez oldular.