CHP Kayseri Milletvekili ve Kadın-Doğum Uzmanı Dr. Çetin Arık, normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftler için verdikleri mücadele sonucunda, 3 yıl engeli ile yaş sınırlamasının 'Sağlıkta Şiddet Yasası'yla yeniden düzenlendiği kaydetti. Bu konuda CHP olarak komisyonda mücadele ettiklerini ifade eden Arık, "Hakkı da teslim etmek gerektiğini düşünüyorum. İktidar partisi bu kez, en azından bazı maddelerde, 'ben yaptım oldu' mantığıyla hareket etmeden, gelen eleştirileri değerlendirmeye aldı" diye konuştu. CHP Kayseri Milletvekili Dr. Çetin Arık, kamuoyunda 'Sağlıkta Şiddet Yasası' olarak bilinen kanun teklifinin TBMM'de yapılan görüşmelerin ardından yasalaşmasını değerlendirdi. Söz konusu kanun teklifinin 'Sağlıkta Şiddet Yasası' olarak gündeme getirildiğini ancak sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik ciddi bir düzenlemenin olmadığını savunan Arık, CHP milletvekilleri olarak ciddi bir çaba sabrettiklerini belirtti. Arık, "İktidar partisi yapılan eleştiriler doğrultusunda bazı düzenlemelere gitmek zorunda kaldı" dedi. Teklif komisyona geldiğinde normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlerin tedavilerine yönelik düzenlenen 32'nci maddeye tepki gösterdiklerini belirten Arık, şunları söyledi: "Söz konusu maddede, 'Normal yollardan çocuk sahibi olamadığı ve yardımcı tedavi yöntemleri ile çocuk sahibi olabileceği belirlenen, evli ve 23 yaşından büyük, 40 yaşından küçük kadına, son 3 yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinin sonuç vermediği belgelendikten sonra, sözleşmeli kurumlarda 5 yıldır sigortalı ve 900 prim gün sayısına sahip kişilere 3 deneme için üreme tedavileri SGK tarafından karşılanmaktadır' ifadelerine yer verilmiş. Söz konusu madde olduğu gibi geçseydi, birçok çift mağdur olacaktı. Yani 1 yıllık evli olan, 20 yaşında bir kadın ile 22 yaşında bir erkeğin, 'Bizim çocuğumuz olmuyor' diye hekime müracaat ettiğini düşünün. Yapılan muayene ve tetkik sonucunda kadının yumurtası tükenmek üzere ya da erkek azospermik, spermi çok az ya da bitmek üzere. Yani bu çift zamanla yarışıyor. Beklerse var olanı da kaybedecek. Bir an önce tedaviye başlamak zorundasınız. Çift de bir an önce son şanslarını da kaybetmemek için tedaviye başlamak istiyor. Ama siz 'Hayır olmaz. Çünkü 23 yaşında değilsiniz' diyorsunuz. Bu çift 1 yıl daha beklerse var olan spermini ya da yumurtasını da kaybedecek. Siz, 'Beni ilgilendirmez, yasa böyle' mi diyeceksiniz? Diyelim ki çaresizce 1 yıl bekledi, 23 yaşına geldi, bir umutla kapınızı çaldı, bu kez de, 'Siz daha 2 yıllık evlisiniz, benim bu işlemi yapabilmem için 3 yıllık evli olmanız gerekiyor. 1 yıl daha bekleyin' diyeceksiniz. 1 yıl daha bekleyince belki de hiç sperm ya da yumurta kalmayacak. Diyelim 1 yıl daha bekledi, bir umutla tekrar kapınızı çaldı, 'Hadi işlemimi yap' dedi. Bu sefer de yine 'Olmaz kardeşim' diyeceksiniz, 'Benim bu işlemi yapabilmem için senin 5 yıl sigortalı ve 900 prim gün sayını doldurmuş olman gerekir'. Diyelim ki bütün koşulları yerine getirdi, yaş geldi 25'e, siz tüp bebek işlemini yapacaksınız, hiç sperm ya da yumurta kalmamış. Evet, teklif ilk hali ile yasalaşsa idi karşılaşacağımız tablo böyle olacaktı. Ama gerek komisyonda gerekse genel kurulda konuya ilişkin itirazlarımız sonucunda birçok çifti mağdur edecek bu düzenleme yeniden ele alındı. Sonuç olarak 3 yıl ve yaş engeli ortadan kaldırılmış oldu." 'İKTİDAR PARTİSİ BU KEZ 'BEN YAPTIM OLDU' DEMEDİ' Tasarının geneli hakkında ise iktidar partisine ciddi eleştirilerinin olduğunu ifade eden Arık, "Ancak bir hakkı da teslim etmek gerektiğini düşünüyorum. İktidar partisi bu kez, en azından bazı maddelerde, 'ben yaptım oldu' mantığıyla hareket etmeden, gelen eleştirileri değerlendirmeye aldı. Bunun sonucunda da ilgili maddeler, toplumun talep ve beklentilerini tam anlamıyla karşılamasa da ilk halinden daha iyi bir noktaya getirildi" diye konuştu.