Özellikle okula yeni başlayacak olan miniklerin okul ortamına alışma sürecinde zorluk yaşayan ebeveynler, bu durum karşısında bazı hatalar yapabiliyor. Psikolog Büşra Tan, ebeveynlere düşen görevin bu süreçte çocuklarına destek olarak onları okula karşı meraklandırmaları gerektiğini belirtiyor.

Çocukların ev ortamından okul ortamına geçmekte zorlandıklarını söyleyen Psikolog Atan, velilerin bu süreçte öğretmenlerle iş birliği içerisinde olması gerektiğini belirtti. Tan, “Tatil dönüşü çocukların rehavet duygusuna kapılmaları çok normal. Çünkü uzun bir tatil dönemi geçirdiler. Pandemiden sonra okula geri dönüş oldu fakat o süreci tam atlatamadılar. Okula dönüşte ailelerimiz kesinlikle çocuklara aşırı yüklenmemeli. Öğretmenler ile iş birliği halinde gitmeliler. Biz bir sürece alıştıktan sonra belirli başka bir sürece girdiğimiz zaman nasıl bir kaygı yaşıyorsak, ortama alışkanlık göstermek uzun süre alıyorsa çocukları iki katı düşünün. O yüzden çocuklara tatil dönüşünde yüklenmek yerine anlayışlı davranmalıyız. Yavaş yavaş kurallar oluşturarak okula dönüşlerini sağlamalıyız. Okul öncesi, anasınıfı ve 1. sınıfa başlayan çocuklarda ayrılık kaygısı görülüyor. Bu ailelerimizin ortak problemi. Çocuklarımız aile ortamından okul ortamına geçtiğinde aşırı derecede kaygılanıyor. Okul nasıl bir yer, orada arkadaşlarım nasıl olacak, öğretmenlerim bana iyi davranabilecek mi, bunun kaygısında. Çünkü çocuk annesiyle birlikte evde istediği şekilde oyun oynuyor istediği zaman kitap okuyor. Ama okulda oyun saati uyuma saatleri hep değişkenlik gösterecek” ifadelerini kullandı.

‘ÇOCUKLARINIZA OKULA KARŞI MERAK UYANDIRIN’

Çocukların okula başlamadan önce ne yapılması gerektiği konusunda ailelere tavsiyeler veren Psikolog Atan, okul başlamadan önce beraber okula gidip gezerek çocuğa merak uyandırılmasının işe yarayabileceğini belirtti. Tan konuyla ilgili, “Okulun sitesine girin ve bak burası oyun oynayacağınız yer, burası öğretmenler odası, bak burası senin sınıfın arkadaşlarınla oyun oynayacağın yer diyerek merak uyandırmanız lazım. Sonrasında öğretmeniyle konuşup ilk başta öğretmeniyle tanışın. Bu kesinlikle ayrılık kaygısını yavaşlatır. Okula başladığı zaman okula birlikte gidin. Eğer çocuğunuz ağlıyorsa siz ağlamayın. O çok hırçınlık gösterdiği zaman o kaygıya kapılmayın. Çünkü siz kaygıya kapılınca hemen babayı arayıp kızın okula girmiyor. Ya da annenizi arayıp anne kızı okula gönderemiyorum. Bunları kesinlikle yapmayın. Sizin kaygınız ona geçecek ve daha çok hırçınlaşacak. Gerekirse çocuğunuz sınıfa girmese bile birlikte durun. Yani eve gidilmeyeceğini anlasın. Bu alışma süreci iki hafta sürüyor. İki haftadan sonra ise profesyonel destek almanız lazım. Öğretmenler bu iki haftada esnek olmalı. Çocuk sınıfa girmek istemiyor ya da sınıfa girdikten sonra sürekli ağlıyorsa öğretmeni, oğlum-kızım annen dışarıda bekliyor istediğin zaman onu görebilirsin demeli. Okul çıkış saatinde sizi dışarda beklerken görsün. Kesinlikle bekletmeyin. Eğer çok ağlayan bir çocuk varsa teneffüs aralarını birlikte geçirin. Fakat çocuğunuza bu durumun bir süreç olduğunu hatırlatın. Ağladığında siz de ağlamayın bunu iki kez hatırlatıyorum. Size sarılmak isteğinde sarılın. Fakat tamam kızım zil çaldı, artık sınıfa diyebilir. 1 hafta zorlu geçtiyse ikinci hafta sizden daha az bağımlı biriyle getirin bu kişi baba olabilir. Veliler eve gidince anneanne, dede yazık göndermeyin, seneye gitsin tarzı söylemler süreci daha da zorlaştıracaktır. Sevgili veliler iki hafta dişinizi sıkacaksınız. Sonrasında çocuğunuz direnç göstermeye devam ediyorsa desteğinizi alacaksınız. İnşallah bu sorun hallolacaktır” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi