FITRAT...
"Bu işin fıtratında ölüm vardır" dediniz, ses çıkarmadık.
Soma Faciası'na tepki gösteren bir vatandaşı, Başbakanın Danışmanı olduğu belirlenen haddini bilmezin biri tekmelerken fotoğrafları gazetelere yansıdı, tepki göstermedik.
Siz de özür dileme gereği duymadınız.
Soma Faciası sonrası, Sayın Başbakan bizzat kendi elleriyle birini darp etti, yetmedi "Ermeni dölü" dedi.
Kimseden çıt çıkmadı.
En az 10'ar ölümlü, bir çok maden kazası yaşandı, "Kader" dediniz, itibar ettik.
Soma Faciası'nın ertesinde, "Aynı gömleği iki gün giydi ve kayvaltıyı simit çayla geçiştirdi" diye bakan haberlerini kullandı gazeteler. Daha çıkarılmayan madenci cenazelerini beklerken millet.
Ve yeni bir haber.
29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı'na saatler kala geldi Ermenek'ten..
18 can, su baskınına uğrayan ocakta mahsur kalmışlardı.
Cumhuriyet sevincimiz, boğamızda düğümlendi.
Yine, yanına yedek gömlek bile almadan ocakta soluğu alan Bakan, ben bu satırları yazarken, işçilerin öldüğüne milleti alıştırırcasına açıklamalar yapıyordu.
Demek istiyordu ki, "İşçilerin yaşama şansı yok. Zira biz suyu boşalttıkça daha da yükseliyor."
Ve ben bu satırları, Cumhuriyet Bayramı'nın ertesi için, Cumhuriyet Bayramı"nın ilk saatlerinde kaleme alıyorum.
Kusura bakmayın ama Sayın Bakanım;
Göreve geldiğiniz günden bu yana, kaç kaza ve kaç ölüm oldu hiç hesapladınız mı? Kaç çocuk yetim kaldı? Ne hikmetse Soma ve ardından gelen Ermenek olayında neden partilileriniz çıkıyor işletmeci olarak karşımıza.
1999-2010 yılları arasında 16 Maden kazası ve 166 ölüm.
Sadece Soma 301 can.
Şimdi Ermenek.
20 dolayında madencinin akıbeti ile ilgili sessiz bir bekleyiş hüküm sürerken yazıyorum bu satırları.
Kaza ve ölüm bu işin fıtratında da, sayın bakan, "İstifa" diye bir fıtrat da vardır demokrasilerde.
Yapamayan çeker gider, yerini yapana bırakır.
Madencilik sadece Türkiye'de yapılmıyor.
Kömür madenleri de sadece ülkemizde değil.
Bizim bir kaç katımız maden ve kömür çıkaran ülkelerde tek bir kaza, tek bir ölüm mumla arasanız bulamazsınız.
O zaman hiç sormuyor musunuz kendinize Sayın Bakan.
"Nerede yanlış yapıyoruz" diye.
Ben söyleyeyim.
Bir özelleştirme furyası ile, güzel ülkemin enerji kaynaklarını özel sektöre teslim ettiniz.
Ama teslim ettiğiniz kişi ve kurumların bir bölümüne, devletin bürokratının gücü yetmiyor.
Çünkü onların ellerinde "Hamili kart" notu var.
Kimi Ak Parti'den milletvekili adayı, kimi belediye başkanı adayı olmuş.
Ermenek kazasının (İnşallah faciaya dönüşmez) müsebbibi de onlardan biri.
Daha önce iki kez madende su baskını olmuş.
Önlem alınmamış.
Yetmedi, çalışanlara ocakta öğle yemeği yeme zorunluluğu getirilmiş.
Eğer eski uygulama sürseydi, yemek saatinde yaşandığı için su baskını, işçilerin hepsi bu gün dışarda olacaktı.
Sayın Bakan, bilirim ki, siz dürüst, vicdanlı, yüreğinde insan sevgisi olan birisiniz.
Facia sonrası hiç gittiniz mi Soma'ya.
İşçiler günlerdir Kaymakamlığın önünde oturuyor.
Dertlerinin ne olduğunu sordunuz mu..
Ya da 301 işçinin Türk Milletine emaneti olan ailelerinin, çocuklarının durumunu hiç incelediniz mi..
Ve şimdiden büyük bir ihmal ve sorumsuzluğun sonucu olarak sağ veya ölü çıkarmayı planladığınız 20 işçinin mahsur kaldığı kazadan sonra istifa etmeyi düşünür müsünüz..
Çünkü inanın fatura kabarıyor.
Çalışma şartları konusunda topu Çalışma Bakanlığı'na atsanız da, aynı hükümetin üyesisiniz ve kazalar, ölümler sizin sorumluluğunuz altındaki işletmelerde yaşanıyor.
Ya da kestirmeden sorayım, isterseniz;
HALA İSTİFA ETMEYECEK MİSİNİZ?