Adam çıkmış, kameraların önünde konuşuyor.

Diyor ki;

"Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate yani dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi MAO’nun Çin’de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir."

Onunla da yetinmiyor.

İçindeki düşmanlığı kusmaya devam ediyor;

“Bugün konuştuğumuz Türkçe’nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir. Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz sadece ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz, konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Mesela melül, mahsun, inkisar, keder, hüzün, buhran bunların hepsini tek bir kelimeyle ifade ediyoruz; stresliyim”

Cumhuriyete, Atatürk Devrimlerine kinini, öfkesini kusmasına gelen tepkiler üzerine, 180 derece çark ediyor ve diyor ki;

"Bugün, ‘Bir Kitap Okudum’ etkinliğinde gençlerle Cemil Meriç’in Bu Ülkesini konuştuk. Kamus bir milletin hafızasıdır cümlesinden yola çıkarak yaptığım değerlendirme Cumhuriyet’e dönük değil kültür devrimi olarak yapılanlara dair bir tespittir. Buradan bir düşmanlık çıkaramazsınız."

Nasıl kıvırma ama.

Ağası da dememiş miydi, “Çocuklarımız dedelerinin mezar taşlarındaki yazıları okuyamıyor” diye.

Bu sözler tek kelimeyle arap özentisi, Cumhuriyet düşmanlığı barındırıyor.

Sanırsınız ki, Cumhuriyet öncesi bu topraklardan bilim fışkırıyordu.

Bütün köylerde okullar açıktı.

Osmanlı dünyaya kültür ihraç ediyordu.

Tarihçi Sinan Meydan’a göre, Cumhuriyet kurulduğunda ülkedeki 40 bin köyün 37 bininde okul yoktu.

Okuma yazma oranı, nüfusun yüzde 1’i bile değildi.

Sinan Meydan, Cumhuriyetin 2. Yüzyılına girerken Cumhuriyete harf devrimi ile çatmanın bilimle, ahlakla açıklanamayacağını söylüyor ki, aynı fikirdeyim.

Zira;

Cumhuriyet, Padişahın Kullarını eşit yurttaş yapmıştır.

Cumhuriyet, kadını insandan saymış, ona seçme ve seçilme hakkı vermiştir.

Cumhuriyet, Mahir Ünal gibilerin ülke yönetiminde yer almasını sağlamıştır.

Cumhuriyet, Ulusal Bağımsızlık ilkesini bütün dünyaya kabul ettirmiştir.

Cumhuriyet, köylüye ‘Efendiler’ diyen bir idare şeklidir.

Cumhuriyet, Adaletin herkese eşit uygulanmasını sağlamıştır.

Ve Cumhuriyetin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal, bana göre bir tek sözünde yanılmıştır.

Hani demişti ya Dolmabahçe önüne demirleyen İngiliz Gemileri için;

“Geldikleri gibi giderler...”

Hayır gitmediler Aziz Atatürk.

Neyzen Tevfik’in dediği gibi;

"Geldikleri gibi gitmediler; kimi itini bıraktı, kimi bitini. Kimi de piçini bıraktı! Yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil!"