KESK Üyeleri Cumhuriyet Meydanında bir araya gelerek bordro yakma eylemi yaptılar. Burada bir açıklama yapan KESK Kayseri Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sedat Ünsal şunları söyledi: “Binbir türlü zorluk içinde borçla harçla ayakta kalmaya çalışırken yeni yıla da gözlerimizi fahiş zamlarla açtık. Yılın daha ilk dakikalarında elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine, ulaşıma yapılan astronomik zamların şokunu atlatmadan her yanımız adeta zam kasırgası ile sarıldı. Her alış verişte cebimizden çıkan para artarken poşetlerimiz küçüldükçe küçülüyor. TÜİK rakamları bile son 19 yılın en yüksek enflasyonunu gösteriyor. Ancak Çarşıya, pazara, mutfağa yansıyan zamlar yaşadığımız hayat pahalılığının TÜİK enflasyonun en az iki katı olduğunu gösteriyor.

“DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN AÇLIK SINIRI 4 BİN TL’Yİ, YOKSULLUK SINIRI 13 BİN TL’Yİ AŞTI”

Hem açlık hem de yoksulluk sınırı %55 arttı. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi, bekar bir çalışanın yaşam maliyeti 5 bin TL’yi aştı. Halkın cebinden alınıp piyasaya sürülen milyarca dolarla döviz kuru 3-4 puan düşürüldü. Buna rağmen yılın başında 7,40 TL olan dolar kuru 13 TL üzerinde kalmaya devam etti. Maaşımızı Dolarla Almıyoruz Ama… Tükettiğimiz her şey döviz fiyatlarına göre artıyor. Üstelik kurdaki kısmi düşüşe rağmen başta akaryakıt ürünleri olmak üzere iğneden ipliğe zam sağanağı devam ediyor. Yeni yılın ilk dakikalarında elektriğe %50 ile %127 arasında (ortalama %80), doğalgaza %25, vergi, resim ve harçlara %36, köprü geçiş ücretlerine %25 zam yapıldı. Son bir haftadaki katmerli zamlar asgari ücrete yapılan %50,4 artışı bile çoktan eritti.

“ALİ CENGİZ OYUNLARI İLE BU RAKAMLARA GÖRE BELİRLENEN ENFLASYON FARKINI ALMAK İÇİN BİLE ALTI AY BEKLEMEK ZORUNDA BIRAKILDIK”

Buna rağmen biz kamu emekçilerine önümüzdeki altı ay için %7,5’luk maaş zammı dayatıyorlar. Enflasyon farkını öne çekmekten ibaret %2,5 artışı “refah payı” olarak sunuyorlar. 2020 başında 4 bin 450 TL, 2021 yılında 5 bin 156 TL olan ortalama kamu emekçisi maaşı bu Ocak’ta 7 bin 151 TL’ye çıkmış olacak. Ancak söz konusu maaşla alınan dolardan çeyrek altına, gıda ürünlerinden tüketim maddelerine her şeyin miktarı azalmaya devam edecek. Yıllardır gerçek enflasyonu iliklerimize kadar yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz. Ama maaşlarımız hep bir yerlerden sipariş edilip TÜİK tarafından masa başında belirlenen rakamlara göre artırıldı. Üstelik Ali Cengiz oyunları ile bu rakamlara göre belirlenen enflasyon farkını almak için bile altı ay beklemek zorunda bırakıldık. Maaş artışlarımızı yaşadığımız hayat pahalılığını yansıtmayan, resmi enflasyon rakamlarına endeksleyen mutabakatlara hiç sıkılmadan “toplu sözleşme” dediler.

“YETKİLİ’ SIFATI İLE MASAYA OTURANLAR MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN LAFLAR ETTİLER”

Ancak her seferinde ya maaş artışlarımızı TÜİK rakamlarına indirgeyen mutabakatlara imza koydular. Ya da danışıklı dövüş oyunları ile son sözü hükümete bırakan Hakem Kuruluna attılar. Talep ettikleri maaş artışı oranının üçte birine imza attıkları son mutabakatı bile “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” diyerek cilalamaktan geri durmadılar. Sonuçta fatura daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme olarak hepimize kesildi. Maaşlarınızdaki erime yerini buharlaşmaya bıraktı. Yoksulluğumuz arttı. Sadece son bir hafta içinde yaşadığımız fahiş zamlar refah payı aldatmacasını çoktan yutmuş bulunuyor. 

“ARTIK YETER DİYORUZ!”

Gittikçe ağırlaşan koşullarda bırakalım altı ay sonrasını yarın nasıl bir ülkeye uyanacağımızı bilmiyoruz. Bu karanlık tabloda geçinemiyoruz! Nefes alamıyoruz! Üstümüze çöken bu zifiri karanlıktan tek çıkış yolumuz hangi sendikanın üyesi olursak olalım yetkinin asıl sahipleri olarak bir araya gelmemizden ortak mücadeleyi yükseltmemizden geçiyor.”dedi.

Editör: Haber Merkezi