Baro Başkanı Cavit Dursun sosyal medya hesabında sert açıklama yaptı. Baro seçimleriyle ilgili sürecin başlayacağını belirten Dursun, İl Hıfzısıhha kararlarını eleştirdi. Dursun şunları söyledi: Anayasal bir hukuk devletinde, kanunlar herkes için bağlayıcı ve amir hükümlerdir. Normlar hiyerarşisinde, hiçbir genelge, hiçbir açıklama ve karar, kanunların üstünde olamaz. Coronavirüs tedbirleri kapsamında, Cumhurbaşkanının konuyla ilgili açıklamaları, sonrasında yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesi ve bunlarla birebir aynı olan hıfzıssıhha kurul kararları, açıkça kanuna ve hukuka aykırıdır. Baroların ve Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının Genel Kurul yapmaları, bilindiği üzere, ilki genelgeler ve il Hıfzıssıhha Kurul Kararları, ikincisi ise İçişleri Bakanlığı genelgesi ile Kanunsuz olarak ertelenmiş olup, bu hususlara karşı yapılan tüm itirazlar ve YD talepli idari davalarda, maalesef sonuçsuz kalmıştır.

Son olarak, normalleşme adı altında ve il bazlı renkli olarak alınan tedbirlerden birisi de, yılan hikâyesine döndürülen Baro Genel Kurullarına ilişkindir. Çok yüksek riskli illerde genel kurulların yapılamayacağı, çok yüksek riskli olmayan diğer illerde ise, katılımcı sayısının azami 300 kişiyi geçmeyecek şekilde ve kişi başı minimum 8 m2 alan ayırmak şartıyla yapılabileceği belirtilmiştir.

Söz konusu kararların hangi kriterler esas alınarak verildiği ve belirtilen sayıların hangi bilimsel sebeplerle belirlendiği bilinmemekle birlikte, Baro Genel Kurullarına ilişkin olarak verilen bu kararların ; kanuni, hukuki, mantıki ve fiili gerçeklikten tamamen uzak ve uygulanabilir olmadığını açıkça belirtiyor, itiraz ediyor ve kabul etmiyoruz. Şöyle ki;

1- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 80. maddesi gereğince, Baro genel kurulu, baronun en yüksek organı olup, levhada yazılı bulunan bütün avukatlardan kurulur. 81. madde de yazılı tüm hususlarda karar vermek hak ve yetkisi, baro genel kurulunun, yani baro levhasında yazılı tüm avukatların görevleridir. Belirtilen kararlar, sınırlı sayıdaki avukatla verilemeyecek kadar önemli kararlar olup, aksi hal genel kurul ve seçimlerin iptalini gerektiren ve zorunlu kılan hususlardır.

2- 86. madde gereğince, Baro levhasında yazılı avukatlar, gerek

olağan, gerek olağanüstü genel kurul toplantılarına katılmak ve oy kullanmakla yükümlüdür. Aksi takdirde ilçe seçim kurulunca, para cezası verilir.

3- Baro Genel kuruluna katılmak, her avukatın hakkı, görevi ve yükümlülüğü olup, hiçbir şekilde engellenemez ve sayı sınırı konulamaz.

4- Görüşme ve karar yeter sayısı başlıklı 87. madde ise, belirtilen sayıda üye katılmadıkça, toplantı ve görüşme yapılamayacağı hükmüne amirdir.

5- Tüm bu amir ve emredici kanuni hükümler doğrultusunda, genel kurula katılım sayısına hiçbir sayı sınırı konulamaz. Zira bu hak, levhada yazılı tüm avukatların görevi, hakkı ve yükümlülüğü olup, aksi hal kanuni cezai müeyyideye ve iptale amirdir.

6- Kişi başı minimum 8 m2 alan ayrılma şartının akli, mantıki ve fiili hiçbir gerçekliği yoktur. Azami 300 kişi üzerinden, kişibaşı minimum 8 m2 alan ayrılma halinde, 2.400 m2 alanlı bir genel kurul salonu, hemen hemen hiçbir ilimizde bulunmamaktadır.

7- Kayıtlı avukat sayısı 300’ün altında olan 30 civarı Baromuz bulunmaktadır. Diğer 50 Baromuzun tamamının mevcutları ise, 300’ün üzerindedir. Baromuzun kayıtlı avukat sayısı ise 2189 'dur. Genel Kurullara katılımcı sayısının azami olarak 300 kişi ile sınırlı olması şartına bağlanması, 50 Baroya, kanunsuz olarak “Genel Kurullarınızı Yapamazsınız” sonucunu doğuracaktır.

8- Baro Genel Kurullarında aynı zamanda TBB Delegeleri de seçildiğinden ve bu delegeler TBB seçimlerinde oy kullandıklarından dolayı, TBB seçimlerinin de yapılabilmesi için tüm Baroların eş zamanlı olarak genel kurullarını yapabilmeleri gerekmektedir. Aksi durumda bir kısım TBB delegeleri belirlenmiş, bir kısım TBB delegeleri ise belirlenmemiş olacaktır ki, bu durumda TBB seçimlerinin yapılabilmesi da mümkün olmayacaktır. Bu nedenledir ki, Baro genel kurulları ile ilgili alınan tedbirler hiçbir şekilde uygulanabilir olmayıp, kısmen uygulandığı takdirde ise, kaos yaratmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

9- Kaldı ki Barolar genel kurullarını yapmak için, kanunen en az 30 gün öncesinden başlamak üzere, karar almak ve ilan yapmak zorundadırlar. Bu durumda bugün itibariyle çok yüksek riskli bölgede olmayan bir baro, genel kurul ilanını yaptıktan bir ay sonra, genel kurulunu gerçekleştireceği tarihte çok yüksek riskli il durumuna dönüştüğü durumda, genel kurul ve seçimlerin yine yapılamaması durumu ortaya çıkacaktır.

10- Pazar günleri devam eden sokağa çıkma yasağı gereğince, Cuma ve Cumartesi günlerine alınması gerekecek genel kurul ve seçim günleri de, demokratik teamüllere aykırı bir durum oluşturacaktır.

11- Siyasi Partilerin kongrelerinin ağzına kadar dolu olarak kapalı salonlarda yapıldığı, giriş ve çıkışlarda aralarında santim boşluk olmadan sırtlarda, üst üste ve yanyana halaylar çekildiği bir ortamda, Baroların Genel Kurulları için böylesi sınırlamalar getirilmesi, en hafif deyimiyle aklımızla alay edilmesidir. Demokrasiye, hakka ve eşitliğe inanmış biz Avukatların ve Baroların, bu fiili kanunsuz ve hukuksuz durumu kabullenmesi, asla ve asla mümkün değildir. Avukatlarımızdan aldığımız güven ve destek ile göreve gelen Baro Başkanlıkları olarak, avukatlara verilmiş demokratik hakların kullanılmasının kanunsuz ve eşitliğe aykırı bir biçimde bertaraf edilmesine de sessiz kalmamız ve kabullenmemiz söz konusu dahi olamaz.

12- Alınan bu kararlar ve İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile de, azami 300 kişi ile sınırlı ve her bir kişiye minimum 8 m2 lik alan sağlanarak yapılabileceği sınırlandırılması getirilmek suretiyle ; Hiçbir İlimizde bu büyüklükte bir salon bulunmadığı gerçeği de göz önüne alındığında, Baro genel kurul ve seçimleri, gerçekte ve fiilen bir kez daha yasaklanmaktadır.

13- Öte yandan, Hukuka, Kanuna ve demokratik teamüllere aykırı olarak getirilen sınırlamalar karşısında, Baroların ve Avukatların hak ve hukuklarını korumakla ve eşgüdümü sağlamakla görevli TBB Başkanlığının, tüm bu hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmasını büyük bir üzüntü ve ibretle izlemekteyiz. TBB Başkanlığının bu konu ile ilgili hiçbir girişimde bulunmamasının nedenlerini çok iyi biliyor ve anlıyoruz. Hiçbir görev ve makamın sonsuz olmadığını, önemli olanın görev süresinin uzunluğu değil, yapılan görevin hak, onur ve gurur ile yapılması olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

14- Yapılması gereken iş Barolarla istişarede bulunularak, seçim takviminin kanuna ve hukuka uygun bir şekilde net olarak belirlenmesi ve genel kurullarda alınacak tedbirlerin açıkça ve tartışmaya mahal vermeyecek şekilde belirlenmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle, Barolar için büyük bir kaosa sebebiyet verecek bu uygulamanın durdurulması için tüm yetkilileri göreve davet ediyor ; Baroların genel kurul ve seçimlerini yapmalarının sağlanması için gerekli girişimlerde bulunmaları için tüm ilgili ve yetkililere son kez tarihi bir çağrıda bulunuyoruz. Bu görevlerini yapmadıkları taktirde, tarih önünde en hafif tabiriyle utançla anılacaklardır.

15- Kayseri Barosu Başkanlığı olarak, tüm bu olumsuz, kanunsuz ve menfi durumlara rağmen, yine de genel kurul ve seçim kararını alıp, ilan edeceğiz ve süreci başlatacağız. Belirtilen sorunların çözümü için, gerekli kanuni girişim ve iyi niyetli görüşmelerde bulunmayı da sürdüreceğiz.

16- Özellikle belirtmek gerekirse, baro seçim süreçleri, tüm adaylarca, Meslek Kuralları, Reklam Yasağı Yönetmeliği (m.8/f), Mesleğin Onur ve İtibarı, Baronun Kurumsal Tüzel Kişiliği, Meslek Vakarı, Meslektaşlara Yapılan ve Verilen Hizmetler, Mesleğin Saygınlığı, Avukatlık Kanunu ve Mevzuatı, Meslektaşların ve Mesleğin Aleyhine Sonuçlar Doğuracak Şikayetler Yapmama hususlarına uyulması gereken, sınırları ve kesinlikle aşılmaması gereken kırmızı çizgileri olan bir süreçtir. Baro seçimleri, mesleğin daha ileriye gitmesi ve meslektaşlık bilincinin artması için, nezaket, saygı ve hukuki hassasiyet içerisinde sürdürülmesi gereken önemli süreçlerdir. Bu hususu da öncelikle belirtir ve tekraren hatırlatırız. Meslektaşlarımızın bilgisine saygılarımızla sunarız. “dedi.

Editör: Haber Merkezi