Kayseri Barosu avukatı edildiğini Tuğba Meltem Bilgin, tanımadığı bir kişi tarafından cep telefonuna gelen sesli mesajla tehdit söyledi. Avukat Bilgin, sosyal paylaşım sayfasından yaptığı paylaşımda, "Bir avukat olarak hiç tanımadığım bir kişi tarafından 1 Ekim günü akşam saatlerinde davasını almam için tehdit edildim. Bu kişi cep telefonuma avukatlığını yapmadığım takdirde istediği dakika beni evimden aldıracağını, kayseri meydanına bayrak direği olarak dikeceğini, meydanında bayrak olarak sallandırılacağını söyleyerek mesleğimi ve şahsımı tehdit ve hakaret ederek aşağılayıcı sesli mesajlar gönderdi" diye konuştu.

'3 GÜN BOYUNCA BÜROMDA MAHSUR KALDIM'

Bu olay üzerine Kayseri Barosu Avukat Hakları Komisyonu'ndan destek istediğini belirten Bilgin, "Ancak bu taleplerime rağmen Avukat Hakları Merkezinden bir hafta sonra arandım. Tehdit ve hakaret suçları yönünden olayın şahsi olduğu ve dosyanın takip edilebilmesi için vekaletname vermem gerektiği söylendi. 3 gün boyunca büromda mahsur kaldım. O kadar zor günler geçirdiğim bu süreçte ne Baro teşkilatı ne de yargı teşkilatı gerektiği gibi yanımda olmadı. Desteğini ve varlığını hissettirmedi. Meslektaşlarımızın birlik ve destek olması için illaki bir fiziksel şiddete maruz kalmış olmamız ya da en kötü ihtimalle hayatımızın son bulması mı gerekiyor? Öldükten sonra taziye ziyaretlerinin ailem için bir anlamı olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

'BU KİŞİ KADIN OLDUĞUM İÇİN TEHDİTLERİNİ SÜRDÜRMEYE DEVAM ETMİŞTİR’

Şüphelinin adli kontrol hükümlerince serbest bırakıldığını kaydeden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçimi acıtan bir diğer husus ise, şikayet dilekçemde mesleğimle ilgili ölümle tehdit edilmeme, hakaret ve aşağılayıcı sözler sarf edilmesine dair sesli mesajlar ve çözümleri ayan beyan bulunmasına rağmen avukatlık kanunu ve sair mevzuatlara göre; görevimle ilgili şahsıma karşı işlenen suçların hakime karşı işlenmiş gibi sayılacağı, avukatın yargı görevi gören meslek mensubu olduğu belirtilirken şikayet dilekçemdeki delillerim dikkate dahi alınmadan şüphelinin daha da hafif bir cezayı gerektiren bir suç olan ‘Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma’ suçundan Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmesi ve hakimliğin şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulaması biz avukatların hukukun üvey evlatları yerine konmasından farklı bir şey değildir. Kaldı ki bu kişi, mesleğimle ilgili tehdit ve hakaretlerini kadın olmam sebebi ile kolaylıkla sürdürmeye devam etmiştir. Ciddi bir emek ve uğraş gerektiren insan onurunu ve saygınlığını korumayı gerektiren avukatlık mesleğimi 7 yıldır icra etmeye çalışıyorum. Hukuksuzluğun ve kadına şiddetin karşısında olmaya çalışın bir avukat olarak biliyorum ki maruz kaldığım bu üzücü olay avukatlar için ne ilkti ne de son olacak."


Editör: Haber Merkezi