Kayseri'de yaşayan 52 yaşındaki Arife Güler Kaftancı, 1997 yılında işçi olarak çalışmaya başladığı çelik kapı üretimi yapılan atölyenin sahibi oldu. Komşusuna ait atölyeyi 1 yıl sonra satın alan Kaftancı, forklift sürüp, kaynak yaparak, hem üretimde hem idari bölümde çalıştı. Satın aldığı atölyeyi 13 yıl sonra fabrikaya dönüştüren Kaftancı, şimdi Türkiye'nin dört bir yanına kapı gönderip, yurt dışına ihracat yapıyor.

Evli ve 2 çocuk annesi Arife Güler Kaftancı, 1997 yılında astsubay eşinin tayini nedeniyle Kayseri'ye taşındı. Kaftancı, komşusu Havva Kuşçu'ya ait Kayseri Ağaç İşleri Bölgesi'ndeki çelik kapı üretimi yapılan atölyesinde çalışmaya başladı. Kaftancı, 1 yıl sonra komşusunun da isteğiyle 10 civarında işçinin çalıştığı atölyeyi satın aldı.

ORTADOĞU'YA İHRACAT YAPIYOR

Arife Güler Kaftancı, başına geçtiği atölyeyi idari olarak yönetirken, üretimde de çalışmaya devam etti. Forklift sürüp, kapı boyayan, kaynak yaparak işçileriyle birlikte çalışan Kaftancı, 2010 yılında atölyeyi fabrikaya dönüştürdü. Kaftancı, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde kurduğu fabrikayı, 2014 yılında biraz daha büyüterek şimdiki haline getirdi. İşçilerin, 'Arife abla' diye hitap ettiği Kaftancı, şimdi 40 kişiye istihdam sağlarken, ayda 2 bin kapı üreterek Türkiye'nin dört bir yanına sipariş gönderiyor. Kaftancı, başta Mısır olmak üzere bazı Ortadoğu ülkelerine de ihracat yapıyor.

Hala iş önlüğü giyerek üretimde çalışmaya devam eden Kaftancı'ya, emekli olan eşi de pazarlama bölümünde destek oluyor.

KAYSERİ'DE ÇELİK KAPIDA İLK KADIN PATRON

İşletme Bölümü okurken 2'nci sınıfta üniversiteyi bırakıp İstanbul'da iş hayatına atılan Kaftancı, çanta sektöründe imalat ve satış yaptıktan sonra Kayseri'de komşusunun yönlendirmesiyle fabrika sahibi olduğunu söyledi. Ticareti İstanbul'da öğrendiğini anlatan Kaftancı, "Çelik kapı sektöründe Kayseri'de ilk kadın patronum. Aynı zamanda işçilerimle beraber çalışmaya devam ediyorum. Kadın isterse bir eli ile beşiği, diğer eli ile dünyayı sallar. İşinizin kölesi olmanız lazım. İşi iyi yapmak için boyamı da atıyorum, kaynağımı da yapıyorum, forklift de sürüyorum" dedi.

'ZORU SEVİYORUM'

İşçilerle aile gibi olduklarını ifade eden Kaftancı, "Mesela benim en az çalışan işçim 6 yıllıktır. Onların her türlü sorunları ile ilgilenirim. İşçilerimin sorunları olmaları benim için hiç önemli değil. İnsan odaklı yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Onları kazanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden de 'Önce insan' diyorum. Beni görenler 'Neden butik değil, pasta-börek değil de erkeklerin ağırlıklı olarak uğraştığı bir iş olan çelik kapı sektörü?' diyorlar. Galiba ben biraz zoru seviyorum" dedi.

Editör: Haber Merkezi