Ankara'daki intihar saldırısından yara almadan kurtulan Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Ulaş Apaydın, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun ambulanslar konusunda yaptığı açıklamanın doğru olmadığını öne sürdü.
Ankara'daki intihar saldırısından yara almadan kurtulan Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Ulaş Apaydın, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun ambulanslar konusunda yaptığı açıklamanın doğru olmadığını öne sürdü. Apaydın, "Ambulanslar olay yerine yarım saat sonra geldi. 'Yaşam koridoru' açmasaydık, çok sayıda yaralı da hayatını kaybederdi. Bakanının açıklaması doğru değil" dedi.
Kayseri'de Eğitim-Sen üyeleri siyah kıyafetlerle protesto yürüyüşü yaptı. Şube Başkanı Apaydın, Kayseri'den 3 otobüsle 115 kişilik bir grupla Ankara'ya gittiklerini belirterek, şunları anlattı:
"Yol boyunca, Ankara'ya girişimizde, toplanma alanına gelişimizde ne arama, ne yol kesme, ne kimlik sorgulaması ne de baraj araması yapılmadı. Genelde valilik izniyle yapılan eylemlerde toplanma alanında ve miting alanında arama yapılır, çevrede resmi ve sivil polisler önlem alırdı. Yol, trafiğe kapatılırdı. Toplanma alanında, sıkışıklık nedeniyle saat 09.00 gibi bizler de, yola indik. Sıhhiye Meydanı'na ilerlerken bile, trafik hala işliyordu. Köşe başında sadece 2 trafik ekibi vardı."

Kayseri kafilesi olarak alana doğru yürürken, birden 2 saniyk arayla iki patlama sesiyle irkildiklerini belirten Ulaş Apaydın, şunları söyledi:
"Patlama olan yere 40-50 metre uzaktaydık. Arkamıza döndüğümüzde iki apartman boyunda bir duman bulutu yükseldiğini gördük. Havada kağıt parçaları ve çeşitli cisimler uçuşuyordu. Patlama sonrası kanlar içinde yerde yatanlar vardı. Herkesin yerinde kalması ve yaralılar için yaşam koridoru açılması çağrısı yapıldı. Sağlık Bakanı'nın söylediği gibi, ambulansların olay yerine ulaşmasına engel olabilecek panik ve izdiham meydana gelmedi. Sağlık Bakanı'nın ambulansların kısa sürede olay yerine ulaştığı açıklaması da doğru değil. Yarım saat sonra ambulanslar gelebildi. Yolun karşısında eylem için önlem amaçlı getirilen 3 ambulans bile, toplanma alanına kavşaktan dönüp, gelemedi. Ambulanslar yaralılara kolay ulaşsın diye yollar açıldı, 'yaşam koridoru' oluşturuldu. Sıhhiye Meydanı'na çıkarken, gaz bombasıyla engellendik. Kitlemiz barışçıl, insancıl ve bilinçli insanlardır. Provokasyona kapılmadık. Hain saldırıda son derece soğukkanlı hareket ederek, yaralılarımızın bin an önce hastaneye ulaşması için, ambulanslara, sağlık görevlilerine yardımcı olduk."

SİYAH KIYAFETLE YAĞMUR ALTINDA KATLİAM PROTESTOSU
Eğitim-Sen Kayseri Şubesi önünde toplanan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının siyah kıyafet giyinen temsilcileri, ellerinde çiçeklerle ve açtıkları, "Yastayız, grevdeyiz" pankartıyla birlikte, yağmur altında Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında gruptakiler, AK Parti ve hükümet aleyhine sloganlar atarken, polis de ortam dinleme ve gözetleme aracıyla yürüyüşü takip etti.
Meydana gelen gruptakiler, ellerindeki çiçekleri yere bıraktı ve bombalı saldırıda ölenler için saygı duruşunda bulundu. Burada grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Ulaş Apaydın, "Türkiye'nin göbeğinde, Ankara Garı önünde, binlerce polisin gözü önünde patlattılar bombalarını. 128 canımızı aldılar aramızdan. Canımızdan can gitti, yüreklerimiz dağlandı. Annelerimizi, babalarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybettik. İki gündür yüreğimiz yanıyor, içimiz kanıyor. Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız ve isyan ediyoruz. Bizler patlama sonrasında canlarımızı kurtarmaya çalışırken, polislerini gaz bombaları ile üzerimize salanlar, yüzümüze sırıtarak 'güvenlik zafiyeti yok' diyorlar. Hiç kimse bize bu katliamın faili meçhul olduğunu söylemesin. Yakın tarihimizin en vahşi saldırısına göz yumanları biliyor, katillerin hepsini tanıyoruz" dedi.

Editör: Haber Merkezi