Köşe yazılarımda sürekli, Kayseri’nin değerli kurumlarının yıpratılmasına karşı olduğumu ifade etmişimdir.

Bizler söylüyoruz da ne oluyor?

Sosyal medya gibi sorumsuz bir medya var, sallayan sallayana.

Küfür eden edene.

Çamur atan atana.

Dilin kemiği yok salla gitsin. Ucu da kime dokunursa dokunsun.

Ben kendimi gündeme çıkarayım da kimlere ne olursa olsun.

Şu anki düşünce bu.

Şeker Fabrikası ile ilgili düşüncelerimi de sürekli ifade etmiş, eleştirenlerin neler yaptığını da sormuştum.

Şeker Fabrikası iyi giderken niye sesiniz çıkmıyor diye de ekleme yapmış, kurumu yıpratmanın kimseye faydasının olmadığını da vurgulamıştım.

Ama yine de kafasına esen bir şeyler yapıyor.

Esiyor, gürlüyor, Şekeri uçuracağını söylüyor…

Bir diğer kurum olan Organize Sanayi Bölgesi içinde aynı cümleleri kullandım.

OSB ve Başkanı Tahir Nursaçan’ı yıpratmayın kimseye faydası olmaz dedik.

Demeye de devam edeceğiz sanırsam.

Ama şöyle bir konu gelişti. Kısaca özetleyim de daha iyi anlaşılsın. Şimdi Sayın Başkan Tahir Nursaçan'ın, İtfaiye Müdürü Hüsamettin Kazi, İmar Müdür Abdülmenap Esko, Elektrik Müdürü Hacı Nuh Sarp ve inşaat bölümü şefi Abdullah Ekinci işten çıkarıldığı ifade edildi. İşten çıkarılan bu 4 kişi ve OSB'de sanayici Emrah D., Mehmet H. ve Fatih Ö.'nün 'usulsüz harcama' iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Konu soruşturma aşamasında iken, Başkan Tahir Nursaçan ile yöneticiler Ali Y, Adil Ö., Süleyman S., Şeref Ö., Özer B. ve Seyhan A. hakkında, 'zincirleme şekilde görevi kötüye kullanmak' suçundan 3 aydan 1 yıla, 'zincirleme şekilde imar kirliliğine neden olma' suçundan da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.

Yani dava açıldı.

Yani adı üzerinde bunların tamamı şuan iddia.

Yani kesinleşmiş bir durum yok.

Yani şuan hepsi suçsuz.

Yani mahkemenin verdiği bir karar yok.

Yani şuan da kimse görevi kötüye de kullanmadı.

Yani yargı yolunda kesinleşene kadar ismi geçenler suçsuzdur.

Nokta!

Ama ortada da bir rapor var. Bu raporun tamamını okumayı çok isterdim. Ama elimde yok.

Şimdi bu olay patlak verince bir çok kesimden bir algıya başlanıldı.

Tahişr Nursaçan hemen istifa etsin.

OSB’ye kayyum atansın.

Falan, filan…

Ben olayın tam olarak kamuoyunca anlaşılamadığını düşünenlerdenim.

O yüzden Sayın Başkan Tahir Nursaçan’a sesleniyorum.

Sayın başkan Allah aşkına bu konuyu bir kez daha kamuoyuna tek tek anlatmalısınız.

Çok kez anlattım diyebilirsiniz.

Elbette anlattınız ama bir çok konu bilgiye teyit halde.

Bununla birlikte aklımızda deli sorularda var haliyle.

Mesela;

Müfettişler, uzun süren denetimlerinde ne yaptılar?

Müfettişler, hazırladığı raporda görevi kötüye kullandığınız yönünde bir kanaati var mı?

Müfettişler, hazırladığı raporda imar kirliliği ile ilgili net bir bulguya rastladı mı?

Müfettişler, raporunda size ve yönetiminize yönelik soruşturma açılması için bir tutanak yada başka bir durum gelişti mi?

Kamuoyuna yansıyan bu dava konusunun ne kadarı doğru ne kadarı abartılı?

Zincirleme şekilde imar kirliliğine neden olduğunuz yönde bir düşünce yada bir tutanak tutuldu mu?

Müfettişler, medyaya verdiğiniz paralarla ilgili rapora net olarak ne yazdı?

Bu soruları çoğalt çoğaltabilirsen.

Sayın başkan açıklama yapmaya gerek yok diyorsanız bana verin bilgileri ben açıklayayım.

Uzun zamandır OSB ile uğraşılmadığını hepimiz bal gibi de biliyoruz.

Sayın Tahir Nursaçan göreve geldiği günden bu yana kafasını bir türlü müfettişlerden kaldıramadığını da görüyoruz.

Kim gönderiyor, niye gönderiyor, bu kadar kolay müfettiş gönderilebiliyor mu?

Olay bazen Ak Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi savaşına da döndüğü konuşuldu.

Sayın Başkan sizinle asıl kimler uğraşıyor?

Sizi görevinizden istifa ettirebilmek için mi müfettiş yağmuruna tutuyorlar?

Asıl amaç nedir?

Sizden önceki başkanlarla uğraşmayanlar sizinle niye, neden uğraşıyor?

Burada benim kimseye destek vermek gibi bir düşüncem de yok.

Ben gerçeklerin ortaya çıkmasını isteyenlerdenim.

Gerçek neyse onu yazalım.

Kişisel hırsların haber olmasından usandım.

Bir kez daha soruyorum, Sayın Tahir Nursaçan, “Sizinle kimler, neden uğraşıyor, asıl mesele nedir?”

Şimdilik bu kadar…