Gazeteci Hasan Sami Bolak, sosyal paylaşım platformu Facebook üzerinden geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan hakkında ( Mevzu, eski cami halılarının akıbeti) çeşitli iddialar ortaya atarak verip veriştirdi.
Bolak, paylaşımlarında Nursaçan'ın ne hırsızlığını bıraktı ne de arsızlığını!
Hasan Sami Bolak'ın bu paylaşımlarını sahur vakti cep telefonunda facebook da gezinirken tesadüfen gördüm.
Sabah olduğunda ilk iş bunu haber yapayım diye yatağıma gittim ancak bir türlü uyku tutmadı.
Damarlarımda haberci kanı dolaşıyor ya, uykusuz kalmak pahasına da olsa bu konuyu haberleştirmeliydim ve öyle de oldu.
Bilgisayar başına geçtim sabah gün ışımaya yakın söz konusu haberi, özel logosu ve kendi imzam ile www.kayseriyerelhaber.com da paylaştım, uyudum.
Kalkıp kahvaltı dahi etmeden bilgisayar başına oturduğumda ise 5 saat içerisinde yaptığım bu haberin, tüm dünya genelinde yaklaşık 325 bin kişi tarafından tıklanıp okunduğunu gördüm.
Hakkında iddialar ortaya atılan kişi Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı!
İddialar ciddi, iddiaları ortaya atan kişi ise bir gazeteci (Hasan Sami Bolak)!
Bahsettiğim kişi toy falan değil ha, belki 25-30 yıldır bu memlekette gazetecilik yapmış bir şahsiyetten söz ediyorum.
Belki daha fazladır ama fazlaysa beni bağışlasın, kesinlikle mesleğimize verdiği emeğine saygısızlık etmek istemem!
***
Bu haberin ardından Ramazan Bayramı'nın yaklaşması dolayısıyla araya, Arife Günü mezarlık ziyaretleri için köyümüz Akkışla'nın yolunu tam tutmak üzeriydim ki Kayseri çıkışı cep telefonum çaldı.
Arayan polis!
Haberin yayınlanmasının üzerinden 48 saat dahi geçmeden Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla söz konusu haberimin linkine erişim yasağı getirilmiş, kararı uygulayıcı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ise çıkan yeni yasaya binaen haberin erişimini engellemiş.
Beni 505'den arayan polis ise söz konusu kararı bana tebliğ ettirmek için beni aramış!
Köyden akşam üzeri döndüğümde, Cumhuriyet Savcısı İsmail Dalan talimatıyla evime kadar gelen polisin hazırladığı tutanağı imzalayıp, 2 sayfadan oluşan mahkeme kararını teslim aldım, ilgili habere ilişkin sitedeki mobil dahil tüm giriş noktalarını aktiften pasif hale getirdim.
Sonuç da ortada mahkeme kararı var!
Aradan geçen iki haftanın sonunda ise söz konusu haberle ilgili Savcılık talimatıyla emniyete ifade verdim.
Verdiğim ifadenin ardından ise hakkımda 20 bin TL'lik tazminat davası açıldığını dün öğrendim!
Gayet doğal, burası Türkiye Cumhuriyeti ve ülkede yasalar var.
Herkesin iftiraya uğradığını iddia ederek hakkını arama yoluna gitmesi de normal.
Bu tür ciddi iddialar benim hakkında ortaya atılsa bende aynısını yapardım.
***
Gelelim olayın diğer boyutuna!
Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan hakkında bu iddiaları ortaya atan Hasan Sami Bolak ağabey, kanıtlı, belgeli iddiasında tam tamına 360 derece geri dönmüş!
Tükürdüğünü yalamakla da kalmamış, yine aynı hataya düşüp facebook üzerinden bu kez benim haberciliğime dil uzatmaya kalkmış!
Ben bunları sonradan öğreniyorum çünkü; beni de yıllardır arkadaşlık yaptığı Facebook'dan da çıkarmış!
İsabet olmuş...
Bolak'ın Facebook da benim hakkımda o sonradan yazdıklarını değerli gazeteci ağabeylerim bizzat bana ulaştırdılar, sağolsun var olsunlar!
Neymiş efendim?
Hasan Sami Bolak beyefendi; Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan hakkında ortaya attığı iddiaları, "Kafiyesine uydurarak espri" yapmış!
Bende bu beyefendinin aynen kendi ifadesiyle 'Şakaya yönelik vakit öldürme sohbetini' ciddiye alarak haber yapmışım!
Yalanla başladığı savunmasının devamında ise aynen Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan'a yaptığı gibi bana da alenen belgesiz iftira atarak, haberde kullandığım kendi facebook fotoğrafları üzerinde de Photoshop kullanarak oynama yaptığımı iddia etmiş, ardında aklınca beni kınamış!  
Yalan!
Vallahi de billahi de külleyen yalan!
Ben o fotoğraflarda tek satır oynama yapmadım, yapmam da!
Facebook da yaptığın o paylaşımları sildin, mahkeme asıllarına bir daha ulaşamayacak mı zannediyorsun?
İddiayı ortaya attın bitti, sildin gitti bu kadar basit öyle mi?
Çok komiksin!
Yine Facebook üzerinden "Bir iftira daha Ali Türkaslan'a atayım, bu işten sıyrılayım" zihniyetindeysen yanılırsın...
Beni toy sandın galiba?
Teknoloji şimdi o kadar ilerledi ki, sen geri kalmışsın sanırım!
O platformda yaptığın her şey gün gelir karşına çıkar, yaptığın paylaşımlar Facebook Server'larına düştü mü kaçış yolun yok!
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin iftar yemeğinde aramızda geçen konuşmaya gelince, onu da çarpıtmışsın...
Masanda oturan onca insanın içinde Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan hoca hakkında iddialarını daha da ballandırarak, Facebook'daki 2 iddianın üzerine 5 daha katarak bana anlatan sen değil misin?
***
Ayıptır ayıp!
Yaşını başını almış koskoca adamsın!
İftira atmaya ve yalan söylemeye utanmıyor musun?
Seni adam bilip, haber yaptıysak suç mu işledik?
Allah seni bildiği gibi yapsın!
***
Daha önce bu köşeden şahsımın İmam Hatip kökenli olduğunu yazmıştım, Kayseri Merkez İmam Hatip Lisesi'ne gitmeden önce de Aydınlık Evler'deki Bölge Yatılı Kuran Kursu'nda 1 yıl yatılı eğitim aldım.
Bunu ilk kez yazıyorum...
Yazının sonunda bunu niye mi anlatıyorum?
Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan hoca, o dönem zaman zaman derslerimize girer idi!
Kendisinin sohbetlerini can kulağıyla dinler, feyz alırdık.
Yani bana hocalık yaptı, Necmettin Nursaçan....
Ama Sayın Nursaçan'ın hocam olması benim gazeteciliğimi yapmama engel değil ki!
Bu haberi kaleme almakla değerli hocam Necmettin Nursaçan'ı biraz üzmüş olabilirim ancak, aksine ben çok mutluyum.
Belki bu haberi yapmasam, ben ve tüm Kayseri kamuoyu Gazeteci Hasan Sami Bolak'ın gerçek yüzünü tanıyamayacaktı!
***
Ben bu mesleğin acizhane hakkını vermeye çalışan bir gazeteci olarak, bu yaşanan olay karşısında doğru olanı yaptığıma inanıyorum.
Bu yazıyı da, bana açılan davadan vazgeçilmesi için falan da yazmıyorum.
Haber metnindeki iddialar; Hasan Sami Bolak'ın iddiaları benim değil ancak, haber benim!
İddiaya binaen kaleme aldığım haberim hakkında da, Yargı karşısında boynum kıldan incedir...
Çünkü "Sonuç ne olursa olsun, sen doğru dur, eğri belasını bulur" derdi, rahmetli babam!

İŞTE HASAN SAMİ BOLAK'IN O PAYLAŞIMI


Not: Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, avukatları aracılığıyla şahsıma karşı açtığı dava dilekçesine bahse konu halıların akıbeti hakkında bir dizi belge eklemiş.

İŞTE O BELGELER