Bir kenti yönetenleri ve siyasilerinin ortaya koydukları çalışma performansı, olumsuzluklarda birinci de yapar, olumlu hizmetlerde ise bir inci de.

Maalesef on 20 yıla baktığımızda, olumsuzluklar noktasında Kayseri hep birinciler arasında.

Ama bazı kentler bu zaman diliminde, kentin yönetenleri tarafından ‘Bir inci’ haline getirildi.

Son dönemlerde, Bankalardaki döviz mevduat hesaplarının yoğunluğuna bakıldığında kentimiz en önde gelen kentlerden biri.

Oysa iktidar partisine en yüksek oranda oy veren bir kent.

Ama o iktidarın aldığı parasal önlemlere uymayan kentlerin de başında geliyor.

Bu gün, 2021 yılı içerisinde Türkiye ve Kayseri’de faturasını ödeyemediği için elektriği kesilen illerde Kayseri’nin kırdığı rekordan bahsedeceğim.

Enerji Bakanlığı verilerine göre, Fatura miktarı üzerinden, faturasını ödeyemediği için elektriği kesilen abone oranının Türkiye ortalaması yüzde 0.83 iken Kayseri’de bu oran yüzde 3.74 çıktı.

Yani elektriği kesilen abone sayısında, tüm illerin çok üzerinde bir rekor elde ettik.

Oysa Kayseri ve Civarı Elektrik Türk Anonim Şirketi, elektrik dağıtımı yapan en eski şirket.

Diğer 20 dağıtım şirketinin büyük bölümü ‘Beşli Çete’ olarak adlandırılan ayrıcalıklı insanların elinde iken Kayseri’nin elektriğini dağıtan şirketin en büyük ortağı ise Büyükşehir Belediyesi.

Sözün özü;

Belediye şirketi olan KEPSAŞ, 5 milyon 847 bin 438 faturaya karşılık yüzde 3,47’lik oranla kesintiye giderek 218 bin 694 haneyi karanlıkta bıraktı. Türkiye’de toplam 69.365.218 TL’lik açma kapama tutarı toplanırken, Kayseri’de 5.587.760 TL açma kapama ücreti alınmıştır. Yani Türkiye’deki toplam açma kapama bedelinin yüzde 8’i Kayseri’den. Başka bir ifade ile Kayseri Belediyesi açma kapamayı da bir gelir kapısına dönüştürerek 5.587. 760 lira gelir sağlamış. Tamı tamına 218 bin 694 meskenin yanı sıra 51 bin 744 ticarethane, 2 bin 995 tarımsal sulama ile 794 sanayi abonesinin şarteli indirilmiş, elektriksiz bırakılmıştır.

Bir de Taner Yıldız’ın yüksek himayelerinde GES Ruhsatı alarak kurdukları tesislerde ürettikleri elektrik için bakanlığa her ay yüklü miktarlarda, dolar üzerinden elektrik faturası kesen Memleket büyükleri var. Onları da ayrı bir yazı konusu yapacağım yakında.

Hadi şu gerçeği de ekleyiverelim.

Bu kadim kent, kişi başına düşen kamu yatırımı bakımından da 81 il içerisinde 77 sıradadır.

Eskiden okul, sağlık kurumu gibi tesis yatırımlarında devlete iş düşmezdi Kayseri’de.

Hayırseverlerimiz okul sağlık merkezi gibi yatırımları inşa eder, ilgili bakanlıklara hediye ederdi.

Ama şimdi Maşallahları var belediye başkanlarımızın, haftada bir cami açıyorlar, hayırseverlerin inşa ettiği, ya da cami sözleşmesi imzalıyorlar.

Bu kadim şehirde artık her mahallede birkaç cami var, ama içlerinde cemaat yok.

Bazı yönetenlerimiz işi o kadar ileri götürdüler ki, bir çok siteye bile cami inşa ettirmeyi başardı.

İstanbul’da kaynakları kurutulan tarikatlar da Kayseri’ye kamp kurdu artık.

Vakıf Maskeli tarikatlar Kayseri’de habis bir ur misali büyüyüp çoğalıyor.

Fetö’ye ait oldukları için el konulan devasa öğrenci yurtları, dersaneler artık başka tarikatların emrindeki vakıflara hizmet eder hale geldi.

Sahabiye, Fatih, Fevziçakmak, Kılıçaslan gibi mahalleler artık Suriyelilerin oluşturduğu birer Getto.

Kayseri’nin sayfiyelerinde eskiden hırsızlar evlere girip hırsızlık yapardı.

Şimdi dış mekanlarda metal adına ne varsa söküp araçlara yükleyip hurdaya götürüyorlar.

Dün bir dostum Bağ evindeki tabloyu şu şekilde anlattı;

“Hani kamu binası yıktırılmak için yıkımcıya ihaleyle verilir ya, yıkımcı da binanın kapısını, penceresini, metal aksamını hasarsız ayırıp satar ya. İşte Bağ evimdeki görüntü şu anda bu durumda. Bir dozer sokup yerle bir etmedikleri kaldı..”

Sonuç;

AKP anlayışı Türkiye’de son 20 yıldır iktidarda.

Ama Kayseri’de neredeyse 30 yıldır yerel yönetimi elinde bulunduruyor. Bu zaman diliminde bu kentin hiçbir temel sorunu çözüm bulmadı.

Her olumsuzlukta ilk olmayı ise hiçbir ilimize bırakmadı, elinde bulunduruyor. Türkiye ortalamasının 6 katı borcundan dolayı elektriği kesilen yurttaşın yaşadığı bir kent haline geldik, getirildik.

Başka kentlerde, kenti yönetenler, proje, yatırım, koordinasyon, işbirliği gibi konuları gündeminde tutar, bizimkiler ise mevsimine göre, cami önlerinde meyve suyu, tulumba tatlısı, aşure ve dondurma dağıtarak gönüllere girmeye çalışır. Neredeyse 30 yıldır bu kentin kaderine hükmedenler sayesinde, Kayseri her alanda Türkiye’nin ilk yedi ilinden biri iken ilk 20’lere kadar geriledi.

Türkiye’nin ikinci GAP’ı denilerek inşa edilen Yamula Barajı bir karış toprağı sulayamıyor, Zamantı Irmağının Akdeniz yerine Karadeniz’e dökülmesini sağlayacak olan Develi Sulaması’nda bir adım ileri gidilmedi, açılan devasa tünel elma ve patates deposu olarak kullanılıyor.

Otoban yapılır Kayseri’nin 100 kilometre yakınından geçer. Hızlı Tren inşa edilir, Kayseri’nin 140 kilometre yakınından geçer. Havaalanına turist iner, Yeşilmahalle Kanal boyundan Kapadokya’ya kaçırılır. İktidara yakın olanlar çuvallarla para kazanır, fakiri fukarası elektrik faturasını ödeyemez ve belediye eliyle elektriği kesilir. Ama Gönül Belediyeciliği yapılır.

Sevsinler sizin belediyeciliğinizi.