Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri, kent merkezine 24 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hititlerin Anadolu'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ile höyüğü saran Karum'dan oluşan Kültepe Ören Yeri'nde yönetim binaları, dini yapılar, ev ve dükkan ile atölye kalıntıları yer alıyor. Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan ören yerinde kazı ve restorasyon çalışmaları, 1948 yılından bu yana devam ediyor. Önemli tarihi eserlerin elde edildiği kazı çalışmalarında son olarak yaklaşık 4 bin 200 yıllık olduğu belirlenen mezar küpü ile 6 adet küçük kap ve çeşitli ebatlarda küpler bulundu.

Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, bu yıl kazı çalışmalarının temmuz ayında başladığını söyleyerek, "Temmuz’dan itibaren beş ayı doldurduk. Uzunca bir süre oldu. Tahminime göre yaklaşık 1 ay daha buradayız. Çalışmalarda kısıtlı şartlara rağmen, pandemi ile dolayısıyla yaşadığımız süreci dikkate alırsak yine de iyi bir sezon geçirdik. Küçük alanlarda çalıştık, nokta atışlar ile iyi sonuçlar aldık" dedi.

‘ÇIKAN KEMİKLER ARAŞTIRILACAK’

Kazı çalışmalarında bulunan 4 bin 200 yıllık mezar küpüne değinen Prof. Dr. Kulakoğlu, "Büyük bir küpümüz var. Bu küpler, mezar küpüdür ve bulduğumuzda bir gömü vardı. O dönemin insanları ölüleri evlerin tabanına gömdükleri gibi büyük mezarlıklara da gömüyorlardı. İçinde kemikler, iskeletler ve küçük hediyeleri vardı. Bunlar zengin insanlar değil fakat, o dönemde yaşayan insanlar hakkında önemli bilgiler veriyor. Çıkan kemikler antropolog arkadaşlarımız tarafından araştırılacak. Bizim bir TÜBİTAK projemiz var, genom analizleri dediğimiz DNA analiz çalışmaları ile burada yaşayan insanların birbirleri ile ilişkileri, bu insanların nereden geldikleri gibi yerli ya da başka ülkelerden geldikleri hakkında bilgi verecekler" diye konuştu.

‘BU KÜPLER YAKLAŞIK 4200 YIL ÖNCE KULLANILMIŞ ESERLER’

Çalışmaları titizlikle sürdürdüklerini kaydeden Kulakoğlu, şöyle konuştu:

"Bulmuş olduğumuz küpler yaklaşık 4 bin 200 yıl önce kullanılmış eserler. Demir dönemine ait eserler de mevcut. Bu eserler ilk bakışta çanak çömlek gibi gözükebilir evet doğrudur fakat bu eserler bizlere o döneme ait bilgiler veriyor. Biz bunlara baktığımızda o binaya ait bilgiler veriyor ve ona göre tariflendirme yapıyoruz. Arka tarafta tonlarca seramik parçaları vardır, biz onları atmayız çünkü o döneme ait bilgileri o parçalardan alırız.  O parçaları toplarız, burada eleriz, yıkarız kuruturuz, çizimi yapılır, fotoğrafı çekilir ve ciddi anlamda uzun bir süreçtir."

Editör: Haber Merkezi