“KAYSERİ FETÖ BORSASI-1” başlıklı 9 Haziran 2019 Pazar günü kaleme alıp www.kayseriyerelhaber.com da yayınladığım köşe yazımın üzerinden an itibariyle 3 ay 10 gün geçti.

Söz konusu köşe yazıma, Kayseri İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular’ın müracaatı üzerine Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/2969 D. İş numaralı kararıyla Erişim Engellemesi getirildi. Kararı Yargıç Buket Sicimgiller, kırmızı renkteki mührü ve ıslak imzasıyla verdi.

Ben köşe yazımı 9 Haziran 2019 Pazar günü Saat 11:00 gibi yayına verdim, Yargıç Buket Sicimgiller hanımefendi aynı günün gecesi saat:23:59 da, Kayseri İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular’ın müracaatı üzerine yayın durdurma kararı verip, Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne elektronik ortamda tebliğ etti.

Bir Pazar günü, Kayseri Adliyesi’nin koridorlarından bu denli jet hızıyla çıkan başka emsal bir karar var mıdır ben bilmiyorum, bilen biri varsa bana da söylerse mesut bahtiyar olacağım.

Yargıç Buket Sicimgiller hanımefendi o gece nöbetçi miydi yoksa, uykusunu yarıda bırakıp yatağından kalkıp Kayseri Adliyesi’ne gelerek bu kararı mı verdi onu da bilemiyorum!

Yine Yargıç Buket Sicimgiller hanımefendinin bu karar dışında o gece verdiği başka karar var mıdır doğrusu onu da merak ediyorum.

“E- İmzalıdır” ibaresi taşıyan bir belgenin üzerine neden ıslak imza atılıp kırmızı mühür vurulur onu da anlamış değilim.

Ama her neyse…

Kararı aldık, kabul ettik!

Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bize kararı tebliğinin üzerinden 4 saat geçmeden o köşe yazım yayından kaldırıldı!

Anayasası’nın 2. Maddesinde ; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir” ibaresi var ve Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet mekanizması karşısında boynum kıldan incedir!

***

“KAYSERİ FETÖ BORSASI-1” başlığını taşıyan o köşe yazımda, Bekaş İnşaat Sahibi Bekir Karahasanoğlu, Kayseri Emniyet Müdürü İbrahim Kulular ve kayınbiraderi Cengiz Kardeş ile Hunat Camii Eski İmamı Kayseripark’daki Sarar Giyim Mağazası’nın Sahibi Ali Çamlı hakkında ortaya atılan çeşitli iddiaları kaleme almıştım.

Okuyanlar hatırlayacaktır, o yazının detaylarına şu an kanunen inemiyorum!

Ama şimdilik!

O köşe yazımın ardından geçen zaman zarfında, Ali Türkaslan olarak şahsım hakkında başlatılan 5 adet soruşturma “KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR” ile sonuçlanırken, “Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla 1 adet yeni dava açıldı.

Ali Türkaslan olarak ben, “FETÖ/PDY Terör Örgütü Propagandası Yapmak, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’ne Üye Olmak” iddiasıyla bile yargılandım!

  1. konusu soruşturmalar kapsamında, By Lock ve Bank Asya incelemelerinden tutun da MASAK raporlarına kadar her şeyim didik didik incelendi.

Sonuç, hakkımda “KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR” verildi ve aklandım.

Bana FETÖ/PDY yaftası yapıştırmayı beceremeyen şer cenahı, gemi daha da azıya alıp adeta mal bulmuş mağribi gibi Facebook hesabımdan medet umarak, kimliği gizlenen kişi veya kişilerce CİMER ve BİMER’e yaptırdıkları şikâyetler sonucunda “Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla şahsıma dava açtırdı.

Anlayacağınız hakkımda açılan bu dava, 6-7 yıl önceki ve kaç kez çalındığını dahi hatırlamadığım, yönetimi de her zaman editör arkadaşlarımda olan Facebook paylaşımlarını içeriyor!

***

3 ay önceki köşe yazımı yayınladıktan sonra beni telefonla arayıp Seni Kayseri’de gezdirmeyeceğim. Pazartesi’den itibaren Kayseri Adliyesi’ne gidip senin tüm pisliklerini ortaya çıkaracağım. Seni ekmeğe muhtaç edeceğim” diye tehditler yağdıran Ali Çamlı ve avanesinin “Elinizden geleni arkanıza koymayın” yanıtını aldıktan ellerinden gelen bu mu?

Yazık!

Şimdi aylak aylak ortalarda gezip, dört gözle bana açılan hakaret davasından hüküm giyeceğimi bekliyorlarmış…

Ne kadar, aciz olduğunuzun farkına henüz varmadınız mı?

Siz insanları, hep böyle Adliye’yle Hakim Savcı ile mi tehdit eder siniz?

Beni telefonla tehdit ettiğiniz gün, yürek yemediyseniz o cesareti nerden ve kimden alıyor sunuz?

Yazdığım “KAYSERİ FETÖ BORSASI-1” başlıklı köşe yazım hakkında kamuoyu nezdinde tek satır açıklama yapamayacaksınız, ortaya atılan o ciddi iddialara yanıt bile veremeyeceksiniz, “Yalan haber yaptı” diye ne tekzip gönderip nede dava dahi açamayacak sınız sonra da kalkıp gazeteci tehdit edeceksiniz!

Söz konusu ciddi iddiaları ortaya atanlar hakkında da herhangi bir şikâyet ve dava açılmaması ise işin cabası...

Varsayalım “O iddiaları ortaya atanlar yalan söyledi, o belgeler çakma idi” neden 3 ay geçmesine rağmen bir Cumhuriyet Savcısına gidip tek satır dahi ifade vermediniz?

Sadece benim yazıma Erişim Engeli kararı aldırmakla yetindiniz?

Bu sizi tatmin etti mi?

Vay beee…

Her şey bu kadar basit mi?

Adalet, Türkiye de burjuvaya başka fakir emekçiye başka mı?

Türkiye, Muz Cumhuriyeti Kayseri de Başkenti ya (!)

Bu iş Kayseri Şeker Fabrikası soruşturmasında Ekonomi Eski Bakanı Mustafa Elitaş ve Hakim Yıldırım Bayrak ile düştüğünüz tape işine benzemez!

Türkiye’de artık, Swissôtel de cirit atıp telefonun ucunda adalet tesis etmeye çalışan Broker’ların dönemi çoktan bitti.

Kayseri’de adalet ve yargı mekanizmasını kendisine geçim kaynağı olarak görenlerin de ipliği çoktan pazara çıktı!

***

Gazeteci işini yapar arkadaş!

Biri hakkında ciddi bir iddia varsa ve bu kamu menfaatini yakından ilgilendiriyorsa gazeteci yazar!

-Adaleti parasıyla satın almaya cürret ettiği iddia edilen müteahhidi de yazar!

-Para alışverişinde aracı olduğu iddia edilen hocayı da yazar!

-Rüşvet aldığı iddia edilen Emniyet Müdürünü de yazar!

-Dosya kapattıkları iddia edilen Savcıları da yazar!

- Somut delilleri görmezden gelen Hakimi de yazar!

- İşgüzar Başkanları da yazar!

- Aldıkları talimat gereği, hep bir ağızdan devletin Kayseri’deki en yetkili makamına operasyon çekmeye çalışan tetikçi gazetecileri de yazar!

- Neyin ne olduğunu ayırt etmeden sapla samanı bir birine karıştıran CEO’yu da yazar!

- O günlerde konunun üzerine 5’inci viteste tam gaz giderken, şimdilerde (R) yapan Vali’yi de yazar!

-Milletvekilini de yazar!

- Mükemmel bir zeka ile kusursuz bir oyun kurup, tüm sistemi paçayı kurtarmak için dizayn etmeye kalkışan Bakanı da yazar!

- Şapka düşüp kel görününce tepe taklak giderken, dün mahkeme salonlarını kullanarak tehdit ettikleri siyasilerin, bugün paçalarına asılan Broker’ları da yazar!

Kısacası herkes işini yapacak!

Kimse üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmayacak!

NOT: Bundan önce yazdığım köşe yazılarıma alınan “Erişim Engelleme” kararları, bundan sonra kaleme alacağım köşe yazılarıma da gelebilir, söz konusu yazılarımı bir yere not etmeniz veya ekran görüntüsü almanız şiddetle tavsiyemdir.

Editör: Haber Merkezi