Merhaba Değerli Okurlarım;

Ak Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin, LGBT’li bireyler için sarf ettiği “Madem Allah yaratmış hepsinin başımızın üzerinde yeri var. Herkesin saygılı olması lazım” şeklindeki sözlerinin yankıları tüm Türkiye de sürüyor…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan LGBT’li bireyler için “Lanetlenmiş”, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Sapkınlık” ifadelerini kullanırken, Özhaseki’nin “Madem Allah yaratmış hepsinin başımızın üzerinde yeri var. Herkesin saygılı olması lazım” şeklindeki açıklamalarına kimse anlam veremedi.

Bu skandal açıklamaların ardından, Özhaseki sosyal medyada linç edilirken Ak Parti’ye yakın isimler bile Lut kavminin başına gelenlerden önekler verip, Kuran ayetlerinden attıkları tweetlerle adeta öfke kustu.

***

Çığ gibi büyüyen tepkilere dayanamayan Özhaseki ise, 18 Kasım 2021 Perşembe günü akşama doğru saat 16:01 de kişisel Facebook sayfasından bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

Yani program yayınlandıktan tam 6 gün sonra!

Özhaseki’nin konuya ilişkin açıklamasını aşağıda noktasına virgülüne dokunmadan aynen veriyorum:

Bir TV kanalında yaratılıştan kaynaklanan farklı bireylerle ilgili söylemiş olduğum sözler, tamamıyla bağlamından koparılıp başka mecralara çekildi. Çok uzun süren bir röportaj yayın süresi dikkate alınarak kısaltıldığında bazen vermek istediğiniz ana mesaj kayboluyor.

Meramımın tam anlaşılması için bir kez daha açıkça sözlerimi tekrarlıyor ve sözlerimin de arkasında olduğumu ifade ediyorum;

Kainatı ve insanları Allah yaratmıştır. Yaratan hiçbir şeyi boş ve anlamsız yaratmamıştır. Yaratılan her şeyde bir hikmet vardır. İnsanoğlu için yaratılıştan gelen farklılığın ve rahatsızlığın (hünsa) kınanacak bir tarafı yoktur. Onlara saygı duymak esastır ve başımızın üstünde yeri vardır. Ancak sonradan yapılan geleneklerimize, göreneklerimize, inanç değerlerimize aykırı olarak tercihen yapılan ve aile kurumumuzu ifsat eden birtakım sapkınlıkları tasvip etmemiz asla mümkün değildir.

Konuşmamın bütününde verdiğim ve anlatmak istediğim mesaj buydu. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Özhaseki açıklamasına, “yaratılıştan kaynaklanan farklı bireylerle ilgili söylemiş olduğum sözler” ifadeleriyle başlıyor!

Oysa ki; program sunucusu Deniz Tural’ın o programdaki LGBT’li bireylere ilişkin sorusu ise aynen şöyle:

“Sayın Bakanım benim şansımın direk merak ettiği bir konu var, yani bu konuda sizin görüşlerinizi merak ediyorum. LGBT’li bireylerle ilgili düşünceleriniz nedir?”

TV100 Program Sunucusu Deniz Tural’ın yukarda aynen okuduğunuz sorusunda da gördüğünüz üzere, soruda “Yaratılış” veya “Doğuş” diye bir sözcük var mı?

Tabi ki, yok…

Teleskopla baksanız bulamazsınız!

Teknik olarak profesyonel olup, karanlık bir odada ışık sistemleriyle kurgulanmış program da, Özhaseki’nin sunucu Deniz Tural’ı yada Deniz Tural’ın Özhaseki’yi yanlış anlama şansı sizce var mıdır?

O röportaj, ayaküstü verilen bir röportaj değil, yer Özhaseki’nin Talas’daki evi, kaldı ki ortam kalabalık bir ortam değil, yanlış anlaşılma ihtimali bu ortamda nasıl doğsun?

Meslekte yıllardır kameramanlık yapıp, binlerce program çekmiş, hem kameranın önünde hem arkasında çalışmış eski bir televizyoncu olarak, bu sorunun yanlış anlaşılma ihtimalinin olmayacağı kanaatindeyim.

Türkiye’yi sallayıp Sayın Özhaseki’yi yükselen döviz fiyatlarına rağmen Twetter da Trend Topic yapan o sorunun yanlış anlaşılma ihtimalini, ben matematiksel olarak anlatacak olursam 1 milyarda bir ihtimal dahi veremem.

Hodri meydan dilerseniz, program kayıtlarını bilirkişiye yollayın!

Programcı Deniz Tural çok açık ve net olarak Özhaseki’ye, kendisinin de çok merak ettiği LGBT’li bireyler hakkında fikrini soruyor, Özhaseki de güzel güzel anlatıyor!

Sayın Özhaseki açıklamasında ayrıca, “Çok uzun süren bir röportaj yayın süresi dikkate alınarak kısaltıldığında bazen vermek istediğiniz ana mesaj kayboluyor” diyor!

Yani Sayın Özhaseki’nin lafı eveleyip-geveleyip burada demeye çalıştığı şey aynen şudur:

LGBT ile ilgili TV 100’e çok uzun bir röportaj verdim. Program yapımcısı arkadaşlar kesip-biçerek röportajımı kısalttılar, benim vermek istediğim ana mesaj kayboldu. Bundan dolayı yanlış anlaşıldım.”

Siz o masalı, bir de benim mikrofonuma anlatın!

Sayın Özhaseki’nin verdiği o röportajın LGBT sorusunu içeren bölümü, programın 40’ıncı dakika 37’inci saniyesinde başlıyor, 42’inci dakika 46’ıncı saniyesinde de bitiyor.

Yani bahse konu olan bölüm, röportajın hepi topu 2 dakika 15 saniyelik bir kısmı!

Sayın Özhaseki’nin de “Ben öyle demek istemedim. Röportajımı kesip-biçtiler” demeye çalıştığı yerde işte bu kısım!

Yine televizyonculuk ve kurgu tecrübelerime dayanarak, durumun sayın Özhaseki’nin anlattığı gibi olmadığını ve programın LGBT’li bireyleri içeren kısmında hiçbir şekilde kesme, biçme, ulama yapılmadığını iddia ediyorum!

Röportajdaki görüntünün LGBT’yi içeren kısmı, tıpkı bir akarsu gibi akıp gidiyor ve kesme biçme gibi dışarıdan hiçbir müdahale de kesinlikle yapılmamış!

Paket olarak çekilen o program sadece, birden fazla kamera kullanılıp ilave görüntü mikseriyle çekilmiş o kadar!

Yine ve ikinci kez hodri meydan, yüreğiniz yetiyorsa o programın görüntüsünü bilirkişiye yollayın!

Ben 20 yıllık mesleğime iddiasına varım, eğer benim dediğim çıkarsa siz kamudaki tüm görevlerinizden istifa edecek misiniz?

***

LGBT’li bireylere bakış açısını anlatırken yaptığı tepki çeken ilk açıklamasını Din’i terimlerle bezeyen Özhaseki, durumu kurtarmak adına yine Din’e sarıldı.

Bu kez Dinimiz İslam’ı kendine göre yorumlamaya başlayan Özhaseki, “Meramımın tam anlaşılması için bir kez daha açıkça sözlerimi tekrarlıyor ve sözlerimin de arkasında olduğumu ifade ediyorum” sözleriyle de adeta tüy dikti!

Peki Sayın Özhaseki’ye sormak lazım.

Bu 1 çeyrek A4 sayfası kadar yer tutmayan açıklama için neden 6 gün beklediniz?

***

Şimdi gelelim olayın başka bir boyutuna…

TV100 de yayınlanan o program 24 Ekim 2021 de çekilmiş.

Yani yaklaşık bir ay kadar önce!

Bir ay boyunca o programdaki yanlış anlaşıldığınızı iddia ettiğiniz LGBT’liler için sarf ettiğiniz sözlerinizi hiç fark eden olmadı mı?

Haydi röportajı yapan televizyoncuların umurunda değil, TBMM’nin bütçesinden devletten maaş alan danışmanlarınız da mı bu skandal sözlerinizi fark etmedi?

“Sayın Bakanım siz bu programda LGBT’liler için böyle ( Başımızın üstünde yerleri var. Saygı duymak lazım) dediniz ama; (Bu aynı LGBT’liler için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan (Lanetlenmiş) , İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ise ( Sapkınlık ) dedi” deyip sizi uyaracak hiç mi aklı başında bir adamınız yok?

Demek ki yok muş!

Yada onlar da sizin ilk söylediğiniz şeyleri kanıksayıp sizin gibi LGBT’lileri başlarının tacı mı yaptılar acaba?

Siz, Kayseri de 21 yıl nasıl belediye başkanlığı yaptınız, Ak Parti de nasıl Bakan yada Milletvekili olabildiniz inanın aklım almıyor!

Siyasetçi liderinin attığı adımı söyledi sözü bilmez mi?

Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin fikirleriyle nasıl taban tabana zıt düşünüp, halen Ak Parti de siyaset yapabiliyorsunuz?

Adeta kurtlar sofrası haline gelen siyasette, böyle bir şey mümkün olabilir mi?

***

Bir de şunu gerçekten çok merak ediyorum…

1 ay önce paket çekilmiş olan o programı, yayınlanmadan önce hiç mi izlemediniz veya izlettirmediniz?

Değerli Okurlarım, aklımı kurcalayan ve anlamlandıramadığım bir konuyu bari size sorayım; PR çalışması adına televizyoncuları evinize davet edip program yaptıracaksınız, her yere kameralar kurulacak, tüm aile bireyleriyle tek tek röportaj yapılacak, sonra da siz o programı izlemeden yayınlatacaksınız!

İnsanlarının evleri mahremidir, oraya kamera girecek ve günün sonunda siz o kameraların evinizde ne çektiğini merak etmeyeceksiniz?

Böyle bir şey olabilir mi?

Siz, Özhaseki ailesinin yerinde olsaydınız böyle bir şey yapar mıydınız?

Soruma ilişkin yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgiyle kalın…

Editör: Haber Merkezi