38 Kent TV’de önceki gece, yayınlanan “Kent Meydanı” isimli programın ana gündem maddesiydim!

Kay TV’de uzun yıllar birlikte mesai yaptığım Osman Çiftçi ile aynı haber merkezinde beraber ekmek yiyip su içtiğim kardeşim Cafer Zengin tam 2 saati aşkın bir süre boyunca Ali Türkaslan olarak beni ve aslen Kayserili olan ancak Ankara da yaşayan Gıyasi Öztürk isimli ağabeyimi konuştular.

Konunun özü Bekaş İnşaat.

Dolayısıyla Bekaş İnşaat AŞ’nin sahibi Bekir Karahasanoğlu!

Bütün mesele bu…

Cafer Zengin kardeşim konuya çok müdahil olmasa da olmadığı daha iyi, Osman Çiftçi, Gıyasi Öztürk ağabeyimle çekilmiş olan bir fotoğrafımı arka profilde bulunun dev monitörden hiç indirmedi.

Sağolsun, tam 2 saat boyunca koskoca Kayseri’ye beş kuruş ödemeden reklam olduk!

Programın adı “Kent Meydanı” olunca, 38 Kent TV’ye göre de koskoca Kayseri’nin tek gündemi ben ve Gıyasi ağabeyim demek ki!

Eee o kadar da olacak…

Geçmişin hatırı var!

***

Latife bir yana tabiki de, ben bu köşe yazımda Kayseri’ye 2 saat boyunca reklam olduğumuz o programda Ali Türkaslan olarak şahsıma yöneltilen eleştirilere ve tutarsız iddialara yanıt vereceğim.

Gıyasi Öztürk meselesine gelince…

Evet Gıyasi Öztürk benim sevdiğim bir ağabeyimdir ancak, ben onun borazanı değilim.

Önceki gece olduğu gibi aleni bir biçimde başkalarının borazanı olmak da zaten gazetecik konusunda iddiası olan kişiye yakışmaz!

Aynı programda birlikte eleştiriye maruz kaldığımız için ağabeyim Gıyasi Öztürk’e de eğer açıklama yapmak isterse, Kayseri Yerel Haber’in sütunları açıktır!

***

Gelelim benim meseleme…

Kentin meydanını boş bulup o programda adeta bana gazetecilik dersi vermeye kalkışan Osman Çiftçi, Ali Türkaslan olarak benim Gıyasi Öztürk’e yakınlığımdan dolayı gazetecilik etik kurallarını hiçe sayarak sistematik bir biçimde Bekaş İnşaat A.Ş’ye saldırdığımı iddia etti.

Bununla da yetinmeyip para ilişkisi içerisine girdiğimi öne sürdüğü Gıyasi Öztürk’den talimatlar aldığımı ve aldığım talimatlar doğrultusunda da haberler yaptığımı, kendimi aştığımı söyleyip amine tabirle affınıza sığınarak (Osman Çiftçi’nin kendi ifadesiyle söylüyorum) Vali’yi, Emniyet Müdürü’nü asıp kestiğimi söyledi.

Ne Gıyasi Öztürk tarafından ayartıldığım kaldı, ne abuk-subuk ilişkiler içerisine girdiğim!

Son olarak da ne Hakim’liğim kaldı ne Savcı’lığım!

Şahsıma yöneltilen eleştiri bombardımanın sonun da ise, hakkımda “Ali doğru yolda değil, Allah Ali’yi ıslah etsin” sözleriyle bir temiz duamı da ederek aklınca kendi programında beni gömdü!

***

Kay Tv’de birlikte mesai yaptığım dönemde benim tanıdığım Osman Çiftçi böyle değildi.

Onun ruh halini anlıyorum!

Yoktan var ettiği 38 Kent TV’ye Bekaş İnşaat A.Ş’nin Sahibi Bekir Karahasanoğlu’nu önce ortak etmek, sonra da tüm hisselerini Bekir Karahasanoğlu’na devretmek zor bir durum!

Bunlar her insanın kolay kolay kaldırabileceği şeyler değil!

İşin içinde para var ya hisse devrini ruhen kaldırdın diyelim, patrondan talimat almadan nasıl gazetecilik ve televizyonculuk yapacaksın?

Eğer para babası değilsen ki değilsin, bu devirde patrondan talimat almadan gazetecilik ve televizyonculuk yapmak kolay iş mi?

O programda Osman Çiftçi’nin yukarıda sıraladığım kendi ağzından çıkan bu cümleleri inanın tebessüm ederek izledim!

Neden mi?

Hemen anlatayım!

Kurulduğu günden beri ilk kez 38 KENT TV’yi KENT MEYDANI programıyla izledim.

Televizyonun adını ve programın adını büyük puntolarla ve kalın harflerle yazayım, tam 2 saat boyunca Kayseri’ye beni reklam ettiler ya bende kendilerine bu jesti yapayım!

Değil mi?

Ne yapayım benim televizyonum yok, bana televizyon alacak her ay balya balya bana para verecek Bekir Karahasanoğlu gibi bir patronum da yok!

Elimden gelen ancak bu kadar…

Ne de olsa birlikte mesai yaptık o kadarı da varsın olsun.

Neyse konuyu dağıtmadan yukarıda “O programda Osman Çiftçi’nin yukarıda sıraladığım kendi ağzından çıkan bu cümleleri inanın tebessüm ederek izledim!” demiştim.

İzlediğim 2 saatlik programın aralarında yaklaşık 5-6 kuşak reklam geçti.

Her reklam kuşağında da, BEKAŞ İnşaat A.Ş’nin Altınoluk mahallesindeki Asri Mezarlık Manzaralı BEŞYÜZEVLER projesinin reklamı ile BEKAŞ İnşaat A.Ş’nin yüzde 10’luk kısmının icra kanalıyla satışa çıkmasına sebep olan Ankara’nın Çiğdem mahallesindeki BAŞKENT projesinin reklamı vardı.

O televizyon nasıl dönüyor öğren!

***

Osman Çiftçi!

Sen kendi içerisindeki bulunduğun durumun farkında mısın?

Çıktığın televizyonun sahibinin sesi değilsin de nesin?

Bana gazetecilik dersi vermeye senin çapın yeter mi?

Gazetecilik etiği dedin ya, kurallardan bahsettin ya kimin etik kurallara riayet ettiğini daha kavrayamadın mı?

Bekir Karahasanoğlu’nu her fırsatta hedef alan haberler yapmış olsaydım, önce senin televizyonuna ortak olduğunu sonra da o televizyonu satın alıp medyaya sızmaya çalıştığını yazardım.

Ama yemezler!

Gazetecilik kutsal bir meslektir…

Rant peşinde koşan Bekir Karahasanoğlu ve avanisine bırakılamayacak kadar kutsal!

Patronum dediğin adam Bekir Karahasanoğlu, sırf adam gibi gazetecilik yaptığım için 2 ay önce beni ölümle tehdit ettirdi.

Benim bu olayımda 3 kişi gözaltına alınıp 1 kişi tutuklandı.

Gözaltına alınan ve tutuklanan şahısların tamamı patronun Bekaş İnşaat A,Ş’nin resmi SGK’lı elemanları!

Altlarındaki araç, Bekaş A.Ş adına kiralık!

Nasıl olacak?

Etik kurallardan bahseden bir gazetecinin böyle vahim bir durumda meslektaşının yanında olması gerekmez mi?

Bunun hesabını sormak, bir gazeteci olarak benim en doğal hakkım değil mi?

Bekir Karahasanoğlu senin patronun diye ben hakkımı hukukumu aramayayım mı?

Yaptığın bu programı da, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Abdulkadir Akın bey ile Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Halil Fevzi Erol beyin dikkate alacağını umuyorum.

Patronun Bekir Karahasanoğlu’nun silahşörleri bitti sen başladın anlaşılan!

Yazık!