Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin haftalık grup toplantısında HDP'nin emeğin sesi olduğunu emeğin sömürülmesinin karşısında duran yegane bariyerlerden biri olduğunu söyledi.

‘HDP’ye Siyaset Yapma Yasağı Getiriliyor’

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki ‘demokrasi’ söylemlerini eleştiren Baydemir, “Hak,hukuk,adalet diyor.HDP’nin bir arada yaşama arzusunu sandık başında yok edemediğiniz diye 5 bin üye ve aktivistini hapseden siz değil misiniz? Bunlar yargı eliyle olmuyot, AKP içinde tek bir noktadan koordineli yönetiliyor. HDP’ye siyaset yapma yasağı getirilmesi Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi tasfiye operasyonudur.”dedi.

‘Zulüm Yapmakta Bu Ülkede Rakibiniz Yoktur’

Erdoğan’a seslenen Baydemir, "AKP Genel Başkanına çağrıda bulunuyorum. Siz bir şiir okumuştunuz ve size siyaset yapma yasağı getirilmişti. Tıpkı şu anda elinizde olan basın yayın organı ya da zurnalar gibi tek bir ağızdan tasfiyenizin alkışçılığını yapanlardan şu anda ne farkınız kaldı? ‘Rakibimiz yok’ diyor. Zulüm yapmakta fark attınız. Zulüm yapmakta gerçekten bu ülkede rakibiniz yoktur. Zalimlikte birinci oldunuz. Müslüman dünyasına kara bir leke sürdünüz, evrensel bir inanç olan Müslümanlık şu anda sizin yüzünüzden ‘kendine Müslümanlık’ değimiyle boğuşmaktadır” diye konuştu.

Yüksekdağ ve Demirtaş’a Gitmedikleri Kayseri’den Fezleke

Baydemir, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “HDP’nin savunduğu siyaset bu ülkenin gerçeğidir. HDP’yi itibarsızlaştırmayla yok edemezsiniz, yok edemediniz, yok edemeyeceksiniz” sözlerini hatırlatarak, bir örnekle fezlekelerinin hazırlanması sürecini şöyle anlattı: “Bir yerden talimat veriliyor, Türkiye çapında bütün illerdeki savcılar harekete geçiyor. Bu talimatlar verilince Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı büyük bir telaşa kapılıyor. Öyle bir endişe ki Demirtaş ve Yüksekdağ hayatı boyunca Kayseri’de herhangi bir konuşma yapmamışlar Kasyseri’ye hiç gitmemişler. Ama nasıl olur, Kayseri Savcılığının da bir fezleke hazırlaması gerekiyor, emir büyük yerden gelmiş. Kayseri seçim büromuza bir saldırı olmuştu. HDP avukatları, önlem almadığı için İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bu suç duyurusu takipsizlik kararı ile kapatılıyor. 15 ay sonra ‘Emniyet Müdürüne haksız ithamda bulundunuz’ diye Yüksekdağ ve Demirtaş hakkında fezleke hazırlanıyor. Bu Kayseri pazarlığı değil, bu müflis tüccar hesabı. Müflis tüccar iflas ettiğinde, eski defterleri karıştırır. Hani siz seçilmişi atanmışa yedirmeyecektiniz? Yıllarca avazınız çıktığınca bağırmadınız mı seçimle gelen seçimle gider, sandıkta gösterin iradenizi diye şu anda sizin yapmış olduğunuz nedir?”

‘Koltuk Şirin Gelmiş, Oturmuş İzliyor’

HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü’nün Dersim'de askeri bir yetkili tarafından yolunun kesilerek, geçişine izin verilmemesine tepki gösteren Baydemir, şöyle devam etti: “Dersim Milletvekilimizin bir pırpırlı ya da kendisini paşa, deli dumrul sanan birisi tarafından yolu kesiliyor Eşiyle birlikte kimlik kartını gösteriyor, ‘Hayır arabanı arayacağım’ diyor bu pırpırlı. Vekilimiz ahlaksızca hakaretlere maruz kalıyor. Bu Meclis’in haysiyeti 15 Temmuz’da bir saldırıya maruz kaldı. Bir diğer saldırı dokunulmazlıkların kaldırılmasıydı. O günden beri bu saldırı devam ediyor. Ama Meclis Başkanı, oturmuş izlemekle yetiniyor koltuk o kadar şirin mi? Dersim’de bu uygulamayı gerçekleştiren zat hangi örgütün kriptosudur? “

‘Davetiyeyi Edirne Cezaevine Gönderin’

Baydemir, şunları dile getirdi: “Nasıl bir mantıktır ki Meclis Başkanı 16 Nisan’daki referandum sonrasında Meclis’teki partilerin başkanlarına davetiye gönderiyor. Meclis Başkanı ‘Uyum yasalarını konuşalım’ diye davetiyeyi yanlış yere gönderiyor. Davetiyenin Edirne Cezaevi’ne gitmesi gerekiyor. Samimiyetle istişare etmek istiyorsanız Demirtaş buraya gelecek, bu kürsüde Osman Baydemir yerine kendisi olacak. Zindanların kapasını açmanız gerekiyor. Bundan önce de zindancı başının kininden,öfkesinden vazgeçmesi gerekiyor Şu anda Meclis Başkanının tavrı öldürülmek istenen defnedilmek istenen bu meclisin iradesine bir kürek toprak daha atmaktır.”

‘Yargıda Damatlar İçtihatı Oluşmaya Başladı’

Baydemir, Kadir Topbaş ve Bülent Arınç’ın damatlarının FETÖ’den tutuklandıktan sonra serbest bırakılmasını şu sözlerle eleştirdi: “Hukuk ve adalet toplumun mayasıdır. Son dönem yargıda damatlar içtihatı oluşmaya başladı. Damatlar tutuksuz yargılanıyor. Tutuksuz yargılanmak bir hukuk ilkesidir. İki durumla karşı karşıyayız. Ya bir ilkesizlik var şahsa göre uygulanan bir hukuk var ya da bir tehdit ve şantaj var içtihatlarında. Yani ya ‘Ey falan kesler parti içinde biraz sesini çıkarmaya çabalayan bu iş böyle gitmez’ diyenlere bir tehdittir bu gözaltılar ya da sabit ikametgâh gerekçesi davalarda bir gerekçe olamaz. Damatların sabit ikametgâhları vardı da her gün evine gittiğimiz Demirtaş’ın mı yok? Tutuklu milletvekillerinin ya da gazetecilerin sabit ikametgahları mı yok?”

'15 Temmuz Ne Kadar Gerçekse AKP Kurmaylarınında Haberdar Olduğu O Kadar Gerçektir’

Osman Baydemir şöyle devam etti: "Bu ülkede 15 Temmuz'da yaşananlar ne kadar gerçekse bu cunta kalkışmasından AKP'nin kurmaylarınında haberdar olduğu o kadar gerçektir.Vatandaşlıktan çıkarma gündemde. Bu politikanın amacı Gülen'in Türkiye'ye iadesini önlemek. 15 Temmuz'dan bugüne kadar resmi bir başvuru yapılmamış, istenmemiş. AKP mi cemaate sızdı yoksa cemaat mi AKP'ye sızdı tartışmasından bağımsız olarak ikisinin el ele verip devlete sızdıkları çok açık ve nettir."

'Katar Sana Söylüyorum Erdoğan Sen Anla’

Baydemir, Katar krizine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Katar'da yaşanan gelişmeler. Katar sana söylüyorum Erdoğan sen anla diyorlar. Eğer bu politika devam ederse bunun faturası bu ülke için ağır olacaktır. Yarın öbür gün bu ülkenin Lahey Adalet Divanından sanık sandalyesinde oturmasını istemiyorsanız bu politikayı terk etmekle mükellefsiniz.”

Editör: Haber Merkezi