Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplam vaka sayısının 20 bin 921’e, toplam can kaybının 425’e yükseldiğini duyurdu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Dün itibariyle 2456 kişide daha virüs tespit edilmişti. Dün itibariyle topplam vaka sayımız 18 bin 235’ti. Bu kadar kişi gözlem ve tedavi altına alınmadan önce de virüs taşıyordu. Şüpheli görünüp karantinaya alınmadan önce günlük işlerini sürdürüyorlardı.

“60 yaş üstü hastalarımızın ölüm haberleri hepimizi yaralıyor. Gençlerimizi uyarıyorum, virüsü taşıyıp taşımadığınızı bilemezsiniz.

“Geldiğimiz noktada alınması gereken yeni tedbirler var. 2 uygulama üzerinden duruyoruz, genç nüfusun hareketliliği en zayıf noktalarımızdan biri.

“Bilim Kurulumuz salgının riskli seyrettiği yerlerde hareketliliği kısıtlayıcı yeni tedbirler allınması yönünde tavsiye kararı aldı. Önerileri Cumhurbaşkanımıza sundum. Cumhurbaşkanımız bu konudaki takdirlerini açıklayacaktır.

“Hastalığa karşı zafer elde etmenin yolu yayılmasını durdurmaktır. Virüsün bütün günü yayılma fırsatıdır, virüse bu gücü tanımayalım. Yuvamız en büyük gücümüzdür.

“16 bin 160 test yapıldı. 2 bin 786 pozitif vaka tespit ettik. Toplam vaka 20 bin 921 oldu. Bugün 69 kişi kaybettik, toplam can kaybı 425’i buldu. 1251 hasta yoğun bakımda, 867’si solunum cihazına bağlı durumdadır. 484 hastamız iyileşerek taburcu edilmiştir.

“İstanbulda 12 bin 231 vakamız, İzmir’de 1105 vakamız, Kocaeli’de 500 vakamız olduğunu söylemek istiyorum.

“Genç yaşlarda teşhis sayısının düşüklüğü virüse karşı direncin bir işareti olarak algılanmamalıdır. Gençler hastalığı ya hissetmemekte ya da hafif geçirmekte.

“25 ilde can kaybımızın olmadığını, 56 ilimizde hayatını kaybeden vakalarımızın olduğunu görüyoruz. En yüksek İstanbul 210, 27 ile İzmir, 15 Kocaeli, 11 ile ankara ve Konya takip ediyor.

“50 yaş üzerindeki vefat sayısının giderek artmış olduğunu, erkek oranının kadınlara göre yüksek olduğunu görmüş oluyoruz. 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın temas izolasyonlarının çok sıkı olması gerektiğini görüyoruz.

“Yoğun bakımda yatan hastaların yüzde 64,4’ü 60 yaş üstü. Hayatını kaybeden hastaların yüzde 77,8’i 60 yaşın üzerinde. Hastaneye ihtiyaç duymaksızın evde takip edebildiğimiz hastaların oranı ise yüzde 86,7 ile 60 yaşın altında.

“Yoğun bakımdaki hastalarımızın yüzde 74,4’ünde en az bir tane altta yatan hastalık var. Kaybettiğimiz hastalarda da bu oranın 64,2 olduğunu görüyoruz.

“Astım hastalarının dağılım eğrisine baktığımızda 45-90 yaş arasında olduğunu görüyoruz. KOAH hastaları ile ilgili 55-90 yaş arasında seyrettiğini görüyoruz. Bu hastaların yaş farkı göstermeden vefat etme oranını koruduğunu görüyoruz.

“Hipertansiyon vakalarıyla ilgili, daha çok 40-90 arasında görülüyor, yaşla birlikte hayatını kaybeden vakaların arttığını görüyoruz.

“Diyabet hastaları 40-85 arasında değişiyor, burada da yaşla birlikte hayatını kaybedenlerin oranı artıyor.

“Sosyal izolasyon konusunda çağrı yapmamıza rağmen başarılı olduğumuzu düşünmüyorum. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde sokak hareketliliği beklenen düzeye inmedi. Özellikle yaşlılarımız ve kronik hastalığı olanlar büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Gençlerin hareketliliği ise riski artırmaktadır. Akılda tutmamız gereken üç kelimeye dikkat çekmek istiyorum: Temas, mesafe, izolasyon.

“Gençlerle ilgili dahil olmak üzere öneriler cumhurbaşkanına sunuldu. Kendileri açıklamayı yapacaklardır.

“Biz hastalık belirtisi olan herkesin mutlak maske takması gerektiğini, her geçen gün risk taşıyan ve vaka sayısının arttığı bölgeler olduğunu biliyoruz. Bu bölgelerde maske takmanın doğru olabileceği, özellikle kalabalık ortamlarda, market, pazar yeri gibi yoğun ortamlarda maske takılması gerektiği Bilim Kurulunun bu anlamda önerisi.

“Bir kişinin ortalama 2,6 kişiye bulaştırdığını biz biliyoruz. Nereden? Çin’in bilgisi. DSÖ’nün bilgisi. Kendi vakalarımızın analizlerini yapıyoruz. Çin’de bu anlamda yapılan analizlerde binlerle, on binlerle ifade edilen analiz görmedik. Türkiye bu anlamda birçok noktada yaptığı analizleri dünyayla aktarmış olacak. Bizim gördüğümüz İstanbul için söylüyorum, filyasyon dediğimiz analizde bir kişinin bulaştırdığı kişi sayısı 16. 2,6 değil. O nedenle bulaştırıcılığın, dünyadaki bilgiyi iyi biliyoruz, Bilim Kurulu da iyi analiz ediyor. Herkesin araştırarak konuşması gerektiğini söylüyorum. Türkiye’nin analizi, bir kişi 16 kişiye bulaştırıyor.

“Normalde bulaşıcı hastalıklarla ilgili nasıl gömülüyor ise, Covid-19’dan dolayı vefat eden kişilerin de aynı şekilde gömülmesi gerekiyor. Nasıl tedbir alınarak yapılıyor ise, benzer şekilde burada da aynı durumun olduğunu biz birkaç defa yazıyla bildirdik. Dün itibariyle de hem İçişleri’ne, hem Diyanet’e hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yazı gönderdik. Ekstra bir uygulamanın yapılmasına gerek olmadığını ifade etmek istiyorum.

“Covid-19’dan hayatını kaybeden sağlık personellerinin şehitliği boyutuyla gündeme gelmesi çok istemediğimiz bir durum. Gönül hiçbir sağlık çalışanımızın kaybedilmesinden yana değil. Benim de gönlümden en az şehit olarak geçmesi yatar. Bu tabi önümüzdeki günlerde gündeme gelebilecek bir konu.

“Çin’den gelen ilaçla ilgili uygulamada daha önceki çalışmalar yoğun bakım dönemindeki hasta için daha uygun olacağı şeklindeydi. Şu an gördüğümüz 2 gün önce alınan karar gereği entübe edilen hastalar için tercih etmiştik. Bu ilacın yoğun bakım dönemi öncesi, faydasının daha fazla olduğunu gördük. İlaç algoritması da ona göre değiştirilmiş oldu. erken dönemde yoğun bakım öncesi dönem dahil olmak üzere entübe edilmeden başlanmasının daha sağlıklı olacağına dair bir eğilimimiz var.

“Havada kalmasıyla ilgili yapılan araştırmanın detaylarını bilmiyoruz. Geniş kapsamlı çalışmalar henüz yok. Bulaşıcılığın çok yüksek olduğunu, bu yüksekliğin 1 metreden sonra etkisi olmaz gibi bir durumdan farklı olduğunu söyleyebilirim. Organları direkt etkileyen bir özelliği olup olmadığını bilmiyoruz. Bizim bildiğimiz mevsimsel grip gibi başlayıp solunum sistemini etkilediği, solunum yetmezliği ve organ yetmezliğinin daha sonra devreye girdiği şeklinde. Kalple ilgili özel bir durumu bugüne kadar bilmiyoruz.

“Testin semptomu olan hastalara yapılması gerektiğiyle ilgili bir algoritmamız var. Bu ortamda pozitif olan kişiler olabilir. Bilim Kurulu’nda da bu virüsü taşıyan kişiler olabilir. Bu konuyla ilgili semptomu olan arkadaşlar testlerini yaptırmış oluyorlar. Bir arkadaşımızın böyle bir durumunun olduğunu söyleyebilirim.

“Burada tabii ki bir takım kurumlarımızın kendi farklı uygulamaları olabilir. Bunun doğru olmadığını, çalışan bütün sağlık personelimizin mutlak ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini, talep olursa gereğini yapıyoruz.

“Avrupa’dan gelenlerin oranı çok çok yüksekti. Yurt dışından gelen herkeste bu anlamda bir risk taşıdığını ve bu oranın farklı olmadığını söyleyebilirim. Bilim Kurulu’ndaki arkadaşlarımız bir takım açıklamalardan bulunuyorlar. Bir sözcü seçilmesi gibi olmadı bugüne kadar, bu dönemde birçok arkadaşımız ekrandan daha sağlıklı bilgi vermek noktasında gayret ve çaba içinde oldular. Bundan sonra da olmaya devam edecekler. Önümüzdeki günlerde daha çok vakaların konuşulduğu, sayıların konuşulduğu bir dönemden farklı olarak psikolojik yönü, sosyolojik yönü, istatistiki boyutları, din sosyolojisi boyutuyla farklı bir ekibin, kurulun oluşacağı bir hazırlık içerisindeyiz.

“Çin yanılttı anlamında söylemiyorum. O veriler de bir analizle oluyor. Bizdeki analizlerin farklı olduğunu ve bilgilendirmeyi yapıyoruz. 2 gün önce Avrupa Direktörüyle görüştüğümüzde de en sağlıklı bilgileri veren ülkeler olduğumuzu ifade ettiler. Bizim durumumuz İstanbul’da bir kişinin 16 kişiye bulaştırdığı şeklinde.

“Biz salgının başındayız, önemli olan ısrarla temas ve izolasyonun ve mesafenin önemli olduğunu, herkesin bu dönemde mümkünse evinde kendisini izole etmesini, dışarı çıkmamasını. Lütfen zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayın.

“Tabii ki 601 sağlık çalışanına ilave oluyor, her gün bu sayıları açıklamanın doğru olmadığını söylemek istiyorum. Her gün bu sayıların ilave olarak arttığını söyleyebilirim.”

HABER: ALİ TÜRKASLAN

Editör: Haber Merkezi