En sık görülen psikiyatrik sorunlardan biri olarak gösterilen sosyal fobi çocukluktan itibaren insan yaşamını ciddi şekilde etkileyebiliyor. Çünkü araştırmalara göre, bu sorun genellikle 10-15 yaşlarında başlıyor ve genç yetişkinlerde de sıklığın arttığı görülüyor. Toplumsal sıklığı yüksek olmasına karşın ne yazık ki tedavi arayışının son derece düşük olduğu gözleniyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Bahadır Bostan, sosyal fobi kendiliğinden düzelmediğinden tedavi için zaman kaybedilmemesi gerektiğine işaret ediyor. Tedavi edilmeyen kişilerde, alkol ve madde kullanımı, internet bağımlılığı, majör depresyon, ciddi kişilerarası ilişki problemleri, iş ve okulda başarısızlıklar gibi hayatı etkileyen ciddi problemler ortaya çıkabiliyor.

Anne baba modeli önemli

Sosyal fobinin ortaya çıkmasında birçok faktör rol oynuyor. Genetik yatkınlığın yanı sıra, çocuğun yeni bir ortama girmesi veya okul değişikliği, bir yakının ölümü gibi çevresel faktörlerin de etkili olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte ailenin başkalarıyla yeterince görüşmemesi gibi dışa kapalı aile yapısı, ebeveynlerin çocuğa aşırı ilgi göstermesi, kaygılı, telaşlı, takıntılı ebeveyn modeli gibi ailenin tutum ve davranışları da sosyal fobi için zemin hazırlayabiliyor.

Aşırı çekingen çocuklar en büyük aday

Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte sosyal fobi gelişme riskinin daha yüksek olduğu görülüyor. Biraz utangaç, çekingen, içe kapanık, fazla uslu, talepkar olmayan, itiraz etmeyen sessiz yapıda olan çocuklar evde anne-babalar, okulda öğretmenler tarafından sorun çıkarmadıkları için fazla dikkat çekmiyor. Hatta çoğu zaman bu davranışları onay görüp tebrik alabiliyor. Ancak ne yazık ki çekingen kişilik ile sosyal fobi arasındaki ayrım psikiyatrik muayene ve psikolojik testler yardımıyla konulabiliyor. Dolayısıyla hem ebeveynlerin, hem de öğretmenlerin bu konuda biraz uyanık olması önem taşıyor.

Kişinin özgüvenini düşürüyor

Sosyal fobi yaşayan kişilerin duygu ve davranışları konusunda bilgi veren Dr. Bahadır Bostan, “Karşılıklı konuşma, tanımadık insanlarla bir arada olma gibi toplumsal etkileşimler, gözlenme, başkalarının önünde bir eylemi gerçekleştirme gibi sosyal ortamlara girdiğinde belirgin bir korku ya da anksiyete yaşadıklarını görüyoruz. Bu durumla beraber terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, diyare, kas gerginliği, titreme gibi bedensel belirtiler de ortaya çıkabiliyor.” Yaşadığı bu sıkıntılarda baş etmek durumunda kalan kişi, belirtilerin de dışarıdan fark edilmesinden endişe duymaya başlıyor. Bu ortamlara her girdiğinde aynı korkular oluştuğu için zaman içinde ya bu ortamlara girmiyor ya da kaçmak için fırsat kolluyor. Üstelik eleştirilme, yanlış yapma, rezil olma korkusu yaşadıkları için benlik saygıları düşebiliyor.

Tedavi edilebilir bir sorun

Sosyal fobi iki şekilde görülüyor. Korkular birçok toplumsal durumları kapsıyorsa yaygın tip, başkalarının önünde imza atmak, yemek yemek, konuşma yapmak gibi bazı durumları kapsıyorsa yaygın olmayan tip olarak tanımlanıyor. Tedavisi de tipine göre değişiyor. Aile görüşmesi, psikiyatrik muayene ve psikolojik testler sonucunda sosyal fobi tanısı konuyor. Rahatsızlığın şiddeti, yaygınlığı, alt tipi, yaşı göz önünde bulundurularak uygun tedavinin hemen başlanması gerektiğine değinen Psikiyatri Uzmanı Dr. Bahadır Bostan, “Sosyal fobisi olan kişilerin yaşadığı kaygı panik atak düzeyine varacak kadar şiddetli olabilir. Tedavi edilmeden yapılacak zorlamalar kişinin içe kapanmasına, öfke atakları geçirmesine, kişiler arası ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Yaşadığı kaygının kişinin kendi iradesi dışında geliştiği ve tedavi olmadan kontrol edilemeyeceği göz önünde bulundurulmalı” diyor.  Sosyal fobi hastalarının ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemleriyle tedavi edilebiliyor. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisinden yararlanılsa da da genelde her ikisinin beraber uygulanmasıyla başarılı sonuçlara ulaşılıyor. Ve tedavi sonrasında da tekrarlama riski neredeyse hiç bulunmuyor.


 

Editör: Haber Merkezi