Kayseri'de emekli öğretmen Süleyman Kalkan, geçen 21 Eylül’de yüksek ateş ve halsizlik şikayetiyle oğlu Genel Cerrahi Uzman Dr. Mehmet Seyhan Kalkan'ın görev yaptığı Şehir Hastanesi'ne başvurdu. Kalkan'ın koronavirüs testi pozitif çıktı. Tedaviye alınan Süleyman Kalkan, durumunun ağırlaşması üzerine, oğlunun görev yaptığı pandemi servisinde yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Uzman Dr. Mehmet Seyhan Kalkan, sorumlu olarak görev yaptığı yoğun bakımda, babası Süleyman Soykan ile diğer koronavirüs hastalarını iyileştirmek için mücadele verdi.

Dr. Mehmet Seyhan Kalkan'ın yoğun bakımdaki bu mücadelesini, babasını iyileştirme çabasını 15 gün önce görüntülemişti. Dr. Kalkan, , "Babama, 'Ben şu zamana kadar yüzlerce koronavirüslü hastaya baktım. Allah'a şükürler olsun yüzlerce tedavi ettiklerimiz oldu. Sen de onlardan birisi olacaksın' diyerek moral veriyorum. Bu babama söylediğim söz. İçimden bazen 'Yoksa babam da avucumuzdan kayıp gideceklerden birisi mi olacak?' diye de düşünüyorum. İnşallah hem babamı hem de diğer yoğun bakımda yatanları kurtarabiliriz, iyileştirebiliriz" açıklamasını yaptı.


'MAALESEF BABAMI KAYBETTİM'

Ancak Süleyman Kalkan, 30 gün süren mücadeleyi kaybederek, geçen Çarşamba günü hayatını kaybetti. Emekli öğretmen Kalkan, Kayseri’nin Tomarza ilçesinde toprağa verildi. Babasını toprağa verdikten sonra yeniden görevine dönen Dr. , “maalesef babamı geçtiğimiz hafta kaybettim. Ölene yapılacak bir şey yok” dedi.

'İKİ BAYRAM BABAMIN ELİNİ ÖPMEDİM'

Dr. Kalkan, babasıyla son konuşmasını da anlatarak, "Babam '76 yaşındayım. Öleceksem de şu koronavirüs belasından ölmeyeyim' diyordu. Bunun sebebi ölümden korktuğu değil, kendi cenazesine katılan insanların kendisinden dolayı bir hastalığa yakalanmamasıydı. Çok titiz bir insandı. Allah babama rahmet eylesin; ama geride kalanlar lütfen artık bu işin ciddiyetini anlasınlar. Benim kalbim müsterih. Ben babama hastalığı taşımadım. 6 ay boyunca geçen iki bayrama rağmen babamın elini öpmedim. Yanına gittiğimde de maske ve mesafeme dikkat ederek gittim. Ben babam için elimden geleni yaptım; ama diğer hastalık bulaştıran insanlar gerek anne babaları ile ilgili gerek diğer fertlerle ilgili ne kadar müsterihler. Ömür boyu bunun vicdan azabını çekmek var. Biz sağlıkçıların beklediği ne bir alkış, ne bir ödül, ne de mükafat. Sadece vermiş olduğumuz hizmetlere saygı çerçevesinde insanların bizim üzerimize sel gibi gelmemesi. İnsanların birbirlerini korumaları gerekir. Bu mücadelede maske, mesafe ve temizlik kurallarına en üst düzeyde uyulması gerekir" ifadelerini kullandı.



'GEREKİRSE 24 SAAT ÇALIŞIRIZ'

Babasını toprağa verdikten hemen sonra işine döndüğünü anlatan Dr. Kalkan, "Herkes bilir ki devlet memurlarının anne babaları vefat edince izin süresi var. Ben babamın vefat ettiği gün de dahil olmak üzere işimde servisimdeydim. Biz Allah’ın izni ile bu hastalığın üstesinden geliriz. Yeter ki birden bire yığılmasınlar. Her şeyin bir kapasitesi var. 8 saat, 15 saat, gerekirse 24 saat çalışırız. 'Bana bir şey olmaz' diyenleri hastaneye getirip, yatan hastaları göstermek lazım. Nasıl bir şey oluyor, göstermek gerekir" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi