MEMORİAL Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Tatlıoğlu, Ramazan sonrasında bayramı sağlıklı geçirmek için önerilerde bulundu.

Güne, tok tutan besinlerden oluşan kahvaltıyla başlayın önerisinde bulunan Memorial Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Tatlıoğlu, "Ailenin bir araya geldiği bayram sabahı, güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır. Kahvaltıda börek, kızartma gibi ağır yiyeceklerin yerine; peynir, zeytin, yumurta, domates, salatalık gibi söğüş sebzeler ve tam tahıllı ekmekten oluşan, uzun süre tok tutan besinlere yer verilmelidir. Ramazan nedeniyle düşen metabolizma hızını yükseltmek, eski beslenme düzenine yeniden dönmek için öğün sayısı kademeli olarak artırılmalıdır. Bayramın ilk günü 3 ana öğün ile başlayıp, ilerleyen günlerde beslenme düzenine ara öğünler eklenmelidir" ifadelerini kullandı.

Mide bağırsak sorunlarına karşı önlem alınması gerektiğini belirten Tatlıoğlu, "Bayram ziyaretlerinde ve akşam yemeklerinde ağır ve aşırı yağlı yiyecek tüketimi, kilo dengesini olumsuz etkiler ve mide-bağırsak problemleri, kan şekeri regülasyonunun bozulması ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bayram boyunca yaşanan bağırsak sistemi rahatsızlıkları da kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle beslenme düzenine dikkat edilmelidir. Bayramda çikolata, şeker, şerbetli tatlı ve hamur işi gibi gıdaların tüketimi artmaktadır. Glisemik indeksi yüksek olan bu besinler, kan şekerinde ani yükselmeye ve sonrasında hızlı düşüşe neden olmaktadır. Aşırı yeme eğiliminden ve ısrardan uzak durulmalıdır" diye konuştu.

İnsülin direncini etkileyen içeceklerden uzak durulması gerektiğini ifade eden Tatlıoğlu, "Kan şekerini bir anda yükselten hazır meyve suları ve asitli içecekler, yüksek kan şekerinin etkisi ile insülin salgısını uyarır. Artan ve zamanla artmaya devam eden insülin, vücutta insülin direnci oluşturmaya zemin hazırlar. Şeker oranı çok yüksek olan bu içecekler yerine süt, ayran veya taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmelidir. Bayramda tatlı ihtiyacı, meyveli ve sütlü hafif seçeneklerden oluşmalıdır. İkramlarda, ceviz, fındık gibi kuruyemişler ile taze meyvelerden yapılan komposto ve kuru meyvelerle hazırlanan hoşaf tercih edilebilir" şeklinde konuştu.

Sofrada kuru baklagiller olmasına özen gösterilmesinin iyi olacağını söyleyen Tatlıoğlu, "Ramazanda yavaşlayan bağırsak hareketlerini yeniden hızlandırmak ve sindirim sistemini düzenlemek için bayram sofralarında lifli besinler tüketmek uygun olacaktır. Kuru baklagiller, sebze ve meyveler ile tam tahıllı ürünler lif açısından zengin besinlerdir. Ramazandan kalma bir alışkanlık olan geç saatte yemek kesinlikle yenilmemeli, yatmadan 2-3 saat önce ara öğün yapılmalıdır. Ara öğünde, meyve, kuruyemiş, süt veya süt ürünlerinden tercih edilmelidir" dedi. Tatlıoğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Bayramda tüketilen aşırı çay ve kahve, ritim bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden olmaktadır.

 Su yerine geçmeyen çay ve kahve, diüretik etkileri dolayısıyla vücuttan su kaybını hızlandırır. Bu nedenle çay ve kahve tüketimi çok fazla olanların, su tüketimini de aynı oranda artırması önerilir. Bayram boyunca günde 2-2,5 litre su içmek, öğünlere ayran veya şekersiz komposto eklenmesi yapmak da yeterli sıvı alımı açısından önemlidir."



Editör: Haber Merkezi