Sahi, ne istiyorsunuz?

Sahi, neden bu kadar üzerimize geliyorsunuz?

Bu Mazlum Millet ne yaptı size?

Bu güzel Ülkeden ne istiyorsunuz?

İktidarınızın ilk yıllarında ‘Her köye bir ziraat mühendisi ya da veteriner” dediniz.

Ne ziraat mühendisi geldi, ne veteriner gitti köye, köylere.

Köy okullarını kapatıp, öğretmenin aydınlığını da kararttınız.

Başı ağrıdığında kapısını çaldığı, köy sağlık ocakları birer virane, okullar birer harabeye dönünce köylü de kent varoşlarına göçtü, çocuğunu okutmak ve hastaneye yakın olmak için.

Birçoğu kente göçerken sattı, tarlasını tapanını.

Şimdi hastaneden randevu alamaz, çocuğunu okutamaz, kirasını ödeyemez durumda.

Sadece o kadar mı, bıraktığı tarlasını ekemez halde, gübre, mazot fiyatları yüzünden.

Sığındığı 2 odalı gecekondu bozmasına sahibi 5 bin lira kira istiyor bu gün.

Yıllar önce gidip bir fabrikada, bir kamu kurumunda iş bulanlar daha mı iyi durumda derseniz.

Onların durumu daha vahim.

Onlar da yaşadıkları orta halli kent merkezlerinden, kiralar yüzünden kent varoşlarına sürülüyor, sürgün ediliyor adeta.

Güzel ülkem, yabancının bitpazarı, uluslararası oligarkların hüküm sürdüğü ülke haline geldi.

Hatırladığınızı sanmıyorum, ama ben hatırlatayım.

“Yoksulluğu ülke topraklarından kazıma” sözü ile iktidar yapmıştık biz sizleri.

Uluslararası Sefalet Endeksinin en sefil ülkeleri sınıfına yazdırdınız ülkemin adını.

Yolsuzluğu yok edeceğiz demiştiniz yine o günlerde.

Kara Para ile mücadelede gri listedeyiz, yakında kara listeye alınırsak şaşırmayız.

Yasakları ortadan kaldırma taahhüdünüz vardı, 22 yıl önce.

Hak arayanı hain ilan ettiniz, ihanetle yaftaladınız.

En gelişmiş ilk 20 ülke arasındaydı bu Aziz Vatan.

Artık değiliz, sizin ‘İlk 10’a sokacağız’ sözünüze rağmen.

Uyuşturucu konusunda kara listedeyiz.

Dış borç noktasında, tefeci faizi ile borçlanabiliyoruz, borçlanabiliyorsunuz.

İşsizlik rekorları kırdık, kırıyoruz.

Eğitimi felç ettiniz.

Sağlık, lüks hale geldi.

Çocuklar beslenemiyor yahu.

Sizinkiler için çıkardığınız ‘Kur Korumalı Mevduata para yetiştiremez olduk.

Elde kalan ve para kazandığını bildiğimiz kurumların tamamını ‘Varlık Fonu’na aktardınız ve hepsine zarar ettirmeyi başardınız.

Paramızın Afgan’ı karşısında bile değerini koruyamadınız.

Yok, ettiğiniz eğitim sistemine rağmen okumayı başaran, beyaz gömlek giyen, mavi yaka takanlar yurtdışına kaçmak için sıraya girdi

Enflasyonda, bize örnek gösterdiğiniz 10 ülkenin enflasyon rakamlarını toplayın, bizim rakamlara yetişmiyor.

Şimdi de evlerimizde başka insanların oturduğuna tanık oluyoruz, şahit oluyoruz.

Hem de Suriyeli, hem de Afganlı.

Uyuşturucu kullanımını 10’lu yaşlara kadar indirmeyi başardınız.

En makbul adamınızın yıllar önce kayıtlara düşen “Bu milletin a…. koyacağız” sözünü hep birlikte gerçekleştirdiniz.

Gelinen nokta;

Benzin pahalıydı, LPG tankı taktırdık.

LPG ile benzinin fiyatını eşitlediniz sayılır.

Evlerimizde yaktığımız doğalgaz fiyatına güç yetmez olunca soba ve kömür alalım dedik.

Sobanın fiyatı dörde, kömürün fiyatı beşe katlandı.

Zeytin Yağı pahalı dedik, Ayçiçek yağına yöneldik.

Ayçiçek yağı bir yılda 6 kat arttı.

Köylerde yumurtanın hiç değeri yoktu.

"Gezen Tavuk yumurtası" dediniz, kutsadınız.

Şimdi köylerde yumurtanın kolisi 70 lira.

Çiftçinin ürettiği fasulye, nohut, buğday ve arpayı ucuza aldınız.

Şimdi 2 katı, 3 katı fiyata bize ithal nohut ve ithal fasulye dayatıyorsunuz.

Ekmek alamaz hale getirdiniz bizi.

Sahi, çok mu kızgınsınız bize?

Sahi, ne yaptık size, destek vermekten gayrı

Nedir bu intikam alırcasına hayatımızı, hayatlarımızı zindan edişinizin nedeni?