Gerçekten yaptıklarınız, söylemleriniz, uygulamalarınıza baktığımızda, ülkenin, toplumun gerçeğinden ne kadar koptuğunuzu görüyoruz.

Kendi yarattığınız uyduruk din ile kendi yarattığınız sahte Cennette o kadar mutlusunuz ki, 84 milyon insana cehennemi yaşattığınızın farkında bile değilsiniz.

Tek adam anlayışına kendi kaderinizi, kendi geleceğinizi uğruna feda ettiniz anladık da, bu milletin kaderini de geleceğini de feda ettiğinizi görmüyor ya da görmek istemiyorsunuz.

Kendi imal ettiğiniz din diyorum, farkında mısınız?

Hani Bekir Bozdağ dedi ya, “Gelecekte Müslüman âleminin Kabe’si Aksaray, kıblesi Beştepe olacaktır.” diye.

İşte sizin imal ettiğiniz din bu din.

Ya da, İstanbul Milletvekili Oktay Saral’ın dediği gibi, “Erdoğan için her gün 2 rekat şükür namazı kılınmalı” sözü.

Fatma Durmuş denen embesil işi daha da ileri götürüp, “Tayyip’i üzmek Allah’ı üzmektir” demedi mi?

Partinin Aydın İl Başkanından duymadık mı, ”Recep Tayyip Erdoğan, bizim için 2. Peygamber gibidir” sözünü.

Yahut Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin demedi mi; “Sayın başbakanımıza(Erdoğan) dokunmak bile inanın bence ibadettir” diye.

Egemen Bağış ne demişti hatırladınız mı: “Başbakanımızın doğduğu şehirler de mübarektir” diyerek yeni Mekke ve yeni Kıbleyi tarif etmemiş miydi?

Rizenin Çayeli Belediye Başkanı Rıza Çakır da işi daha ileri götürerek, “Başbakanımızın çıkacağı televizyon yere konmaz” diyerek ekran görüntüsünü bile kutsallaştırmamış mıydı.

Bu kadar olsa iyi.

Bu iktidarın Diyanetinin ‘Alevi ile evlenilmez” fetvası, ‘Sol elle yemek yenmez’ fetvası, ‘Yüzyüzeden sonra SMS, kısa mesaj ile boşanılabileceğ’ fetvası, fakirlerin Cenette Peygambere komşu olacağına yönelik fetvasını nereye koyacaksınız?

İşte ondan diyorum, kendi icat ettiğiniz dinde, kendi icat ettiğiniz Cennette zevk-i sefa içindesiniz diye.

Aldığınız her karar, hayata geçirdiğiniz her uygulama bu mazlum millet için değil, adeta bir avuç yandaş için alınıyor.

Ana doluda ekim-dikim mevsimi.

Boş tarla sahibine, sahibi de boş tarlaya bakıyor.

Zira bu maliyetlerle o boş tarlaya altın ekse, zarar edecek.

Hiç değilse bahçeye 3-5 kök domates dikeyim dese geçen yıl 30 kuruşa aldığı fidenin kökü 1,5 lira.

Hele bir de Hadis-i Şerif’in, "Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz’ sözüne uyup fidan almaya kalkışsanız hallice bir fidanın fiyatı 150 lira.

Güneyde buğday hasadı başladı başlayacak.

TMO daha taban fiyatlarını açıklamadı, ama Buğday için ithalat bağlantılarını hızlandırdı.

Rakamlar ortada. Bir ton buğday için Rus çiftçisine ödediğiniz rakamı, yüzde 20 eksiğiyle Türk Çiftçisine önerin.

Bakın bakalım gelecek yıl bir karış toprak boş kalacak mı?

Tarım ve hayvancılığın sorunlarının konuşulduğu toplantıda kürsüye çıkıyor Bitkisel bakan ve diyor ki;

"Topraktan geldik toprağa döneceğiz inancını yaşamaktan güzel bir şey var mı?"

Sanki Diyanet İşleri bakanı. Karşında oturanlar senden vaat değil, somut kararlar beklerken nasihat, vaat, şükür telkini.

Evet sayın bakan.

Biz de, siz de topraktan geldik.

Ama biz toprağa döneceğiz de, sizin yatacak yeriniz olmayacak.

Zira siz Cenneti kendi icadınız dinde, kendi icadınız cenette şimdiden yaşadınız, yaşıyorsunuz.

Öte dünyada sizi Cehennem bile kabul etmeyecek, bilesiniz.