Özdemir, “İran, bizim tarihî ve önemli bir komşumuzdur. Her iki ülke de birbirini uzun yüzyıllardan bu yana yakinen tanımakta, yaşadığımız coğrafyada, aynı zamanda, ortak kültürel bağlarımız bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, iki ülke arasında var olan ticaret de yine her iki taraf lehine olumlu faydalar sağlamaktadır. Başta enerji olmak üzere her türlü alanda sürdürülen ticari faaliyetler bölgesel ortaklık ve iş birliğine yönelik önemli sonuçlar doğura gelmiştir.” dedi.

ANLAŞMA İLE VATANDAŞLARIMIZIN HAKLARI KORUNACAKTIR

Anlaşmayla, her iki ülkenin vatandaşlarının ve çalışanlarının sosyal güvenlik haklarının mütekabiliyet esasları çerçevesinde korunması ve güvence altına alınabilmesinin benimsendiğini belirten Özdemir; “İran'da, hâlihazırda yaklaşık 6 bin vatandaşımızın bulunduğu, yine İran'ın da Türkiye'de yaklaşık olarak 62 bin vatandaşının yer aldığı, bunların neredeyse 3.500'ünün çalışma iznine sahip olduğu, bu nedenle vatandaşlarımızın karşılıklı olarak sosyal güvenlik haklarının tescil edilmesi ve kayda geçirilmesi için bu anlaşmanın imzalanmasının önemli olduğu da ifade edilmektedir. Dolayısıyla ilgili anlaşmayla, İran'da bulunan vatandaşlarımızın haklarının korunmasının garanti altına alınması hedeflenmektedir.” açıklamasında bulundu.

TÜRKİYE YAKIN COĞRAFYASINDA BARIŞ İSTEMEKTEDİR

Türkiye olarak istenilenin, yakın coğrafyada barış koşullarının hâkim olması ve her ülkenin kendi egemenlik haklarına saygılı davranılarak iş birliği imkânlarının ülkeler arasında gelişmesi olduğunu ifade eden Özdemir şöyle devam etti: “Kafkasya bölgesi yeni yüzyılda gerek kuzey ve güney gerekse doğu ve batı aksı arasındaki küresel ticaretin ve hareketliliğin en yoğun yaşanacağı bölge olarak öne çıkarken, refahın artmasına yönelik altyapı ve siyasi iş birliği mekanizmalarının hızlı bir şekilde bölge genelinde devreye sokulması neredeyse tüm ülkelerin dikkatini bu alana çekmeye başlamıştır. Hatta, Karabağ savaşı boyunca Azerbaycan'ın karşısında Ermenistan'ın yanında konumlanmak isteyen kimi Avrupa ülkeleri dahi bugün gerek Karabağ'ın yeniden imarına yönelik faaliyetlerde gerekse Kafkasya'yla beraber orta ve uzak Asya'ya erişim imkânlarında Türkiye ve Azerbaycan'la ilişkilerinde bir an evvel onarma, toparlama ve geliştirme çabasında olduklarını resmî düzeyde açıkça göstermeye başlamışlardır.”dedi.

KARABAĞ ZAFERİ SADECE KAYKASYA’YI DEĞİL DÜNYA’YI ETKİLEMİŞTİR

Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; Türklüğün Karabağ'daki zaferi sonrasında Türk dünyası ülkeleri arasında var olan iş birliğinin de son günlerde ivmelenmeye başladığını ifade ederek, “Uzun zamandan bu yana Hazar Denizi'ndeki kaynaklar konusunda uzlaşamayan Azerbaycan ve Türkmenistan'ın yakın zaman öncesinde bu meseleyle ilgili ortak bir anlayış birliğine varmış olmaları son derece memnuniyet verici bir gelişmedir. Bu şartlarda Türkmenistan'a ait doğal gaz kaynaklarının hiç de uzak olmayan bir vadede Azerbaycan'la aramızda kurulmuş olan TANAP'a aktarılması söz konusu olabilecektir. Bu durum sadece 3 Türk ülkesini ekonomik ve stratejik açıdan daha da fazla birleşmelerini sağlamayacak aynı zamanda Güney Gaz Koridoru'nun da ilave bir kaynağa sahip olmasını doğuracak, Avrupa'ya enerji arzı için yeni bir gündemi daha hayata geçirmiş olacaktır. Dolayısıyla Karabağ zaferinin neticeleri sadece Kafkasya'yı değil, dünyanın geri kalanını da etkileyen hem doğrudan hem de dolaylı büyük neticeler doğurduğu gerçeğini böylelikle her çevrenin karşısına bir kez daha getirmiştir.” açıklamasında bulundu.

DİLDE BİRLİK OLUNCA FİKİRDE BİRLİK KAÇINILMAZDIR

Dilde birlik olunca fikirde birliğin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Özdemir; “Fikirler bir olursa yüreklerin de bir çarptığı görülebilecektir. Sonrasındaysa işte birlik olacak ve nihayetinde ülküler hayat bulabilecektir. Karabağ zaferi sonrasında bunun, Türklüğün 21'inci yüzyıldaki şahlanışına vesile olacağını belirtmiş, Kafkasya'da barış ve istikrarın tesisine katkı sağlarken Türk dünyasının bundan son derece olumlu yönde etkileneceğini vurgulamıştık. Türk dünyası ülkelerinin beraberce ortak bir gayret ve vizyon etrafında buluşarak birlikte hareket etmeye yönelik politikalarına ağırlık vereceklerine dair inancımızsa tamdır.” açıklamasında bulunarak, hedeflerin gerçeklerden uzak olmadığını belirterek şöyle devam etti, “Varacağımız yer belli, umutlarımız her zaman taze, vizyonumuz daima başkalarının hayallerinin dahi ulaşamadığı yerlere erişebilmektir. İnanıyoruz ki başaracağız. Büyük Türkiye yolunda millî hedeflerimiz için sergilenen tüm gayretler küresel barış ve istikrara katkı sağlayacağı gibi insanlığın huzurunu da tesis edebilecek birikime sahiptir. Hiç kuşku yok ki bu gayretlerin ülkemize sağlayacağı çok değerli neticeleri olacaktır. 21'inci yüzyıl Asya Bölgesi'nin yükseliş ve önemini her yönden ortaya koyarken Türkiye, en başından beridir vurgulanan Türk yüzyılı hedefini gerçekleştirebilecek inanç, güç, potansiyel ve azme sahiptir.”dedi.

Editör: Haber Merkezi