Kayseri, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ağırladı.
Gül, 3 gün Kayseri de kalarak sevenleri ve sevdikleriyle özlem giderdi, onuruna verilen birçok etkinlik ve ziyaret gerçekleştirdi. Ben şahsen katıldığı 3 ayrı programı takip etme fırsatı yakalayabildim.
                                                   ***
Bunların ilki ve bana göre en önemlisi Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan ziyaretiydi.
Gül’e burada, gazeteci arkadaşlarımız tarafından iki çarpıcı soru yöneltildi.
Sorulardan biri; "Yeni bir parti kuracağınız yönünde söylentiler var bu konuda neler söylersiniz?" şeklindeydi.
O çarpıcı soruların en can alıcısı ise ikinci soruda yöneltilen; “Aktif siyasete dönecek misiniz?” oldu.
Sayın Gül, kendisine sorulan birinci soruya; "Zaman zaman görüyorum, yeni parti falan gibi söylemler. Bunların hiç birinin aslı yoktur, hiçbiri doğru değildir" şeklinde yanıt verdi.
Gül bu yanıtıyla “Yeni Parti Kuracak” şeklinde çıkan dedikoduların da önünü kesmiş oldu.
Gelelim ikinci ve en can alıcı o soruya!
Bu iki soruyu Gül’e yönelten gazeteci arkadaşımız, “Aktif siyasete dönecek misiniz?” şeklinde sorduğu ikinci sorusuna ise yanıt alamadı.
O gün aşağı yukarı 100 gazetecinin yer aldığı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Özhaseki’nin makamında; o ismini bilmediğim gazeteci arkadaştan “Aktif siyasete dönecek misiniz?” sorusunu peş peşe ve en az 3 kez işittim.
Gül, birinci soruya açık yüreklilikle yanıt verdi ancak ikinci soru ortalıkta kaynayıp gitti.
Böyle başladı Gül’ün 3 günlük Kayseri programı!
                                                          ***
Gül’ün Kayseri ziyareti için ne yazıldı ne söylendi?
Kimileri Gül’ün Erkilet havaalanında zayıf karşılandığından dem vurup, kendisinin halk nazarında yalnız bırakıldığını işleyip durdu 3 gün boyunca…
Ben de bu yazıyı kaleme almadan önce, fotoğrafın tamamını görmek adına biraz temkinli davrandım.
Gül’ün Kayseri’den ayrılmasını bekledim.
Şu an itibarıyla sayın Abdullah Gül, geldiği özel uçakla İstanbul’a uçtu.
Bu yazıyı son güne bırakmamın sebebi de bu açıkçası…
***
Benim bildiğim; devlet adamları, devlet geleneğine göre karşılanıp öyle ağırlanır!
Gül de Kayseri de öyle karşılanıp ağırlandı.

Devletin Valisi, Belediye Başkanları, STK temsilcilerinin hemen hemen hepsi oradaydı?
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, Ak Parti Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel, İsmail Tamer, Ak Parti Kayseri İl Başkanı Cahit Özden ve diğerleri…
17 Aralık sonrası Ak Parti’den istifa eden Milletvekili Ahmet Öksüzkaya da oradaydı.
Gül’e gösterilen ilgi az falan değildi yani…
Tam olması gerektiği gibiydi.
Devlet adamına yakışır bir biçimde!
Cumhurbaşkanlığı görevi yeni biten, henüz yol haritasını açıklamayan Gül’ün bir siyasi parti lideri edasıyla karşılanmasını beklemek de garip bir ruh halini gerektirir sanırım.
Ortada parti yok, parti otobüsü yok.

                                                         ***
Her neyse gelelim diğer gelişmelere…
Gül’ün Kayseri’ye gelişiyle tüm Kayseri seferber oldu.
Kayseri’nin her köşesi, Gül görevde iken yapıldığından da çok afişlerle, posterlerle donatıldı.
İşte bu davranışın adına vefa denir!
Bu süreçte özellikle Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, büyük bir vefa örneği gösterdi.
Başkan Özhaseki, Gül’ün her gittiği yerde yanında ve yanı başında olmaya gayret gösterdi.
Bu durum, böylesine zorlu bir süreçte bence takdire şayan bir davranıştır!
Vefa duygusunun çıkarlar uğruna yok olmaya yüz tuttuğu günümüzde, Başkan Özhaseki’yi bu vefakâr davranışı nedeniyle kutlarım.
Bundan bir önceki yazımda da “Kayseri’nin Gül’ü solacak mı?” başlığı ile tam bu konuya vurgu yapmak istemiştim.
O yazıda anlatmak istediğim de işte tam buydu.
                                                      ***
Tekrar en başa dönecek olursak; Gül, ilerleyen günlerde aktif siyasette yer alır mı almaz mı?
Aktif siyasete dönerse hangi parti de yer alır?
Bunları ben bilemem.
Bu konuda en doğru kararı verecek kişi de zaten kendisidir!
Ben şahsen; sayın Abdullah Gül’ün Kayseri’deki vefalı dostlarını kıramayacağını, zamanı geldiğinde yine aktif siyasetin içerisinde yer alabileceğini düşünüyorum.
Tıpkı geçmişte olduğu gibi!
Ama zamanı geldiğinde…