Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Anayasası’nın 42. maddesine göre “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar”.
Devletimizin ilgili kurumları şu anda ihtiyaç sahibi olan üniversite öğrencilerinin yurt ve burs ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamaktadır. Tabiat boşluğu kabul etmez. Çünkü o boşluğu mutlaka bir şey doldurur. Devletin bu görevini ihmal etmesinin sonuçlarını son yıllarda yaşanan hain darbe olayında somut olarak gördük.
‘OKULLAR AÇILIRKEN’
Yüksek öğrenim öğrencilerinin yurt sorunu, şu anda Türkiye’nin en önemli gündem başlıklarından biri. Lisans ve ön lisans düzeyinde örgün eğitimde 4 milyonu aşan öğrenci var. Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında ancak 700 bin öğrenci barındırabiliyor. Öğrenciler bugüne kadar barınma ihtiyaçlarını devletin ve özel sektörün yurtlarından ve ev kiralayarak karşılıyorlardı. Pandemiden sonra özel yurt fiyatları ve ev kiraları uçtu. KYK yurtlarında yer bulamadığı için barınma haklarını isteyen öğrenciler birçok ilimizde parklarda geceliyorlar. Sorunlarına çözüm bulunması yerine itilip kakılıyor, gözaltına alınıyorlar.
Ülkeyi yönetenler bu konuda “Biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Şu anda 650 liraya çıkardık. (...) Biz göreve geldiğimizde 190 olan yurt sayısını 700’e çıkardık. Bugün yurtların 700 bin kapasitesi var” diyor. 2003 yılında üniversite öğrencilerinin bursu 45 liraydı. O tarihte bir çeyrek altın 22 liraydı, bu parayla iki çeyrek altın alınabiliyordu. 2021 yılında burslar 650 lira oldu.2022 de ise 850 lira Ama bir çeyrek altın alabilmek için bu paranın üstüne 200 lira daha eklemek gerekiyor.
‘YA BİAT EDECEKLER YADA ÜNİVERSİTE HAYAL OLACAK’
Yurt eylemleri üzerine bazı belediyeler, bazı adımlar attılar ama bu adımlar yeterli olmuyor. Yurt konusunu biraz araştırınca KYK’nin yurtlarının bir kısmının kendi malı, bir kısmının ise özel sektörden yüksek fiyatlarla kiralanmış olduğunu, iktidar partili belediyelerin, belediye bütçesinden yaptırdıkları veya restore ettirdikleri binaları cemaat ve tarikatların vakıflarına ve derneklerine devrettiklerini tespit ettim. Ayrıca tarikat ve cemaatlere bağlı çok sayıda yurt var. Bu durumda bu öğrenciler için iki seçenek kalıyor: Ya bu öğrenciler cemaat ve tarikat yurtlarına gidip biat edecekler ya da üniversite eğitimi onlar için bir hayal olarak kalacak.
‘ÇÖZÜM NEDİR PEKİ’
Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözmek için öncelikle TOKİ’nin elindeki yapı stoku, öğrencilere yurt ücretini geçmeyecek ücretlerle kiraya verilmeli, KYK de hemen yeni yurt yaptırmak üzere harekete geçmelidir. Yurt yapımı konusunda yerel yönetimler, TOBB, ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, meslek odaları, işveren ve işçi sendikaları, özel sektör kuruluşları, eğitim vakıfları, eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşları yatırım yapmalıdırlar.
Peki cemaatler ve tarikatlar, elli altmış yıldır kendi zihniyetlerinde öğrenci yetiştirmek için yurtlar ve okullar kurarken Cumhuriyetçi, Atatürkçü, milliyetçi, liberal ve laik olduğunu iddia eden iş insanları, sanayi kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve dernekler kaç öğrenci yurdu ve okul yapmışlardır? Maalesef bu sorunun cevabı olumsuzdur. Bu iddiada bulunanlar, gençlerimizin vatanını ve milletini seven, Atatürkçü ve çağdaş düşünceli insanlar olarak yetişmeleri için bu andan itibaren bir seferberlik anlayışıyla bu sorunun çözümüne katkı sağlamalılar.