"Uyum", Kayseri yerelinde siyaset yapan bir kesimin yaklaşık 20 yıldır, hemen hemen her fırsatta diline doladığı sihirli bir sözcük.
Sihirli diyorum çünkü her işlerini bu uyum algısını ön palanda tutarak bitiriyor, bu sihirli cümleyi kullanarak insanları hizaya getiriyorlar...
Nedir bu uyumun kelime anlamı diye soracak olursak?
Türk Dil Kurumu'na göre uyum, "Bir bütünün parçaları arasındaki uygunluk, ahenk" demek!
Bunu biraz daha açacak olursak, benim anladığım bir tane bütün var, etraftaki tüm parçalar o bütüne uyuyor ve ahenkli bir biçimde hareket ediyor!
Tabiki sorgusuz, sualsiz!
Peki nedir o bütünsel nesne?
İnmidir cinmidir?
Kimdir?
Nasıl oluyorda o bütünün tüm parçaları bir tanesine biat edebiliyor?
Bunun sırrı nedir?
O bütüne tüm parçaların biat etme sebebi nedir?
İşte tam burada o nesne karşısında fizik kuruları devre dışı kalıyor, siyasetinde ötesinde tüm acımasızlığı ve hoyratlığıyla vesayet rejimi kendini göstermeye başlıyor!
Bu örnekleme neticesinde halen 'Uyum ile vesayet' ne alaka diyenler varsa, yaşanan gerçeklerden derleyerek tamamlayacağım bu yazımın devamını dikkatle okumanızı tavsiye ederim.
***
Ayhan Oğan...
AKP Kayseri Milletvekili aday adayı!
Aslen Kayserili...
Namı diğer "Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın prensi"...
Bunu ben değil, Kayseri Olay gazetesinde aynen bu ifadelerle başlık atılan gazete sütununu facebook kapağı yaparak kendisi söylüyor!

Ayhan Oğan, geçtiğimiz haftalarda seçim çalışması yapmak üzere Kayseri'ye gelir.
Bir basın toplantısı yaparak, kentteki gazeteler, televizyon kanallarına çıkıp projeleri ve yaptıklarıyla kendisini ifade etmek ister.
O toplantıya katılan ve olayı haberleştiren basın kuruluşlarının sayısı bir elin parmaklarını dahi geçmez!
Kayseri'de 6 yerel televizyon, 14 gazete ve 3 adet de internet yayın yapan haber sitesi var.
Ne hikmetse AKP'nin kalesi diye tabir edilen Kayseri'de, diğer AKP'li aday adaylarına nazaran Oğan'a gereken özen gösterilmez!
Bunu fark eden Oğan, havuz medyası diye tabir edilen yerel televizyonların kontrolörünü arayarak sitem eder.
Ama nafile!
O kontrolör emri büyük yerden aldıklarını anlatıp topu üzerinden atar. Bunun üzerine durumu AKP genel merkezine bildiren Oğan, o hiddet ve cesaretle Deniz FM'de Gazeteci Azim Deniz ile İlter Sağırsoy'un hazırlayıp sunduğu günaydın Kayseri isimli programa çıkar.
Oğan, o radyo programına telefonla bağlanarak alır sazı eline paralel yapının Kayseri'deki yapılanmasından dem vurarak, Kayseri'nin mevcut siyasal yapısı ve güç dengelerini masaya yatırdı.
Yine o programda Kayseri siyasetinin elit çevrelerin elinde kaldığını öne süren Oğan, " Kayseri'de sanal bir korku ortamı oluşturmuşlar. Ama bunların Türkiye'de ve Ankara'da hiç bir karşılığı yok! Önümüzdeki dönemlerde özellikle Kayseri'de, ben çok ciddi bir temizlik harekatı olacağını düşünüyorum. Rahat olsun herkes. Bu yapıların hepsi temizlenecek inşallah! Bu söylediklerimden hiç şüpheniz olmasın" diyerek kendisine bu muameleyi reva gören kendi ifadesiyle Kayseri'deki elit ve vesayetçi yapıya bir güzel giydirir.
Ardından Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nde saat 14:30'da basın toplantısı yapacağını konuyu daha da derinlemesine ele alıp anlatacağını söyler...
Söz konusu radyo programı biter bitmez de aldığı bir telefonla soluğu çiçeği burnundaki Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik'in makamında alır...

Çelik, iddiaya göre ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyerek, çay kahve faslının ardından Oğan'ı yumuşatıp yolcu eder...
Nitekim Oğan Çelik görüşmesi sonrası ne hikmetse sus pus olur.
Çelik'e gerçekleşen ziyaret sonrası, 14:30'da Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nde kendisinden beklenen performansı gösteremez.
Ama o son basın toplantısına katılan gazeteci ve televizyonların performansına da diyecek yoktur.
Bu gelişmelerin ardından Ogan'ın cemiyette yaptığı toplantı neredeyse Özhaseki'nin yaptığı toplantıları aratmayacak nitelikte ve yoğunluktadır.
Tüm yerel televizyonlar tam kodra Oğan'ın önüne ip gibi dizilir.
Peki bu konu böylelikle kapatıldı mı?
Kapatılabilir mi?
Oğan'ın kurduğu cümleler yenilir yutulur cümleler mi?
***
Oğan'ın ayağına gittiği Mustafa Çelik kimdir?
Kay TV'nin eski hissedarı...
Yani eski ortağı!
Kocasinan Belediye başkanlığı koltuğuna oturduğu zaman hisselerini kağıt üstünde Nuri Çiftçi isimli bir iş adamına devreder...
Nuri Çiftçi kimdir?
Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin Eski Başkanı Mehmet Özhaseki'nin ahbabı (!)
Şimdi kağıt üstünde Nuri Çiftçi'nin ortağı olduğu Erciyes TV ve Kay TV hani Rus'ların o meşhur matruşkaları vardır ya işte aynı iç içe girmiş bir binadan yayın yapıyor.
Kanal logoları farklı ama içerik olarak tıpkısının aynısı diyebiliriz!
Çünkü yayın ortak, personel ortak!
Ama iki ayrı şirket!
O nasıl oluyorsa?
O televizyonların başında Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanı Veli Altınkaya var...
AKP Kayseri Milletvekili Aday Adayı Ayhan Oğan'a emri büyük yerden aldığını ve kendisini yayına çıkartamayacağını söylende iddiaya göre Veli Altınkaya'dır!
İşte Oğan'ın o ani ve sert çıkışına neden olan durumun özeti de budur.
Yani Altınkaya'ya kızan Oğan, soluğu Kay Tv'nin eski sahibi (!) Çelik'in yanında alır.
***
Çelik, eski çalıştığım televizyon olan Kay TV'yi kağıt üstünde satın aldığında çok geçmeden bir 12 Eylül sabahı oradaki işime son verildi.
Ne gariptir ki beni işten (kibar bir dille) kovan Özhaseki'nin şu anki Danışmanı Yusuf Yerli, kendisinin Kay TV'ye teknik direktör olarak atandığını beyan edip, yeni bir takımla Kay Tv'ye geldiğini bana da o takımda giyecek forma olmadığını söyledi.
Yine o aynı danışman Yerli, benim gazeteciliğimi dönemin en başarılı futbolcusu olan Gökhan Ünal'ın performansına benzetmiş bana övgüler dizmiş ama işime son vermişti!
Kayseri'de çok başarılısın denilerek methiyeler dizilip, işten atılan ilk gazeteci ben olsam gerek!
O televizyonu o gün böyle satın alıp, kendi ifadeleriyle gazetecilik adına başarı gösteren personelini sokağa atmaları ne garip değil mi?
Derdiniz gazetecilik ise, o işletmeler halkı aydınlatan basın kuruluşları ise başarılı bulduğunuz bir personeli ne diye işten kovarsınız?
Satın aldıkları televizyonun parasını da ağabey diye tarif ettikleri bir belediye Başkan'ın ödemesi ise ayrı bir tartışma konusu!
O şimdi emekli belediye başkanı!
Şu aralar spora merak salmış...
Kayseri'nin yönetildiği yer, belediye meclisleri mi bağ evleri mi?
Meclisler ise o televizyonları satın alma kararı ne diye meclisten çıkarılmaz?
Hani televizyonların parasını eski başkan veriyor ya o bakımdan soruyorum bu soruyu....
***
İşte Kayseri'deki etkin, yetkin, seçkin, elit AKP'lilerin demokrasi anlayışı budur...
Kendinden olmayan gazete ve televizyonlara çöküp satın al, sonra da kendi partiline sırt dönecek kadar gözün dönsün.
Ne uğruna?
Kendi çıkarları uğruna!
Böyle bir yapıdan Oğan'a demokrasi çıkar mı?
Biat edersen çıkar!
Neye biat?
Kayseri'deki elitlere biat!
Kayseri'deki vesayet mimarlarına biat!
Yaşasın biatlı basın özgürlüğü, yaşasın biatlı demokrasi (!)
Yaşasın biatlı siyaset ve vesayet (!)
İşte bunların uyum dedikleri tam da budur.
Yani uyum eşittir vesayet!
Anlayacağınız Oğan'ı da kendilerine uydurdular...