Enflasyon rakamları açıklandı dün.

İlk zam ete geldi.

Ardından tarımsal ürünlerin fiyatlarına.

Sabah süt getiren kardeşimiz, “Ağabey 15’inde süte bir zam daha yapılacak, sanırım bir sonraki sütü zamlı fiyattan getireceğim” uyarısı yaptı.

Dün akşam sigara almak için girdiğim bayii, “Abi pakete 2 lira zam geldi” müjdesini! verdi.

TÜİK’in makyajlı rakamlarına göre bile yıllık enflasyon yüzde 70, Nisan Ayı Enflasyonu yüzde 7.25.

Ulaştırma giderlerimiz yüzde 105,86 Gıda ve alkolsüz içeceklerin fiyatı yüzde 89,10, ev eşyasındaki artış ise yüzde 77,64 oldu.

Heybedeki büyük turp ÜFE’de. Yani Üretici fiyat endeksindeki korkunç yükseliş. TÜİK bile ÜFE’deki artışı yüzde 114’ün üzerinde gösterdiğine göre enflasyon artışının durmayacağı, fiyatların yükselmeye devam edeceği gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Böylesi bir dönemde ülkeyi yönetenler ne konuşur, hangi alana yoğunlaşır?

Böylesi bir dönemde, Muhalefet partileri hangi konuları ön plana çıkarır, hatta sokağa inerek sessiz yığınların sesi olur?

Peki, biz ne seyrediyoruz?

Ümit Özdağ’ın, Süleyman Soylu’yu düelloya davet edip, “Bakanlığın önüne geliyorum, erkeksen aşağı in” ucuzluğunu.

Diyelim çağrınıza uyup indi Süleyman Soylu, diyelim polisi geri çekti, diyelim siz de adamlarınızı geri çektiniz ve yüz yüze geldiniz, ne yapacaktınız.

Yumruklaşarak bizi bir kez daha dünyaya rezil mi edecektiniz?

Evet Ümit Özdağ’ın mülteciler konusundaki kararlı duruşu doğrudur ve Ümit Özdağ haklıdır.

Zira ben bu gün kiralık ev bulamıyorsam ya da ev almak benim gibiler için ütopya haline geldi ise, bunda ülkemizdeki sessiz işgalcilerin rolü vardır, payı vardır.

Eğer benim çocuğumun çalışması gereken alanda Suriyeli, Afganlı yarı fiyatına çalışıyor, benim çocuğumun iş aramaktan ayaklarına kara sular iniyor ve ülkemdeki işsizlik rakamları bu kadar yüksek çıkıyorsa, nedeni ülkemdeki kayıtlı, kayıtsız yaşayan milyonlarca insandır.

Evet bu gün ülkemde iliklerimize kadar bir gıda krizi yaşıyorsak bunun nedeni bizden daha rahat bir hayat kuran kayıtlı-kayıtsız yabancılardır.

Ama birader bu mesele, bakanlık kapısına dayanıp bakanı düelloya davet etmekle olmaz ki.

O nedenle, yazıklar olsun diyorum, ülkemin en temel sorunu olan açlığı, yoksulluğu gölgelemek için sun-i krizler yaratanlara.

O nedenle, yazıklar olsun diyorum, milletin umudu olmamak için bir araya gelemeyen muhalefete.

Hala görmüyor musunuz?

Hala farkında değil misiniz?

Bu ülkenin sorunu Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı değil.

Bu ülkenin sorunu kalmadı artık, çünkü güzel ülkem elimizden kayıp gidiyor.

Kapısında kiralık yazan eve talip olduğumuzda öğreniyoruz, evin sahibinin Ummanlı, Sudanlı, İranlı olduğunu.

Artık ülkemin emeklisi, aldığı aylık ile ayakta duramaz, hatta sadece ev kirasını ödeyemez hale geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Gültekin Uysal;

Gelecek yıl değil, gelecek ay değil, hemen bu hafta sonu büyük bir miting düzenleyip sessiz kitlelere umut olma iddianızı sürdürün.

Öyle altılı masanın çevresinde ahkam kesmenin çok ötesine geçti bu ülke, bu millet.

Baksanıza, kaos planları hazırlanıyor ardı ardına.

Baksanıza, bizi yönetenlerin tek derdi Suriyeliye Briket Konut inşa etmek.

Baksanıza, nerede ne kadar elek altı adam varsa koltuklara kurulmuş, ‘Cambaza Bak oyunu’ oynuyor.

Baksanıza, bu ülkenin hazine ve maliyesinden sorumlu adam “Pahalılığın farkındayız” noktasında hala.

Baksanıza, sessiz milyonların dişinden tırnağından artırdığı kaynaklar bir avuç azınlığa, Kur Korumalı Vadeli Mevduat Hesabı adı altında aktarılıyor.

Baksanıza, gelişmiş ilk 10 ülke arasına girecekken yıllardır ilk 20 ülke arasından bile kayıp gittik, gidiyoruz.

Baksanıza, savaşı en acı şekilde yaşayan ülkelerdeki enflasyon rakamları bile bizim rakamlarımızdan çok daha iyi durumda.

Baksanıza, bu mazlum millet adaleti mumla arar hale geldi.

Baksanıza, milyonlarca genç gelecek kaygısı ile gözünü medeni dünyaya dikti, gidebilen gidiyor, gidemeyen gitmek için çalmadık kapı bırakmıyor.

Baksanıza, bu güzel ülkenin 150 milyar dolarının nerede olduğu bilinmiyor.

Baksanıza, bir zamanların büyük ülkesi, lider ülkesi zengin Arapların yol geçen hanına dönüştürüldü.

Yani sevgili dostlar, şairin dediği gibi;

Nasıl öfkelenmem ki, düşündükçe Memleketimi.

Çırpınıyor ayakları altında, bir avuç hergelenin.