14-28 Mayıs Seçimlerdeki başarısızlık, genel olarak birçok kesiminde tartışmaları da beraberinde getirmişti. Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Meclis çoğunluğunda kaybeden bir muhalefet topluluğu vardı. Ancak, doğal olarak en çok tartışma da doğal olarak ana muhalefet partisi CHP’de yaşanmaya devam ediyor.

Başta ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere tüm muhalefet partilerinin ve çevrelerinin, seçimlerle ilgili olarak tutarlı bir eleştiri ve özeleştiri sürecinden geçmesi gerekiyor. Elbette bu süreçler olumsuz değil, olumlu ve yaralı olmak zorundadır. Çünkü yaşam ve siyaset devam etmektedir, toplumsal muhalefetin beklentileri de bu yöndedir.

Bu durumda tartışmayı kişiler üzerinden yürütmek en yapılmaması gereken davranıştır. Halk üzerindeki siyasi psikoloji ve sosyoloji iyi okunmalı.Başta iktidar çevreleri olmak üzere, muhalefetin dağılmasını isteyen çevreler de psikolojik anlamda bunu özellikle kışkırtmakta,körüklemekte ve başta CHP olmak üzere muhalefeti içeriden ve dışarıdan bir birlerine düşürmeye çalışmaktadır. 

Dolayısıyla bu çevrelerin olumsuz davranışları ile iyi niyetli ve gerçekten partinin büyümesini ve iktidara taşınmasını isteyenlerin eleştirileri/çabaları, aynı kefeye konulmamalıdır. Eleştiri ve özeleştiri süreci mutlaka yapıcı olmalı ve daha iyiyi/daha güzeli hedeflemelidir. Bu başarılabildiği ölçüde, bozguncu hamleler de boşa çıkarılacaktır.

Örneğin, yaklaşan 2024 yerel seçimlerin yapılacağı gerçeği hiç unutulmamalıdır. Kurultay süreci ve çalışmalar, bu hedef sürekli göz önünde tutularak yürütülmelidir. Muhalefet bu yerel seçimlerde mutlaka başarılı olmak zorundadır. Burada en büyük görev ve sorumluluk da ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisine, onun kadrolarına düşmektedir. 

Önümüzdeki yerel seçimlerde, halen CHP’li başkanlarca yönetilen büyükşehirler korunduğu gibi, yeni büyükşehirlerin ve kent yönetimlerinin kazanılması da hedeflenmelidir. 

Ancak, Seçim sürecinde bir kez daha görülmüştür ki, CHP örgütleri çoğunlukla yorgundur. Parti çalışmalarında ve seçim kampanyasında, çokta başarılı bir performans ortaya kayamamıştır.

Bu bakımdan acilen örgütlerde bir yenilenmeye ve değişime ihtiyaç vardır. Öncelikle örgütlenme sorunlarının üzerine gidilmelidir.

Açıkçası, şimdi yani 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak olan Kurultay’da CHP’de değişim/yenilenme ardından da ülkemizde bu değişimler zorunluluktur. Türkiye Cumhuriyetimizin 100. Yılında, bu iki alandaki mücadelenin, birbirini tetikleyip büyütmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hedeflenen değişimin ve yenilenmenin de eninde sonunda mutlaka başarılacağına yürekten inanıyoruz. Bütün bunlara bakıldığında 4-5 Kasım CHP ve Ülkemiz için çok önemli bir dönüm ve dönüşüm noktası olacaktır.

Sevgili Sosyal Demokratlar, kıymetli aydınlar, Emekçiler ve de devrimciler, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına da, yenilenmiş,Atatürk devrimlerine bağlı ve onları hayata geçirebilecek bir CHP yakışır…