Taşeron işçilerin kadroya alınmasına dair açıklamalarda yer alan sınav ve güvenlik soruşturması şartının kadrolaşmanın önünü açacağı uyarısında bulunan DİSK Kayseri Bölge Temsilcisi Cumali Sağlam, tüm taşeron işçilere ayrımsız, koşulsuz kadro istedi.

BELEDİYE İŞÇİLERİ KADROYA ALINMALI

Yerel yönetimlerde çalışan taşeron işçilerin kamu işçisi olarak kadroya alınması gerektiğini ifade eden Sağlam, “Yapılan açıklamalarda 450 bin işçinin 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 4-d maddesi kapsamında kamu işçisi olarak kadroya alınacağı ancak yerel yönetimlerde çalışan 400 bin işçinin ise kamu işçisi değil yerel yönetimlerin belediye iktisadi teşekküllerine (BİT) alınacağı açıklandı. Böylece daha baştan 400 bin taşeron işçisi kadro dışı bırakıldı” dedi. Şirkete alınan işçilerin, kadrolu kamu işçilerinin haklarından yararlanamayacağına dikkat çeken Sağlam, “Öte yandan belediye şirketleri özel hukuka tabi olacağı için bu şirketler bünyesinde taşeron işçiliğin yeniden ortaya çıkması tehlikesi bulacak. Belediyelerde çalışan taşeron işçiler de kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır” dedi.

GÜVENLİK SORUŞTURMASININ YASAL ZEMİNİ YOK

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in “KİT'lerin kadroya dahil edilmesi son derece yanlış olur” şeklindeki açıklamasının kaygıları artırdığını söyleyen Sağlam, “KİT’lerde çalışan taşeron işçiler de mutlaka kadroya alınmalıdır” dedi. Güvenlik soruşturmasının ayrımcılık ve tasfiye yaratacağını söyleyen Sağlam, “Her şeyden önce güvenlik soruşturması devlet memurluğuna atama için getirilmiş bir koşuldur. 657 sayılı kanunun 4-d maddesi kapsamındaki kamu işçileri devlet memuru değildir ve 657 sayılı kanun kamu işçilerine uygulanamaz. İşçilerin güvenlik soruşturmasından geçirilmesinin yasal zemini yoktur. Dahası buna gerek de yoktur. Çünkü kadroya alınan işçiler bugüne kadar yaptıkları işleri yapmaya devem edecek. Kaygımız güvenlik soruşturması bahanesiyle siyasal ayrımcılık yapılması ve partizanlık yaşanmasıdır.”

‘SINAV KOŞULU KEYFİLİK YARATIR’

Sağlam “Sınavın nesnel ve tarafsız olacağına dair de kaygılarımız var. Kamuya personel alımında sözlü sınavlarda yaşanan keyfilikler dikkate alındığında sınav koşulu kadrolaşma kaygımızı artırmaktadır. Sınav koşulu taşeron işçilerin bir bölümünün işsiz kalmasına ve ayrımcılığa yol açabilir. Taşeron işçinin kadroya alınmasında sınav koşulu aranmamalıdır” dedi.

EŞİT HAKLARDAN YARARLANMALI

Taşeron işçiler kadroya alındıklarında kendileri ile aynı işi yapmakta olan kamu işçileri ile eşit haklardan yararlanması gerektiğini dile getiren Sağlam “Bu durum Anayasanın ve İş Yasası’nın eşitlik ilkesinin gereğidir. Taşeron işçilerin geçtikleri kurumlardaki toplu iş sözleşmelerinden yararlanmaları konusunda bir belirsizlik olması, eski ve yeni işçiler arasında ciddi bir fark yaratacaktır. Kadroya alınan işçilerin sendika üyelikleri, kamu toplusözleşme kapsamında olmaları ve grev hakları konusunda diğer işçilerden farklı, istisnai, sınırlandırıcı bir düzenleme kabul edilemez” dedi.

‘KAYIPLAR KARŞILANMALI VE FERAGAT İSTENMEMELİ’

Taşeron işçilerin, muvazaa kararlarına dayanarak açtıkları alacak davalarına işaret eden Sağlam, “Yapılan açıklamalara göre, kadroya geçmek isteyen işçilerden bu dava ve alacaklarından feragat etmeleri istenecek. Kadroya alınmak için davadan feragat koşulu yargıya müdahaledir. Kadroya alınan kamu işçilerinin hukuksuz bir uygulamayla ortaya çıkan geçmiş kayıpları karşılanmalıdır. Kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hakları taşeron şirketlerde çalışmaya başladıkları süreden itibaren geçerli olmalıdır.”

TAŞERON SİSTEMİ İFLAS ETMİŞTİR

Kadroya alım sürecinin işçi sendikalarıyla müzakere edilerek ve mutabakata varılarak yürütülmesi gerektiğini belirten Sağlam, “Taşeron sistemi iflas etmiştir. Kamuda taşeron uygulamasından vazgeçilmesi bu iflasın tescilidir. Yapılması gereken kamudaki ve yerel yönetimlerdeki tüm taşeron işçilere ayrımsız, koşulsuz kadro hakkının tanınmasıdır” dedi.

Editör: Haber Merkezi