Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bir otelde düzenlenen 'Bölge Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Toplantıda yargıya değinen Gül, “Reform irademizin kaynağını ise milletimizin talep ve beklentileri oluşturmaktadır. Bu beklentilerin en başında da elbette yargısal adalet gelmektedir. Adalet yeryüzünün kurulduğu günden beri en kadim, en kıymetli arayışıdır. Bu kutlu arayışın adresi adliyelerdir. Adliyeler adaletin kapısıdır. Adliyede adaletin kapısını sonuna kadar açacak olanlar da sizlersiniz. Bu durum sizlere sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluk adliyenin kapısından giren herkesin hakkına erişeceği hususunda bir tereddüt dahi yaşatmama mesuliyetidir. Kayseri Adliyesi'nin kapısından giren bir vatandaşımız, 'ben burada adalete erişeceğim, hiçbir tereddüdüm yok diyerek' diyerek o kapıdan girmeli ve o kapıdan duygusuyla girip yeniden o kapıdan aynı duyguyla çıkmalıdır. Yine herkesin insan onuruna yaraşır bir şekilde muamele görmesini sağlama mecburiyeti de bu sorumluluklardan birisidir. Türk milleti adına karar veren yargının düşüncesi, yaşam tarzı, siyasi felsefesine bakmadan herkesin saygın bir şekilde muamele görmesi en temel hakkıdır. Bunu da elbette sizler yerine getiriyorsunuz” diye konuştu.
“MİLLETİMİZİN BEKLENTİLERİNİ SİZLERİN YERİNE GETİRECEĞİNE İNANIYORUZ”
Adaletin önemine değinen Bakan Gül, “Her alanda olduğu gibi adalet alanında da zaman, oldukça önemlidir. Geç kalmış bir karar dosyayı sona erdirmiş olsa bile adaleti tecelli ettirmiş sayılmaz. Hatta bu karar doğru bile olsa geçen sürede o gidip gelişlerin, kaygılı bekleyişlerini ve psikolojisini onarmaya yetmeyecektir. Bunun için geç gelen adalet, adalet değildir diyoruz. Çünkü geciken adalet caydırıcı olma özelliğini de yitirecektir. Mağdurun hakkını almasını anlamsız hale getirecektir. Dolayısıyla makul sürede yargılanma hakkı adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Bu sayede adalet sistemlerinin kalitesini, yargı hizmetinin iyi işleyişini test edebiliriz. Türk yargısı, Türk milleti adına karar vermektedir. Türk milletinin de yargıdan beklentisi 'benim mağduriyetimi geç olmadan sona erdir. Adil bir karar ver ve bunu da makul bir sürede ver.' Geç gelen adalet, adalet değildir. Kararı verdiniz ama adil değilse o da adalet değildir. İki tane temel beklentisi var, 'Benim kararımı gecikmeden ver. Benim mağduriyetimi gecikmeden gider. Benim gözyaşımı, benim haksızlığa uğramamı gecikmeksizin telafi et. Verdiğin karar da adil olsun' diye çok net şekilde iki talebi vardır. İşte bu talebi de yerine getirecek olan elbette sizlersiniz. Bu konuda da milletimizin beklentisini sizlerin yerine getireceğinize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SİZLERE ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞMEKTEDİR”
Yargıda yapılan reformlara değinen Bakan Gül, "Reformlar iyi uygulamayla, iyi uygulayıcıyla gerçek anlamını ve değerini hissettirir. Bir mevzuat değişikliği yaşama dokunduğu anda somutlaşır ve insana dokununca görünür hale gelir. Reformlarımızı insana dokunan, insan dokusu hissettiren uygulamalara dönüştüren, yaşatan sizlersiniz. Sizlere çok önemli görevler düşmektedir. O görev işte vatandaşın 'burada adalet dağıtılıyor' izlenimini vermek, bu duyguyu yaşatmaktır. Bu güveni vermenin en etkili yolu da gerekçeli karardır. Gerekçe bir yandan hükmün otoritesini ve saygınlığını sağlarken, diğer yandan da adil yargılanma hakkını tamamlar. Gerekçe yargı mensubunun mesleki kalitesinin ürünüdür ve yargı kararının hukuki mantığını oluşturmaktadır. Toplumun duyarlı olduğu bir konuda öyle bir gerekçe ortaya konulur ki, bir karar verilir ki, herkes 'işte adalet budur, işte adalet yerine gelmiştir' der. Yargı, millet adına karar veriyor. Milletimiz de gerekçenin suçun işlenmesinin caydırıcı ve suçla etkin bir mücadele edecek şekilde kaleme alınmasını sizlerden beklemektedir" ifadelerini kullandı.
“YAGI ASLA EL UZATILACAK BİR YER DEĞİLDİR”
Yargı reformu stratejisi belgesiyle ilgili de konuşan Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Reform yolculuğumuz kararlılıkla devam etmektedir. Özellikle toplumun tüm paydaşlarıyla bir araya gelerek hazırladığımız yargıya dönük strateji belgelerimiz burada önemli bir unsurdur. Güven veren ve erişilebilir bir adalet amacını gerçekleştirmek için, hazırladığımız yargı reformu strateji belgesi 2023'e kadar yargıdaki aksaklıkları, eksiklikleri tespit ederek adım adım uygulamaya geçirmeye yönelik bir politika belgesini bu konuda büyük bir kararlılıkla devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan bu belge ve yine özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye hedefiyle hazırladığımız eylem planı da yine uygulamaya devam etmektedir. Özellikle meclisimizin açılmasıyla birlikte bu yasama döneminde hem yargı reformu strateji belgesinde hem de insan hakları eylem planında kanunla düzenlenmesi gereken alanların yürürlüğe gireceğine inanıyoruz. Yargı milletin yargısıdır. Yargı asla el uzatılacak bir yer değildir."dedi.