Nefroloji Uzmanı Dr. Tamer Arıkan, 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağış Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Organ ve doku bağışının önemine değinen Arıkan, “Organ ve doku bağışı hayat kurtarıcı bir olaydır. Vücudumuzda görevini yapamayan organ ya da dokularımızın yerine canlıdan ya da kadavradan alınan bir dokunan canlıya takılmasına organ nakli işlemi olarak tanımlıyoruz. Ülkemizde çok sayıda donanımlı organ nakli merkezi mevcuttur. Ülkemizde son dönemde 84 bine yakın böbrek yetmezliği olup, replasman tedavisi alan hastalarımız mevcuttur. Organ nakline replasman tedavisi diyoruz. Kronik böbrek yetmezliğinin en iyi tedavi şekli böbrek naklidir. Ülkemizde Nefroloji Derneği’nin kayıtlarına baktığımızda ülkemizde replasman tedavisi alanların yüzde 20’ ye yakını böbrek nakli olmuştur. Çok düşük bir oran. Bu nedenle böbrek nakli sayısını daha fazla arttırabilmemiz için canlı vericilerden çok, kadavradan nakil olayının arttırılması gerekiyor” diye konuştu. ‘HALKIMIZIN ORGAN VE DOKU BAĞIŞI HAKKINDA BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR’ Böbrek ve doku bağışının vatandaşlar tarafından öneminin kavranmasının gerektiğini söyleyen Dr. Arıkan, “Lütfen normal zamanlarda da empati yaparak, herhangi bir organımız iflas ettiği zaman bunu illa canlı ya da ölü kişiden alabileceğimizi düşünerek, sağlıklı iken, organ nakli olayının üzerine gitmemezlik yapmayalım. Sağlıklı iken, organ nakil belgesine sahip olalım. Organ nakli belgesi alabilmek için hastanelere, organ nakli merkezlerine ya da aile hekimliklerine başvurarak iki tanık huzurunda organ nakli belgesi alınabilmektedir. Ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi yine canlıdan nakil oranı çok fazla. Bu ülkemizdeki böbrek nakli olaylarının yaklaşık olarak yüzde 80’i canlıdan yapılan nakillerdir. Kalan yüzde 20’lik kısmı kadavradan alınan nakillerdir. Burada bizim amacımız kadavradan nakilleri daha üst rakamlara çıkarmaktır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı bünyesinde organ nakli adaletli ve eşit olarak hastalara dağıtılmaktadır” ifadelerini kullandı.