Pazar günü oy verenlerin büyük çoğunluğu şunu biliyor: Biz sadece belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları seçmeyeceğiz. 
Vereceğimiz oyla siyasete yön çizeceğiz. 
Yaşadığımız kentin, ilçenin, kasabanın, kısacası ülkemizin geleceğini belirleyeceğiz. Basit bir yerel seçim değil bu…
Ya faydalı olabileceğini düşündüğümüz muhalefeti güçlendirerek dengeyi sağlayacağız, demokrasiyi güçlendireceğiz. 
Ya da merkezi hükümetle uyumlu, hizmet odaklı çalışabilecek başkanlar, muhtarlar ve meclis üyesi adaylarına ‘evet’ diyeceğiz… 
Bir tarafta demokrasi, diğer tarafta hizmet…
İkisi de vazgeçilmez…
Hatta alım gücümüzün iyice düşmesi, enflasyonun iyice artması da söz konusu. 
Tarafsız ve bağımsız bir gazeteci olarak gerçekleri yazmak, okuyucularımıza ve ülkemize borcumuzdur.
Hükümetin kontrolünde olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’e göre geçtiğimiz yıl şubat ayında 2023’te yıllık enflasyon yüzde 64.77 olarak açıklanmıştı.
ENAG’a göre ise Türkiye’de 2023’te yıllık enflasyon yüzde 127.21 olarak gerçekleşmişti. Bu enflasyon rakamları Mart 2024’te arttıkça arttı.
Bu artışlar ne sonuç doğurdu dersiniz: Hemen örnek vereyim, açlık sınırı 15 bin 033 lira. Yoksulluk sınırı ise 51 bin 998 lira olarak gerçekleşti. 
TÜİK ile ENAG arasında neredeyse yüzde yüz’lük bir fark…
Yaşanan bu olumsuzluklar, ülke insanını nereye sürükler? Düşük maaş alan emeklileri nereye savurur? 
Yüksek enflasyon altında ezilen milyonlarca vatandaşın omzundaki bu yoksulluk yükü ne zaman hafifler?
Bu durumu hükümetin atacağı yapısal adımlar belirleyecek… 
Bu bakımdan bu yerel seçimin önemi büyük, ülkede olumsuzluk var, hükümete yani Cumhur İttifakı’na bir uyarı yapayım diyorsan kırmızı kart. 
Yok her şey yolunda diyorsan sana diyeceğim yok. Gönlün kimi istiyorsa ona kullan oyunu.
Oy senin ve ailenin geleceğindir, oy namustur biliyorsun…
Benden Söylemesi…