Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Efşan Gürbüz Yontar, akne tedavisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dr. Yontar, "Akneler, pilosebase ünite adı verilen ve kıl follikülleri ile yağ bezleri tarafından oluşturulan anatomik kompleksin yağ partikülleri ve deri artıkları tarafından tıkanması neticesinde oluşmaktadır. Ergenlik döneminin en önemli deri rahatsızlıklarından biri olan ve bu dönemde özellikle hormonal değişimler neticesinde ortaya çıkan akneler, erişkinlerde de hayatın herhangi bir döneminde görülebilmektedir. Bu durumda tedaviye daha dirençli olan erişkin aknesinden söz edilmektedir. Akne, vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken, tedavinin geciktirilmesi ya da yanlış tedavi uygulanması durumunda ciddi kozmetik problemlere sebep olabilen bir deri rahatsızlığıdır. Bu nedenle ergenlik sivilcesi deyip geçmemeli, ergenlik sivilcesiz de geçebilmektedir" dedi.

'KİŞİYE ÖZGÜ TEDAVİ PROGRAMI BELİRLENMEKTE'

Dr. Yontar, akne oluşumuna neden olan en önemli faktörlerin hormonal değişimler ve genetik yatkınlık olduğunu belirterek, "Bunların dışında deri tipine uygun olmayan kozmetik ürünlerin seçimi, yanlış kozmetik uygulamalar, B12 vitamini kullanımı, hormonoterapiler gibi birçok faktör de akneye neden olabilmektedir. Akne tedavisi standart bir prosedür ile gerçekleştirilmemektedir. Hastanın muayene bulguları ve tıbbi hikayesi göz önünde bulundurularak kişiye özgün bir tedavi programı belirlenmektedir. Akne tedavisi kişiye özgü olmalıdır. Tedavide seçilecek kremler, antibiyotikler ve sentetik A vitamini öncüsü olan isotretinoinin uygun doz ve sürede kullanımı ile hastalığın gidişatını kısaltmak, şiddetini azaltmak ve aknelere bağlı olarak gelişebilecek izlerin oluşumunu minimize etmek mümkündür" diye konuştu.

'AKNE TEDAVİSİ UZMAN HEKİMLERCE GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR'

Dr. Yontar, akne sorunu olan kişilerin cilt bakımı konusunda da dikkatli olmaları gerektiğini, akneli hastaların genellikle yağlı bir cilt yapısına sahip olduğunu söyledi. Dr. Yontar, şöyle konuştu: "Bu nedenle sık sık yüzlerini yıkamakta veya tonikler ile temizlemektedir. Ancak sık yüz temizliği kuruluğa ve deri pH’sında bozulmaya yol açarak tedaviyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle akneli hastaların günde en fazla iki kez deri tipine uygun bir temizleyici ile yüzlerini yıkamaları ve takiben su bazlı nemlendiricileri kullanmaları önerilmektedir. Akne tedavisinin tamamlanmasını takiben eğer akne izi oluşumu söz konusu ise iğneli radyofrekans, fraksiyonel lazer veya mikroiğneleme teknikleri çeşitli mezoterapiler ile kombine edilerek uygulanabilmektedir. Akneli kişilerin çeşitli bitkisel kürlerden, bakanlık onayı olmaksızın özellikle internet üzerinde satışı gerçekleştirilen krem ve losyonlardan ve güzellik salonlarından çare arayışları ise klinik tablonun daha da ağırlaşmasına neden olabilmektedir. Tüm bu nedenlerle akne tedavisinin sadece konusunda uzman hekimlerce gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur."dedi.

Editör: Haber Merkezi