Veraset İlamı Nedir?

Veraset ilamı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. Maddesinde kendisine yer verilmiş bir kurumdur. Veraset ilamı, veraset vesikası, mirasçılık belgesi ve veraset senedi gibi isimlerle tabir edilebilmektedir.

 Mirasçılık belgesi
Madde 598- Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince
veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet
alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe,
lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı
olduğunu gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.
Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.

Kanun maddesi uyarınca veraset ilamı, bir kişinin ölmesiyle birlikte bu kişiden mirasçılara kalan mirasın neler olduğu, nasıl paylaşılacağı ve mirasçıların kimler olduğunu belirtir şekildeki resmi belgedir. Ölen kişiye, miras bırakan veya muris denilmektedir. Murisin ölümüyle birlikte arta kalan ve mirasçılara intikal edecek mal ve haklarına ise tereke denilmektedir. Murisin, kendilerine intikal eden mallarına halef olan kişilere ise mirasçı denilmektedir.

Buna göre veraset ilamı, murisin intikal eden terekesinde yer alan mal ve haklar ile bu terekenin mirasçılar arasında paylaşımının nasıl yapılacağını ve mirasçıların kimler olduğunu belirten nitelikteki resmi belgedir.

Veraset İlamının Alınması

Ölen kişinin yani murisin mirasçısı olduğunu iddia eden kişilerin, veraset ilamını almak için 2 yoldan birine başvurması gerekmektedir. Veraset ilamının nasıl alınacağı, TMK m.598'de belirtilmiştir. Buna göre mirasçılar, veraset ilamı almak için;

Sulh hukuk mahkemesine, veraset ilamı almak istediklerine ilişkin bir dilekçe ile başvurabilirler.
Notere giderek veraset ilamı belgesi almak için başvurabilirler.

Veraset İlamı Vermeye Yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi/ Noter

Mirasçıların, veraset ilamı almak için sulh hukuk mahkemesine veya notere başvurması gerekmektedir. Mirasçılar, veraset ilamı almak için;

Miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesine
Mirasçının kendi yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesine
Mirasçının kendi yerleşim yerindeki herhangi bir notere

Başvurarak veraset ilamı alabilirler. Noterden veraset ilamı alma ihtimalinde, miras bırakanın yerleşim yerinde bulunan notere başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı alma ihtimalinde yalnızca miras bırakanın yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinden veya mirasçının kendi yerleşim yerinde bulunan sulh hukuk mahkemesinden bu belgeyi almak üzere gerekli prosedürü işletmesi zorunludur.

Veraset İlamını Kimler Alabilir?

Veraset ilamını almaya yetkili kişiler, yasal ve atanmış mirasçılar ve bazı şartların varlığı halinde mirasçı olmayan kişilerdir. Veraset ilamı almayı talep etmek için, öncelikle yasal ve atanmış mirasçıların kimler olduğundan kısaca bahsetmek gereklidir.

Yasal mirasçı: Yasal mirasçı, kanunla kabul edilen kıstaslar sebebiyle bir kişinin ölümü üzerine, ondan kalan terekeye yasa gereği mirasçı olan kimsedir. Yasal mirasçılar, 4 grupta değerlendirilmektedir. Buna göre yasal mirasçılar, murisin kan hısımları, sağ kalan eşi, evlatlığı ve devlettir. Kan hısımları, anne, baba, çocuk, anneanne, babaanne, dede, teyze, hala, amca, dayı, yeğen gibi kimselerden oluşmaktadır. Sağ kalan eş, murisin ölmeden önce halihazırda evli olması sebebiyle mirasçı olan kişidir. Evlatlık ise, murisin ölmeden önce gerekli yasal prosedürler ile kendisine evlat edindiği kişidir. Devlet ise son yasal mirasçıdır. Murisin herhangi bir mirasçısının olmadığı durumlarda devlet, murisin mirasçısı olmaktadır.
Atanmış mirasçı: Atanmış mirasçı veya diğer bir adıyla iradi mirasçı ise, murisin ölmeden önce, kanunla kendisine mirasçı olarak belirlenen kişiler dışında, murisin kendi iradesiyle mirasçı tayin etmiş olduğu kişilerdir. Muris, yasal mirasçılarının saklı paylarına dokunmadan, sağlığında yağacağı ölüme bağlı tasarrufla, yasal mirasçı sıfatını haiz olmayan kişileri, ölümünden sonra kendisine mirasçı olarak seçebilmektedir. Ölüme bağlı tasarruf, murisin sağlığında yaptığı; ancak sonuçlarını murisin ölümüyle doğuran bir hukuki işlemdir. Muris, bulunduğu durum ve şartlara göre, yasal mirasçısının olmadığı durumlarda mirasının tamamını, yasal mirasçısının varlığı durumunda ise, yasal mirasçılarının saklı paylarına halel getirmeksizin mirasının bir kısmını, ölüme bağlı tasarrufla tayin etmiş olduğu atanmış mirasçısına bırakabilmektedir. Atanmış/ iradi mirasçılar da aynı yasal mirasçılar gibi, mirasçı sıfatını kazanmaktadırlar. Gerçek kişiler, dernek, vakıf, şirket gibi tüzel kişiler, murisin akrabaları, arkadaşları veya akraba ve arkadaş çevresi dışında seçtiği herhangi bir kimse, atanmış mirasçı olabilmektedir. Eş deyişle, atanmış mirasçılıkta muris ile atanmış mirasçı arasında herhangi bir kan bağı, soy bağı, sosyal ilişki bulunması gibi şartlar aranmamaktadır.
Mirasçı olmayan kişiler: Bazı şart ve durumların varlığı halinde, mirasçı olmamasına rağmen veraset belgesi almaya yetkili kişiler bulunmaktadır. Örneğin, bir mirasçı, murisin ölümüyle birlikte, veraset ilamı belgesi almak üzere bir avukattan hukuki destek almak üzere ona vekaletname vermişse avukat, sahip olduğu vekaletname ile birlikte mirasçısının yerine vekaleten dilekçe yazarak yetkili sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı talep edebilmektedir.  Bir diğer ihtimal ise, murisin borçlu olması ihtimalidir. Murisin hayattayken sahip olduğu alacak, borç, mal gibi tüm ekonomik aktif ve pasifleri "malvarlığı" olarak değerlendirilirken; murisin ölümüyle birlikte mirasçılara intikal eden malvarlığı artık "tereke" olarak isimlendirilecektir. Murisin terekesinde ev, araba, para ve alacak haklarının yanı sıra terekenin pasifini oluşturan borçlar da bulunabilmektedir. Murisin ölümüyle birlikte murisin alacaklıları da, aynı mirasçılar gibi alacaklarına kavuşmak için veraset ilamı almak üzere sulh hukuk mahkemesine veya notere başvurabilecektir. Eş deyişle, veraset ilamını yalnızca murisin mirasçıları değil; alacaklıları da alabilmektedir. Ancak murisin alacaklılarının veraset belgesi almak amacıyla sulh hukuk mahkemesine veya notere başvurabilmeleri için murise karşı daha önce başlatmış bulundukları bir icra takibinin olması ve bu takip sebebiyle veraset ilamı talep edebilmek için alacaklıların icra müdürlüğünden yetki almış olması gerekmektedir.

Veraset İlamını Kimler Alamaz?

Mirasçılıktan çıkarılmış kişiler
Mirastan feragat etmiş kişiler
Mirastan yoksun bırakılan kişiler
Mirası reddetmiş olan kişiler

Veraset İlamının İşlevi

Veraset ilamı, her bir mirasçının, sahip oldukları miras paylarıyla gösterildiği resmi belgedir. Muris, ölümüyle birlikte ardında tereke bırakmaktadır. Mirasçılar, bu terekeden kendilerine kalan miras payları üzerinde tasarrufta bulunabilmek; örneğin bir mirasçı, murisin kendisine kalan evi tapuda kendi adına tescil edebilmek veya murisin banka hesabında mirasçısına bırakmış olduğu parayı çekebilmek için bu para ve ev gibi tereke unsurları üzerinde hakkı olduğunu belirten ve veraset ilamı şeklinde düzenlenmiş resmi belgeyi ibraz etmek zorundadır. Veraset ilamı, mirasçıların kimler olduğunu, hangi oranlarda miras paylarının bulunduğunu ispatlamaya yarar resmi belgedir. Veraset ilamı, tapu müdürlüğü, bankalar, noter gibi yerlerde mirasçı olduğunu ispatlar. Veraset ilamı, miras mallarının mirasçılar üzerine devir, tescil ve intikalinin yapılmasına yarayan belgedir. Yine muris tarafından mirasçılara şirketin tamamı veya belli bir hissesi bırakılmışsa, hisse devrilerinin sağlanabilmesi için yine veraset ilamının ibrazı gerekecektir. Yine murisin sağlığında borçlusuna karşı bir alacak davası açmış olması ihtimalinde, murisin ölümünden sonra bu alacağın mahkemeden talep edilebilmesi için yani davaya mirasçıların devam edebilmeleri için mirasçıların sahip oldukları veraset ilamını mahkemeye ibraz etmeleri gerekmektedir.

Veraset İlamını Çıkarmak İçin Süre

Yasal mirasçılar, her zaman veraset ilamı almak için yetkili sulh hukuk mahkemesine veya notere başvurabilmektedir. Yasal mirasçıların, veraset ilamı almak için uymaları gereken zorunlu bir süre bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi zorunlu olan husus, atanmış yani iradi mirasçılar yönündendir. Murisin ölüme bağlı bir tasarrufla veya mirasçı atama yoluyla sağlığında atanmış mirasçı tayin etmiş olması, murisin ölümüyle birlikte yasal mirasçılarına veya diğer vasiyet alacaklılarına bildirilmektedir. Yasal mirasçıların veya vasiyet alacaklılarının atanmış mirasçıların mirasçılığına, kendilerine bu durumun bildirildiği tarihten itibaren 1 ay içinde itiraz etme hakları bulunmaktadır. Yasal mirasçılar ve vasiyet alacaklıları, atanmış mirasçıların mirasçılık sıfatlarına, bildirim tarihinden itibaren 1 ay içinde itiraz etmemişlerse, atanmış mirasçılarında veraset ilamı almak için herhangi bir süre şartı bulunmamaktadır. Veraset ilamı almak için TMK'da herhangi bir süre öngörülmemiş iken; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda belirlenen bir şart bulunmaktadır. 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 9. Maddesi uyarınca;

Beyanname verilme müddeti:
Madde 9 – Beyannameler aşağıda yazılı müddetlerde verilir:
1. Veraset tarikiyle vukubulan intikallerde:
a) Ölüm Türkiye'de vukubulmuş ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini takibeden dört ay içinde, mükelleflerin yabancı bir memlekette bulunmaları halinde ölüm tarihini takibeden altı ay içinde;
b) Ölüm yabancı bir memlekette vukubulmuş ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden altı ay içinde, mükellefler müteveffanın bulunduğu memlekette oldukları takdirde ölüm tarihini takibeden dört ay içinde, mükellefler müteveffanın bulunduğu yerin dışında başka bir yabancı memlekette oldukları takdirde de ölüm tarihini takip eden sekiz ay içinde;
c) Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolunduğu tarihi takibeden bir ay içinde;
2. Diğer suretle vakı intikallerde malların hukukan iktisabedildiği tarihi takibeden bir ay içinde.
3. (Ek: 6/6/1985 - 3219/3 md.; Değişik: 22/7/1998 - 4369/72 md.) Gerçek veya tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişler ile 5602 sayılı Kanunda tanımlanan şans oyunlarında, yarışma ve çekiliş ile müsabakaların yapıldığı günü takip eden ayın 20 inci günü akşamına kadar.

Kanunun 9. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendine göre, muris Türkiye'de ölmüş ve miras hukuku bakımından mirasçılar, vergi hukuku bakımındansa mükellef olarak isimlendirilen kişiler de Türkiye'de bulunuyorlarsa, ölüm tarihini takip eden 4 ay içinde, mükelleflerin yurt dışında bulunma ihtimallerinde ise ölüm tarihin takip eden 6 ay içinde vergi dairelerine intikale ilişkin başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Beyannameyi zamanında vermeyen mirasçılara, bu sebeple cezai hükümler uygulanabilmektedir.

İntikalin ne olduğuna kısaca değinmekte yarar vardır. intikal;

Murisin adına kayıtlı olan ve ölümüyle birlikte mirasçılara geçen değerlerin, veraset ilamı yoluyla mirasçıların adına tescil edilmesi işlemidir. Mirasçıların, muristen kendilerine kalan terekedeki malların kendi adlarına tescilini sağlayabilmeleri için, veraset ilamı ile birlikte intikal işlemlerini yapması gerekmektedir. Mirasçılar, intikal işlemlerini tamamlamadan önce ceza ödememek adına mutlaka, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda kendilerine tanınmış ve durumlarına uygun 4 ve 6 aylık süreler içinde vergi dairelerine başvuruda bulunmaları ve veraset ve intikal vergilerini ödemeleri gerekmektedir.

Veraset İlamı İçin Mirasçıların Hepsinin Birlikte Başvuru Zorunluluğu Var mı?

Veraset ilamı almak için yetkili sulh hukuk mahkemesine veya notere başvuru yapılmalıdır. Mirasçılar, veraset ilamı için başvuruda bulunurken diğer mirasçılarında bu başvuruya iştirak etmesi zorunlu değildir. Yani birden fazla mirasçının olduğu hallerde dahi her bir mirasçı ayrı ayrı olarak veraset ilamı için başvuruda bulunabilir.

Sulh Hukuk Mahkemesinden Veraset İlamı Alınması

Mirasçılar, kendi yerleşim yerlerindeki sulh hukuk mahkemesinden veya murisin ölmeden önceki son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinden bir dilekçe ile veraset ilamı verilmesini talep edebilirler. Sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamının verilmesini istemek bir nevi muristen kalan terekenin mirasçılar arasında ne oranlarda paylaşılacağına ilişkin karar verilmesini talep etmektir. Bu işlem basit yargılama usulü ile görülür. Yani mirasçılar tarafından hazırlanan ve veraset ilamının verilmesinin talep edildiği bu dilekçede karşı taraf yani hasım gösterilmez. Veraset ilamı verilmesi çekişmesiz yargı işidir. Mahkemeye dilekçe sunulurken mutlaka mirasçının kimlik fotokopisi eklenmelidir. Veraset ilamı verilmesi için bir süre bulunmamaktadır. Mahkemenin yoğunluğuna göre süre değişmektedir. Ancak uygulamada mirasçılara kısa süre içinde veraset ilamı verildiği görülmektedir.

Noterden Veraset İlamı Alınması

Noterden veraset ilamı alınması, mahkemeden alınmasına göre çok daha kısa bir yoldur. Ancak bazı durumlarda noterden veraset ilamının alınmasının mümkün olmadığı da görülebilmektedir. Bu durumlar aşağıda belirtildiği şekildedir;

Eğer mirasçılardan birisi yabancı uyruklu ise, notere başvuran kişi T.C. vatandaşı olsa dahi noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Nüfus kayıtlarının yeterince açık olmaması sebebiyle muris ile veraset ilamı talep eden kişinin soy bağı tespit edilemezse
Nüfus kayıtlarının yeterince açık olmaması sebebiyle muris ile veraset ilamını talep eden kişinin arasında soy bağı bulunsa dahi veraset ilamı talep eden kişinin murisin yasal mirasçısı olarak görünmemesi halinde noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Murisin vasiyetnamesi varsa noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris, 04/04/1926 tarihinden önce vefat etmişse noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris, 23/11/1990 tarihinden önce vefat etmiş ve eşi sağ ise noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris veya mirasçılardan herhangi biri gaip durumdaysa noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris veya mirasçılardan herhangi birinin evlatlık olması durumunda noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris veya mirasçılardan herhangi birinin vatandaşlıktan çıkarılmış olması veya birden fazla vatandaşlığının bulunması durumunda noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.
Muris veya mirasçılardan herhangi birinin, mirasçılardan herhangi biriyle aynı gün vefat etmiş olması halinde noter tarafından veraset ilamı düzenlenemez.

Yukarıda sayılan durumların varlığı halinde noter tarafından veraset ilamı düzenlenememektedir. Böyle durumların varlığı halinde mirasçıların veraset ilamı almak için mutlaka yetkili sulh hukuk mahkemesine başvurması zorunludur.

Noterden Veraset İlamı Alınması İçin Başvuruda Gerekli Evraklar

Noterden veraset ilamı alınması için başvuru yapılırken gerekli evraklar kimlik belgesi, avukatla başvuru yapılıyorsa vekaletname, mahkeme ara kararı veya alacaklıların veraset ilamı almak istemeleri durumunda icra müdürlüğü tarafından kendilerine verilmiş yetki belgesi ve noterlikte bulunan başvuru formunun hazırlanması ve imzalanması gerekmektedir.

Veraset İlamının Geçerlilik Süresi

Veraset ilamının herhangi bir geçerlilik süresi bulunmamaktadır.  

Veraset İlamının İptali

Veraset ilamı, mirasçıların miras haklarının varlığı noktasında bir kesinlik taşımamaktadır. Veraset ilamı, bu resmi belgede ismi yazılı olan kişilerin mirasçı olduğuna ilişkin yalnızca karine teşkil etmektedir. Mirasçılar, veraset ilamı alırken birlikte almak zorunda değillerdir. Mirasçılardan her biri ayrı ayrı olarak noterden veya sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı belgesi alabilmektedirler. Bu durum uygulamada birçok karışıklığa sebebiyet vermektedir. Yine veraset ilamında mirasçı sayısının eksik ya da fazla olacak şekilde farklı gösterilmiş olması gibi durumlar sebebiyle veraset ilamının gerçeğe ve hukuka aykırı olduğu sonucuna varılabilmektedir. Bu sebeple de veraset ilamının iptali gerekebilmektedir. Veraset ilamının hukuka ve somut maddi gerçeğe aykırılığı her zaman öne sürülerek iptal davası açılabilir. Noterden alınan veraset ilamının iptali için sulh hukuk mahkemesinde dava açılırken; sulh hukuk mahkemesinden alınan veraset ilamının iptali için asliye hukuk mahkemesinde dava açılır.  Veraset ilamının iptali davası, çelişmesiz yargı işidir. Bu sebeple hasımsız olarak açılır. Ancak yine de veraset ilamının iptal edilmesiyle birlikte tüm mirasçıların pay oranları değişeceğinden ötürü davalı tarafta tüm mirasçılar gösterilmek zorundadır. Veraset ilamının iptali davasını görmekle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise murisin ölmeden önceki son yerleşim yeri ile mirasçıların her birinin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesi bu davayı görmekle yetkilidir. Davanın sonunda veraset ilamı iptal edilerek yeni belge düzenlenir.

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi
2017/766 E.
2021/395 K.

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve nüfus kaydının düzeltilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, mirasçılık belgesinin iptali ve nüfus kaydının iptaline dair verilen 28.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ..., ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, evliliğin butlanı suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesi ve mirasçılık belgesinin iptali isteğine ilişkindir.
 
Davacılar vekili, davacıların murisi ...'ın 12/01/1966 tarihinde vefat ettiğini, bir kısım davalıların müteveffa annesi ...’nın miras bırakan ...’la evli iken ... isimli bir çocukları olduğunu, çocuğun doğumundan kısa bir süre sonra ve ...'ın ölüm tarihinden önce boşandıklarını, ancak bu kaydın nüfusa ihmal suretiyle işlenmediğini, boşandıktan sonra ... ... ile evlenen ...'nin bu evliliğinden de üç çocuğu olduğunu, ...'nın aynı anda iki erkeğin nikahı altında göründüğünü, bu durumun mutlak butlan sebebi olduğunu, ...’in, ...'nin önceki eşinden boşandığına güvenerek kendisiyle evlendiğini, bu nedenle ikinci eşin iyi niyetinin korunması gerektiğini, böylece ilk evliliğin yok, ikinci evliliğin ise sahih kabul edilmesi gerektiğini, davalılardan ..., ... ve ... ...’ün ...’ın mirasçısı olmadığı halde anneleri ...’nin yasal mirasçısı sıfatıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı ilamı ile ...'ın mirasçısı olduklarına dair veraset belgesi aldıklarını, veraset belgesi düzenlenirken ...'nin ...'ın ölümünden önce onunla olan evliliğinin sona erdiğinin gözardı edildiğini, bu nedenle bir kısım davalıların murisi ... ile ... arasında nüfus kaydında görünen evliliğin mutlak butlanı ile kendisine ait nüfus kaydının düzeltilerek tek bir kayıt altına alınmasını ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
 

Davalılardan ..., muris ...’ın evliliğin butlanına karar verilmeden önce öldüğünü, evlilik ölümle sona erdiğinden butlanına karar verilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
 

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/380 Esas-2010/970 Karar sayılı veraset ilamının iptaline ölen ... kimlik numaralı ...'nın ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, Cilt No 34, Hane No 55, BSN 13'deki nüfus kaydının iptaline ve diğer taleplerin reddine hükmedilmiştir.
 

Hükmü, davalılardan ..., ... ve ... birlikte temyiz etmiştir.
 

Mirasçılık belgesinin iptali davalarında, davacı taraf miras bırakanın mirasçısı olduğunu, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmediğini ve pay verilmediğini veya mirasçı gösterilmesine rağmen mirastan kendisine olması gerekenden daha az pay verildiğini, bu nedenle önceki günlü mirasçılık belgesinin hatalı olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu tür davalarda da miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hakimin görevidir.


6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesinde “hakim, Türk hukukunu resen uygular.” ve aynı Kanunun 31. maddesinde “hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” düzenlemeleri yer almaktadır.
 

Somut olaya gelince; davacılar vekili aynı dava dilekçesi ile ... ile ... arasındaki evliliğin butlanına ve mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nüfus kaydının iptali ile mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin hüküm kurulmuştur. Hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususlar hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesindeki düzenleme uyarınca hakimin davayı aydınlatma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda davacının talebinin, evliliğin butlanı yahut nüfus kaydının iptaline dair olduğunun anlaşılması ile ardından ilgili talebin bu davadan ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesi ve mahkemece görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
 ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline yönelik davanın ise HMK m165. gereğince ayrılan davanın sonucuna talik edilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
 

Mahkemece belirtilen süreç takip edilmeksizin ve ilgili kararlar alınmadan tensip zaptı ile davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılmasına dair karar verildiği halde yargılamanın genel görevli mahkemede yapılmak suretiyle karara bağlandığı anlaşıldığından görev hususunun açıklığı kavuşturulmamış olması ve çelişki yaratılması da doğru değildir.
 

Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz talebinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
 2021/1310 E.
2021/834 K.

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.10.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir....Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir.


Davacı vekili, 22.03.2003 tarihinde vefat eden muris Evantiya Büyükditriadis’in... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2006 tarih ve...Karar sayılı murise ait mirasçılık belgesinde ise müvekkil yerine Hazine’nin mirasçı kabul edilerek miras paylarının dağıtıldığını, Tapu Kanununun 35. maddesinde değişikliklerin olduğunu, müvekkilin mirasçı olmasını engelleyecek hukuki ve fiili bir sınırlama bulunmadığını belirterek... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2006 tarih ve...Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaliyle müvekkilinin murisin mirasçısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
 

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davacının Bakanlar Kurulu Kararı ile vatandaşlıktan çıkarıldığını ve Yunan vatandaşlığına geçtiğini, murisin öldüğü tarihte Tapu Kanununun 35. maddesine göre Yunanistan ile Türkiye arasında gayrimenkul edinme yönünden karşılıklı gayrimenkul edinme anlaşması olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
 

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
 

Davacı vekilinin istinaf talebi,...Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir.
 

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
 

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
 

Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
 

Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
 

Somut olayda, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2006 tarih ve...Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali istendiğine göre, ilk derece mahkemesince bu mirasçılık belgesinde yer alan tüm mirasçılara husumet yöneltilerek yargılama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bölge adliye mahkemesince de istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin...Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.