EK İDDİANAME

Kamu davası açıldıktan sonra ortaya çıkan olaylar bağımsız bir suç görünümünde ve yeni suçların ortaya çıkması biçiminde ise bunlar hakkında yargılanma yapılabilmesi için düzenlenen iddianameye ek iddianame denilmektedir.

Hukukumuzda ek iddianame düzenlenmesi mümkün müdür?

Ek iddianame usulünün yargıç tarafsızlığı ilkesine ters düştüğü ileri sürülmektedir. Buna göre ek iddianame istemi ile mahkemenin baştan sanığın mahkumiyetine ilişkin görüşünü ortaya koyar nitelikte açıklamada bulunduğu ve iddianamenin kabulü ile yargıcın iddianamede gösterilen eylem ve fail hakkında karar vermesini öngören CMK maddesine açık aykırılık oluşturduğu savunulmaktadır. Bu görüşü savunanlara göre mahkeme, yargılama sırasında sanıkların iddianamedeki başka suçu işlediklerini düşünüyorsa, bu konuda yalnızca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmakla yetinmeli, iddianame düzenleyip düzenlememek savcının görevi ve takdirinde olduğundan, ek iddianame düzenlenmesi isteminde bulunmamalıdır. Bu konuda Yargıtay daireleri arasında bir içtihat uyumsuzluğu vardır. Ancak uygulamada ek iddianame kurumunun mevcut olduğu yönündeki kararları daha fazladır.

Yargıtayın son içtihadına göre; kamu davasını açma görevi doğrudan doğruya Cumhuriyet savcısına verilmiş olup, mahkemelerin ve yargıçların cumhuriyet savcılarının bir kişi hakkında kamu davası açma hususundaki takdirlerini zorlamaları olanaklı değildir. Bu noktada mahkemenin rolü yalnızca suç duyurusunda bulunmak olabilir. Açılmış bir dava nedeniyle devam eden bir yargılama sırasında başka bir suç şüphesi ya da şüpheli kimliğine ulaşmaları durumunda mahkemece suç duyurusunda bulunulacak, görülmekte olan bir dava ile ilgili bağlantılı olabilecek ve derdest yargılamayı da etkileyebilecek bir durum var ise suç duyurusu sonucunda dava açılması durumunda görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle sonucuna göre tüm kanıtların birlikte tartışılması yoluna gidilecektir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi durumunda mevcut kanıtlara göre bir karar verilecektir.

Kanımızca ek iddianame kurumu yargıç tarafsızlığına aykırı değildir. Zira mahkeme, ek iddianame ile yalnızca cumhuriyet savcılığına dava dışında kalan eylemlerin bildiriminde bulunmakta ve durum tespiti yapmaktadır. Bu kararın savcılığı bağlayan herhangi bir yönü yoktur.

Yani savcılık derdest kamu davasının dışında kaldığı ileri sürülen eylemleri serbestçe takdir edecek ve bunlar hakkında iddianame düzenleyip düzenlenmeyeceğine kendisi karar verecektir.

Ek iddianame düzenlenmesi gereken durumlarda dosyanın cumhuriyet savcılığına gönderilmesi gerekir. Cumhuriyet savcılığınca ek iddianame düzenlendikten sonra bunun okunup sanığın sorgusunun yapılması gerekir. Ek iddianame okunup sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulamaz.

Örnek: Sanığa ormandan işgal ve faydalanma suçlarından açılan davada, sanığın ormandan açma yaptığı da anlaşılmışsa açma eyleminde cezalandırılabilmesi için ek iddianame düzenlenmesi gerekir.

Ek iddianame ile ek savunma hakkını birbirine karıştırmamak gerekir.

Sanığa Ceza Hukukuna Göre Neden Ek Savunma Hakkı Verilir?

Sanığa ceza hukukunda ek savunma hakkı verilmesinin nedenleri, suçun niteliğinin değişmesi, daha ağır bir cezanın ortaya çıkması, ek güvenlik tedbirlerinin uygulanması yönelik cezası verilmesine karşı, sanığın savunma hakkını kullanmasına sağlanmış olur. Türk yargı sisteminde sanığın savunma hakkı vardır.

Savunma hakkının verilmediği ceza davalarında, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Ceza davalarında ek savunma gerektiren hallerde, sanık haklarından olan ek savunma hakkı verilmediği zaman, dosyanın istinaf ve temyiz edilmesi durumunda, oluşan bu durum kararın bozulma sebebidir.

Ceza Davasında Sanığa Hangi Durumlarda Ek Savunma Hakkı Verilir?

Ceza davalarında sanığa ek savunma hakkı verilmesi önemli bir yer tutar. Sanığa;

İddianamede yer alan Cumhuriyet savcısı tarafından belirtilen suçun, ceza davası aşamasında suçun kanunen niteliğinin değişmesi,

İddianamede Cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen ceza miktarının, ceza davası aşamasında daha fazla bir cezayı gerektirdiğinin ortaya çıkması,

Ceza davası devam ederken, ortaya çıkan yeni deliller ışığında, sanığa verilecek cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının gerekliliği ortaya çıktığında,

Ek savunma hakkı verilmesi gerekir. Sanığa ek savunma verilmediğinde, karara itiraz ederek, kararın bozulmasına sağlayabilir.

Ceza Davasında Sanığa Ek Savunma Hakkı Verilmesinin Temel İlkeleri Türk yargı sisteminde sanığa ek savunma hakkı verilmesine ilişkin bazı temel ilkeler benimsenmiştir. Bu ilkeler;

Sanığın duruşmada hazır bulunmadığı durumlarda, sanığa ek savunma hakkı tanıyan hukuki durumun ortaya çıkması halinde, ek savunma yapması sanığa resmi yazı ile tebliğ edilir. Sanık tutuklu veya hükümlü olsa dahi, ek savunma hakkının kullanılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Sanığa ulaşma imkanını bulunmadığı durumlarda, ek savunma yapması için sanık avukatına karar tebliğ edilir. Bu durumda sanık avukatı, sanığın ek savunma hakkını kullanır.
Cumhuriyet Savcılığının iddianamesine istinaden görülen ceza davasında, mahkeme yetkisizlik kararı vermişse, şartları oluşsa bile sanığın ek savunmasını hakkı kullandırılmaz. Bu durumda, belirlenecek yetkili mahkemece sanığa ek savunma hakkı verilir.
Ceza dava aşamasında, suç vasfının değişerek sanık lehine ve aleyhine gelişen her iki durum içinde, sanığın mutlaka ek savunması hakkının kullanması sağlanmalıdır.
Belirtilen genel ilkelerden oluşmaktadır. Suçun vasfının değişmeden aynen uygulandığı, ancak daha az cezayı gerektiren durumun oluşması durumunda sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerekmez.