Albert Einstein ‘ın tarihe geçmiş sözüdür;
“Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır.''
Tıpkı bizde yapıldığı gibi.
Bütün Dünyanın sayılı ekonomileri, pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası sarsılan ekonomileri için onarım programları hazırladı.
Programlarının ilk adımı, faiz yükseltmek.
Yükseltmek dediğime bakmayın, 1-2 puan.
Bizdeki ekonomi anlayışı ise, tam bir “Çivi çiviyi söker” anlayışı.
Faiz düşürerek enflasyonu düşüreceğimizi sanıyor ve bankaları büyütüyor, halkı yoksullaştırmaya devam ediyoruz.
Hatırlayın, 2021 Aralık Ayı’nda yer yerinden oynamıştı, Dolar, Türk Lirası karşısında 18 lirayı bulunca.
Birden bire şapkadan tavşan çıkarılmış, dolar 2021 Aralık Ayı’nın 3 ay öncesinin seviyelerine indirilmiş ve adeta bayram havası estirilmişti.
Peki neydi şapkadan çıkarılan tavşanın adı;
Kur Korumalı Mevduat Hesabı..
Yani Para Babaları, Spekülatörler ellerindeki dövizleri bozduracak, Türk Lirası hesabı açtıracak, Reis’in buyurduğu faiz oranı üzerinde dolar artarsa, faizlerine bu fark Devlet tarafından eklenecekti.
Böylece, kimi ekonomistlere göre 100 Milyar lira, kimilerine göre daha fazla bir para hazineden aktarıldı bu hesaplara.
Zira Dolar yerinde durmadı.
9 Ayın sonunda, 100 milyar bizden alınarak bir avuç para babasının cebine aktarıldı.
Ama dolar yine 18 lira 23 kuruş.
Enflasyonda Dünya Rekorunu kırmadı isek de egale ettik.
Sayın Cumhurbaşkanı Samsun’da diyor ki, “Kişi başına Milli Gelir 9 bin 500 liraya dayandı..”
Alanı dolduranlardan biri de çıkıp demiyor ki, “Sayın Cumhurbaşkanı, hani 2023’te kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacaktı?” ya da “10 yıl önce kişi başına düşen Milli Gelirimiz 12.500 dolar dolayında idi, Ce Ha Pe mi düşürdü 9 bin 500’lere” diye.
Bilmeyenler için söyleyeyim, güzel ülkemde kişi başına düşen milli gelir 2012 ve 2013 yıllarında 12.500 doların üzerindeydi.
Daha dün paylaştım.
Dünya Demokrasi liginde 150 ülke arasında 147. Sıradayız.
Dünya Yüksek Enflasyon liginde, geride kalan Nisan’da Dünya ikincisiydik, sanırım Zimbabve’yi de solladık, Dünya Lideriyiz.
İşsizlik verilerinde Avrupa rekoru elimizde.
6 kişilik kadro için 10 bin kişi sıraya giriyor.
İktidarın özverisi! sayesinde, artık G20 ülkesi de değiliz.
Bilimde, sanatta, sporda nal topluyoruz.
Dünyanın ‘Konser ve Şenlik yasaklayan yegane ülkesi olduk” farkında mısınız?
2023 için belirlenen ve Kopenhag Kriterlerine fark atacağı söylenen Ankara Kriterlerinin hiç biri hayata geçirilmedi.
Dünyanın 500 üniversitesi arasında 2-3 üniversitemiz vardı, artık yok.
Sağlıkta, hastane randevu taleplerine “Öldükten sonra gel” cevabı veriliyor.
Ülkede yapılan yatırımları özetleyecek olur isek, ‘Millet Bahçeleri” başı çekiyor.
Ha bir de unutmadan, milletvekilleri, milletvekili eskileri, danışmanlar ve saray beslemelerine sağlanan, içinde rüşvet, uyuşturucu, çarpık ilişkiler bulunan şatafatlı hayatlar var.
Hani şu Sedat Peker’in haftada bir, ortaya koyduğu ve saraydan birkaç kiremit kopardığı kirli ilişkiler ağı.
Edirne’yi Yunanlılar ve Bulgarlar, Antalya’yı Ruslar, Kapadokya’yı Avrupalı ve Japon emekliler ayakta tutuyor.
Bulgarlar gelip kaz ciğeri yemezse, Ruslar gelip 5 yıldız otelleri doldurmazsa, yabancı emekliler gelip 200’er Avro ödeyerek balona binmezse halimiz harap.
Oysa ne sözler verilmişti hatırlasanıza;
Tek kelimeyle uçacaktık, Tek Adam rejiminde.
Daha havalanamadan yere çakıldık.
Şimdi sabah ucuz ekmek, öğleden sonra 2 lira daha ucuza yağ, akşam da millet bahçesinde boş bir bank bulmak için koşturuyoruz, milletçe, ülkece.
Ha bir de toplumda ne diyeceğine odaklandığımız ve her dediği doğru çıkan Sedat Peker’e.
Bir siyasi parti kursa ilk seçimde tek başına iktidar olur.
Zira ülkenin o kadar kirli çamaşırını biriktirdi ki, her gün bir tanesini makineye atıyor, makineyle birlikte ülke sarsılıyor ama yargı, ama idari denetim mekanizmaları, ölü rolü oynamaya devam ediyor..
Bu günlük son söz:
Yıllık Enflasyon, TÜİK; Yüzde 80.2
Enag; Yüzde 181.37
Olarak açıkladı.
Sizce hangisi doğru?
Sizce TÜİK mi, ENAG mı daha güvenli?
Hangisine inanacağınız ise size kalmış.