Bankada döviz hesabınız var.

Bu günlerde uğrayıverin, döviz hesabınızdaki parayı isteyin.

Banka size, “Bu günlük 500 dolar cep harçlığı verebiliriz..” diyebilir.

Ülkede döviz bunalımı var.

Merkez Bankası’nın Kasasında kalan döviz bir ülkenin en temel gereksinimleri satın almak için 15-20 gün yeter.

Ama ilginçtir, AKP’nin, MHP’nin kurmaylarından tek kelime rahatlatıcı bir açıklama yok.

Bırakın rahatlatıcı bir açıklamayı, ekonomik sıkıntıları gündeme bile getirmemeye azami özen gösteriyorlar.

Milletçe Pazartesi Sabahı, ‘Süra’nın yerini alacak, YSK’nın üflemesi ile kopacak, ekonomik kıyameti bekliyoruz.

Akiller korosu ile cahiller korosunun seslendirdiği yurttan sesler birbirine karıştı.

Ekonomideki gelişmeleri pür dikkat izleyen kesim, Türk Lirasının erimesinin yaratacağı sorunlara işaret ederek, sorunun üzerine gidilmesini önerirken, yaşanan sıkıntıyı dış güçlere bağlayan, neden-sonuç ilişkisinden bihaber kesim, “Reisi yedirtmeyiz”in ötesine geçemiyor.

Beyler, Dövizi talimatla yerinde tutamazsınız.

Faizi de emirle aşağı çekemezsiniz.

Zira, bir ülkenin ekonomik verilerini, kim oldukları bilinmeyen dış güçler manüple edebiliyorsa;

O ülkede, yönetenler gaflet ve dalalet içerisindedir.

Devletin Merkez Bankası faiz-döviz politikalarını düzenlerken, reel ekonominin gerçeklerine uygun kararlar alamıyor, azar korkusu yaşıyorsa, o ülkede sağlıklı para politikaları ortaya konamaz.

Ve eğer bir ülkede yabancı paraların değeri aşırı yükseliyorsa, o ülkenin ekonomik temellerinde sıkıntılar vardır.

Yani dolar yükseldiği için Ekonomi batmıyor, Türkiye Ekonomisi battığı için dolar yükseliyor.

Zira, nasıl ki aile bütçesi dengede olmadığında bankadan tüketici kredisi alıyor ve borçlanıyor, sonra da borcunuzu ödeyemiyorsanız, ülke ekonomisi de öyledir.

Üretim yok üretim.

Yurt dışından aldıklarınla sattıklarının arasında 170 milyar Dolar fark var.

Bütçe yapıyorsun yaptığın bütçenin 2 katı harcama yapıyorsun.

Hava alanları, köprü ve tünellerini özel sektör yap-işlet-devret yöntemi ile yapıyor.

Yani onların parası da bizen çıkıyor.

Hastanelerin %80'i özel sektörde.

Devlet memurlarının maaşını ödemekle, duble yol yapmakla bütçe katrilyonluk açık verir mi ?

Dış güçler senin hangi üretimine engel olabilir ?

Sen teknoloji üreten fabrikalar açtın da dış güçler gelip yıktı mı?

Sen çiftçiye, Kanunda yazılı ‘Bütçenin %1'i destek Olur'u uyguladın da dış güçler gelip elini mi tuttu?

Sen Dünya'da olmayan, çiftçiye ÖTV'yi uygulamaktan vazgeçtin de, dış güçler gelip kafana mı çöktü?

Sen eğitimi örümcek yuvasına döndüresin diye, dış güçler mi emretti?

Sen düşünen, şüphe eden, sorgulayan, araştıran okullar açtın da dış güçler mi mani oldu?

Sana iki Trakya büyüklüğünde tarım arazisini boş bıraktıran dış güçler mi oldu?

Bilgisiz, cahil, liyakatsiz, kifayetsizleri, Kurumların başına dış güçler mi koydu?

Yandaşlara, hısım akrabaya ballı ihaleleri dış güçler mi verdi ?

Medya satın alması için çiftçinin ziraat bankasına, bir yandaşa televizyonlar ve gazeteler alması için 750 milyon dolar kredi emrini dış güçler mi verdi?

İşte yanılgı, işte pompalanan, bilime ve gerçeğe taban tabana aykırı düşünce bu.

“Dış güçler..”

Efendiler, artık uyanın.

Dış güçler filan hikaye.

Bilerek, isteyerek ülke bataklığa sürükleniyor.

Bu ülkenin modern, demokratik bir ülke olması istenmiyor.

Cahiller sürüsü kullanılarak, ağır adımlarla sürükleniyoruz Ortadoğu Bataklığına.

Pazar günü yapacağınız tercih, o nedenle önemlidir.

Hayatınızda, bundan sonra yarını görmek istiyorsanız, hafta sonunu düşünerek geçirin ve oyunuzu geleceğiniz için kullanın.

Yok bildiğimi okurum havasından hala çıkamamışsanız, Pazartesi Sabahı kopacak kıyamete hazırlıklı olun.