CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’na illerdeki elektrik kesintileri konusunda bir soru önergesi veriyor.

Bakan Meclis İçtüzüğü gereği, milletvekilinin yazılı sorularına, yazılı olarak cevap veriyor.

Soru şu;

“Türkiye Geneli ile elektrik Dağıtım Bölgelerinde 2021 sözleşmesine göre, yükümlülüklerini yerine getirmediği için geçici olarak elektriği kesilen abonelerin oranı nedir?”

Bakan Fatih Dönmez, soruya yazılı olarak cevap veriyor ve Türkiye Geneli elektriği kesilen abone sayılarını, yüzdelerini kalem kalem cevaplandırıyor.

Türkiye Geneli, borcunu ödemediği için elektriği kesilen abone oranı;

Meskenlerde yüzde 0.83, ticarethanelerde yüzde 1.64, Tarımsal sulama kaleminde yüzde 2.28, Sanayi de yüzde 1.

Sonra dağıtım şirketlerinin bölgelerindeki kesinti rakamları ve oranları sıralanıyor, bakanın cevabında.

Kayseri Epsaş, meskenlerde yüzde 3.74, ticarethanelerde yüzde 9.78, tarımsal sulamada yüzde 13.28 ve sanayide de yüzde 9.49 oranında abonenin borcundan dolayı elektriğini kesmiş.

Kayıp kaçak oranının yüzde 70’lerde olduğu illerde bile elektriği kesilen abone oranı bu kadar yüksek değildir.

Söz konusu haber ve veriler ulusal düzeyde yayın yapan gazetelerde, tv kanallarında geniş şekilde yer bulunca Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ta, Kayseri’yi ilk sıralara taşıyan yerel yöneticilerimizi kutlayan! bir açıklama yapmıştır.

Yerel medyamız konuyu pas geçti ama Çetin Arık’ın gündeme getirdiği bu kent rezaletini, “KCETAŞ’tan Arık’a yalanlama” manşeti ile verdi.

Dağıtım Şirketi, ‘Çetin Arık yalan söylüyor’ demek istedi yani.

İzmir Milletvekili Ednan Arslan’ın yazılı soru önergesini, bakanın altına imza attığı yazılı cevabı, rakam rakam inceledim.

Gazetelerde yer haberleri tek tek okudum, verilerin tamamı bakanın verdiği bilgilerden oluşuyor.

Peki, şimdi sormazlar mı, Elekrik Şirketi yetkililerine, “Siz aslında Çetin Arık değil, bakan Fatih Dönmez yalan söylüyor” diyemediğiniz için mi Çetin Arık’ı suçluyorsunuz.” diye.

Ya da bunu manşete çeken gazete, “Fatih Dönmez yalan mı söylüyor?” diye sormak yerine niye Çetin Arık’ı suçluyor?

Hadi bu sorulara bir soru da ben ekleyeyim;

Eskiden Kayseri ve Civarı Elektrik Türk Anonim Şirketi vardı. Şimdi gördüğüm kadarı ile bu şirketin bünyesinde Erciyes Enerji üretim ve KEPSAŞ adıyla 2 yeni şirket daha kuruldu.

Yönetim Kurulu Üyelerine bakıyorsunuz, “Belediye Başkanları geçidi” gibi.

Aldıkları yıllık huzur hakları, orta halli bir ailenin ömür boyu elde edemeyeceği düzeyde rakamlar.

Yani, “Bu elektrik işinde çok para var” diyen herkes bir ucundan tutmuş işin.

Yakında bazı memleket büyüklerinin, Enerji Bakanlığına kestikleri bol sıfırlı Dolarlı faturalarda ortaya dökülecek.

Ama, Kayseri’ye reva gördüğünüz yönetim anlayışı gazetelere yansıyınca da elinize vicdanınıza koyup, birilerine çamur atmayın lütfen.

Gelelim bir başka konuya.

Önümüz bayram.

Ramazan Ayı boyunca, bir çok kentin, ilçenin belediyesinin bütün imkanlarını seferber ederek fakirin sofrasına aş olmaya çalıştıklarına ilişkin haberleri izledik.

Ama Kayseri farklı dedik ya.

İki gündür Cumhuriyet Meydanında bir rezalet sergileniyor.

Neymiş Efendim, belediye şu kadar milyona kıymış da şu kadar araç almış.

Hayırdır efendi, yengenin altınlarını bozdurup mu aldın kamyonları?

Afişlerde boy boy ilanlar, “Tam 5 milyonluk tohum alıp çiftçiye dağıttık.”

Hayırdır efendi maaşından mı aldın bu tohumlukları?

Bu kamyonların tanıtım etkinliğinde, oruç ağzıyla AKP’li olmayan belediyelere yönelik mantık dışı ucuz suçlamalar.

Diyor ki adı malum zat;

"İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da, Mersin'de, İzmir'de aradan 3 sene geçti. Ciddi bir hizmet gördünüz mü? Koca koca broşürler bastırdılar, yüzlerce proje vadettiler ama hiçbirisi yerine gelmedi. Yapmaya niyetleri de yok, becerileri de yok ama algı operasyonunu iyi yapıyorlar. Yani çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi, iş yapmadıkları halde yapıyorlarmış gibi, olmayan işi varmış gibi sunmakta üstlerine yok. CHP belediyeciliği böyle."

Efendi, senin yönetmeye talip olduğun ama seçilemediğin kentin belediyesi var ya, o belediye Ankara Eczacı Odasının kapısını çaldı ve “İlaç alıp parasını ödeyemeyen kaç kişi var?” diye sordu. Listeleri istedi daha sonra, her eczanenin veresiye defterinde ne yazıyorsa kuruşuna kadar ödedi..

Elini kolunu bağladığınız İstanbul Belediyesi, veren el ile alan eli birbirine göstermeden, yüzlerce, hatta binlerce elektrik, su, doğalgaz faturasının ödenmesini sağladı.

İşte sosyal belediyecilik böyle yapılır, “Bak ne cici kamyonlar aldık” diye ve günlerce bu araçları meydanda sergileyerek değil.

Dedim ya önümüz bayram.

Bu kentten binlerce öğrenci, çok istemelerine rağmen ulaşım giderlerinin yüksekliği yüzünden bayramı anasının, babasının yanında geçiremeyecek.

Hadi bunlar için bir şey yapmak aklınıza gelmedi.

Bari şu mübarek bayram günlerinde, şehir içi ulaşımı ücretsiz yapın da insanlar sevdikleri ile görüşebilsin, bu halk size teşekkür etsin.

Ve Allah Aşkına çekin şu kamyonları şehir meydanından.

Ayıptır..