Artık kaniyim.

Millet olarak bir sabır testindeyiz.

Üzerimizde, millet üzerinde test yapma görevi de bu iktidar tarafından üstlenilmiş.

Testin adı, ‘Türk Milletinin açlığa, sefalete, eğitimsizliğe, hastalığa, yalana, talana, yağmaya, betonomiye, enflasyona, dış itibarsızlığa karşı dayanma gücünün tespiti..’

Bunun başka adı, başka izahı, başka yaklaşımı olamaz.

Akaryakıt ürünleri, Akollü içkiler, sigara gibi ürünlerin fiyatlarını artık takip edemiyoruz.

Tamam bunlardan ödün verdik, arabası olanlar yürüyüşün önemini keşfetti, akşamcılar birer kimyager ciddiyeti ile kendi ihtiyaçları olan Rakı ve şarabı kendi evlerinde üretmeye başladı.

Sigara tiryakileri, Urfa ve Adıyaman bölgesinden temin ettikleri halis kaçak tütün ile sarıyorlar artık sigaralarını.

Ama birader, geçen yıl 110 liraya aldığı tüpgaza 325 lira ödemeye başlayan köylü Mehmet Ağa’nın yüzüne nasıl bakacaksınız seçim döneminde?

Daha geçen yıl 5 kilosuna 50-60 lira vererek aldığı Ayçiçek yağı için 200 lira ödemeye başlayan Ayşe Teyze’nin yüzüne nasıl bakacaksınız. Ne yüzle oy isteyeceksiniz?

En büyük keyfi, sabahları bir bardak keyif çayı içmek olan emekli Niyazi Amca’nın, sizin için her yudumda sıraladığı beddualar için ne diyeceksiniz?

Emekli Hasan Emmi’nin maaş günü çektiği paranın daha cebine girmeden niye tükendiğini, hatta yetmediğini nasıl izah edeceksiniz?

Haftanın ilk günü çaya, kahveye ve şekere gelen zamlar üzerine gelen tepki telefonları bini bir para.

Ama iktidar cenahından tık yok.

Onlar Cahit Özkan’ın mı, Ömer Çelik’in mi yanında saf tutacaklarını tutturmaya çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanından, Maliye Bakanına kadar fiyat istikrarından sorumlu olması gereken yönetenler, yeni dönemde enflasyonu dizginleyeceklerini dile getirdikçe paramız dolar karşısında değersizleşiyor, ete, süte, ekmeğe, çaya, şekere zam yağıyor.

Allah Aşkına, haftanın her günü fiyat artırarak enflasyonu nasıl önleyeceksiniz?

İzah etseniz de biz de bilsek.

Dedim ya, bir sabır testindeyiz anladık anlamasına da..

İktidar partisinin ikinci adamı olduğu iddia edilen Mehmet Özhaseki denen zat böylesi bir dönemde bile yüzde 50’ye yakın kamuoyu destekleri olduğunu iddia ederek, milletle alay edercesine çıkıp diyor ki;

“Bütün bunları incelediğimizde karşımıza şöyle bir şey çıkıyor; milletimiz güçlü bir lider ve partiyi iktidarda görmek istiyor. Bu coğrafyanın da zaten böyle bir zorunluluğu var. Ayrıca milletimiz bir sorun var ise AK Parti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sorunları çözeceğine inanıyor. İftira ve yalanlara vatandaşımız itibar etmiyor. Cumhurbaşkanımızın oyu da partimizin biraz daha üstünde. Ayrıca Cumhur İttifakı ile de birlikte hareket ettiğimizde çok rahat bir şekilde istediğimiz oy oranına ulaşabiliyoruz.”

Hayır efendi.

Türkiye Kırkpınar Meydanı ya da boks ringi değildir ki güçlü bir lider arayalım.

Hayır efendi.

Bu millet sorunları çözecek kişi olarak, sorunların temelini oluşturan tek adamı iktidar da görmek istemiyor artık.

Hayır Efendi.

Sorunu yaratandan sorunu çözmeyi beklemek saflığın ötesinde aptallıktır ve millet olarak bunu çok iyi görüyoruz.

Hayır efendi.

Bu ülkenin bu milletin kaderi bir adamın iki dudağı arasına hapsedileli yüzümüz gülmedi, sizinki hariç.

Hayır efendi.

Yarattığınız sahte dinin ve sahte cennetteki şaşaalı yaşamınızın sonuna geldiniz.

Ondan geçmişte rüyalarınızı süsleyen sandık artık kabusunuz oldu ve rüyanızda bile sandığı görünce kabus görürcesine uykudan uyanıveriyorsunuz.

Sizin dediğiniz gibi, “Bütün kararlarında bu millete nasıl faydalı olurum diye bir düşünce dünyası olan bir lider” değil artık Sayın Cumhurbaşkanı.

Buna millet olarak olarak kaniyiz artık.

Kamuoyu yoklamalarına gelince;

En sağlıklı sonucun alınacağı yer sandıktır.

Buyrun gelin Sonbahar’da getirin önümüze sandığı.

Zaten bu anlayışla kışı çıkarmanız da zor, hatta imkansız ya..

Değerlendirin fırsatı, bu millet güçlü bir lider mi, güçlü ve demokrat bir iktidar mı istiyor hep birlikte görelim.

Var mısınız?