Afyonkarahisar Kentimizdeki başarılı çalışmalarından sonra Kayseri Valiliği görevine getirilen Sayın Gökmen Çiçek görevine başladı.

Hoşgeldi, Safalar getirdi.

Hayırlı olsun.

Yaptığım arşiv taramasında, Afyonkarahisar’da başarılı çalışmalara imza atmış, başarılı bir bürokrat olduğu zaten uğurlama sırasında toplanan kalabalığın sergilediği sevgiden de belli.

Yeni Valimiz Sayın Çiçek, karşılama sırasında yaptığı ilk açıklamada, "Sadece Kayseri Valisi değil Kayseri'nin bir evladı olmaya geldim" dedi.

Tertemiz duygularla dile getirilmiş, bir samimiyet açıklaması.

Ama Kayseri konusunda öğrenecekleri olduğunu da ortaya koyuyor.

Birincisi, Kayseri’de güçler savaşı vardır hep.

Mesela, ya Hasekici olacaksınız, ya Elitaşçı, ya Gülcü,ya Büyükkılıççı ya da Celikçi.

Hepsine birden kendinizi kabul ettirmeniz mümkün değil.

Her sabah 05.00’te kalkıp Ali Dağı’na spor için çıkmanız gerekecek yani.

Spor yapan grupların hangisinin kime daha yakın olduğunu, davet edileceğin Bağevi oturmalarında, davet edenin kim olduğunu iyi bellemelisin yani.

Sonra en yakınında görev yapacak bürokratları bir süzgeçten geçirmen gerekir.

Zira içlerinden az biri, bu kentin ‘İlahına!’ mutlaka sizinle ilgili günlük rapor aktarıyordur, aktaracaktır.

Yanına kim geldi, nereye gittin, kimlerle görüştün gibi.

Bu mekanizma konusunda, sorarsan Sayın Büyükkılıç sana bilgi verebilir.

Zira kendileri, kendisiyle ilgili saatlik rapor aktaran ispiyoncuyu uzun yıllar süren bir uğraş sonucu bulabildi.

Kent Bürokrasisini incelediğinizde de, bir hayal kırıklığı sizi bekliyor, Sayın Vali.

Zira, “Bu adam tembelin teki, cahil ve işe yaramaz” diyerek bir memuru başka birime almaya kalkıştığınızda, gece yarısı hatırlı! biri veya birilerinden rica telefonları gelmeye başlayabilir.

Bu kentin kutsalları! vardır, bunu da bilesin.

Mesela, OSB yönetimi işinden, Kayserisporda geçmişte döndürülen dolaplarla ilgili şikayetlerden, bir de çiftçinin alın terinin yıllardır meze yapıldığı Kayseri Şeker Meselesinden uzak duracaksın.

Bu tür konularla ilgilenenlerin başlarına gelenleri sorarsan anlatırlar sana.

Ha unutmadan, görev ve yetkilerinizi de paylaşmanız gerekecek, Sayın vali.

Zira bu kentte, “Vali Sayın Cumhurbaşkanının temsilcisidir, İl Başkanı da. Dolayısıyla il başkanı de sorunların çözümünde söz sahibi olmalıdır.” diyerek bürokratları partiye çağırıp ifade! alan bir il başkanına sahibiz, çok şükür!

Gelelim kente hizmet meselesine.

İşe Kayseri’nin doğusundan başlayıp batısına uzanan demiryolunun durumundanr başlayın isterseniz.

Hani şu trenin geçmediği, hani paranın para ettiği bir dönemde 200 milyon liralık harcamanın yapıldığı ve çürümeye terk edilen demiryolundan.

Sonra, yapımı sırasında ‘Türkiye’nin ikinci GAP’ı olarak sunumu yapılan ama bir metrekare tarlanın sulanamadığı Yamula Barajı meselesini irdeleyin.

Bir avuç mutlu azınlığın Baraj Manzaralı Villalar kondurduğu, ama tarıma hiçbir katkı sunamayan baraj meselesi.

Mesele tarımdan açılmışken, ilk adımı 1978 yılında atılan Develi Sulaması olarak bilinen devasa proje konusunu da yerinde görün.

Zamantı Irmağını, Akdeniz yerine Karadeniz’e akıtacak Gıcık Tüneli’nin nasıl patates ve elma deposuna dönüştüğünü hayretler içinde göreceksiniz.

Kapadokya bölgesine, havayolu ile gelen turistlerin tamamı Kayseri havaalanına iner. Kapadokya’dan gelen tur şirketlerinin servis araçları alana inen turistleri araçlarla Kapadokya’ya götürür.

Ama Kayseri’nin içinden geçirmezler, adeta kaçırılırlar.

Erciyes’e kayak için gelenleri de yine otobüslerle getirirler, öğleyin yiyecekleri sucuk ekmeği bile oradan yanlarında getirirler, kaydırlar ve geri götürürler turistleri.

Turizmde de o kadar ileri düzeydeyiz, sizin anlayacağınız.

Turizm’den söz açılmışken Soğanlı’mızda Balon uçuran şirket bile var diyeceğim ama Soğanlı için aldığı ruhsatı Kapadokyada kullandığı için bunu söyleyemeyeceğim.

Size brifing verecek olan bürokratlarınız, “Kayseri’de İşsiz yok, OSB’deki tesislerin kapısında işçi alınacaktır yazıları dolu” diye başlayacaklar söze.

Yalan söylüyorlar, sakın inanmayın, o ilanlarda arananlar işçi değil köledir.

Sadece geride bıraktığımız Nisan Ayı içerisinde sigortalı sayısının 10 bin dolayında neden azaldığını ve aynı ayda İşkur’a İşsizlik Maaşı için başvuranların niye bu kadar arttığını sorarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

Suriyeli meselesine girmek bile istemiyorum.

Çevre konusunda duyarlı olduğunuzu tahmin ettiğim için bu kentin geleceğini karartan bir konuya da zaman ayırmanızı rica ediyorum.

Modern Dünyanın en büyük sorunu, metal işleyen kuruluşlarının baca tozu yoluyla yarattığı çevre sorunudur.

Kayserimiz modern ülkelerin, gelişmiş ülkelerin bu sorununu da çözdü ve baca tozlarını bu kente getirtmeye başladı.

Avrupadaki büyük şirketler zehirli atıkları yükleyip Kayseri’ye gönderiyor, ton başına bu atıkları stoklayan kuruma dolar bazında para veriyor.

Şöyle İncesu İlçesine doğru giderken göreceksiniz zaten bu zehirli atık dağlarını.

Konuyla ilgili “Abartıyor efendim” diyen çıkarsa ona de ki, “Bu atıkları asfaltın altına sermeye bile sağlık açısından için verilmemesi de mi abartı” diye.

Ya da Karabük’ün bir önceki Belediye Başkanını arayın ve Karabük’ü baca tozundan arındıran bu adama bir soruverin, “Nedir bu baca tozu meselesi?”diye.

Eliniz değmişken bir de Vakıflar Bölge Müdürünü çağırın ve sorun, “Fetö’ye ait öğrenci yurtları size geçti, bu yurtları Kredi ve Yurtlar Kurumu yerine niye bir takım kurumlara, sembolik ücretlerle kiraya verdiniz? Bu uygulamaya karşı çıktığı için İhale Komisyonunuzun başına neler geldi?” diye.

Son bir uğrak yeriniz de Büyükşehir Belediyesi’nin, “Kentin geçmişinin yaşatılacağı alan” olarak restore ettiği Kayseri Evleri kesimine bir uğrayıverip tabelaları şöyle bir gözden geçirin.

Başlamışken, Belediyelerimizin sık sık bir araya getirdiği, “Gönüllü Kültür Kuruluşları” diye adlandırılan kuruluş temsilcilerini bir yemekte ağırlayın.

Gözlerinizle göreceksiniz, bu kentin gönüllü kültür kuruluşu listesinde ‘Demokrasi diyen, Cumhuriyet diyen, Atatürk İlkeleri diyen’ bir tek temsilcinin olmadığını.

Yani bu kentte işiniz hayli zor.

Daha sıralamaya devam edecektim, bu kente ve kent halkına yaşatılan zulmü, cefayı, ama şimdilik yeter sanırım.

Yeniden Kayseri’ye hoş geldiniz.