AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Milletimizden sabırlı olmalarını ve bize her zaman olduğu gibi güvenmelerini istiyoruz. Bu konuyu yine biz çözeceğiz” demiş.

Hangi sabır efendi.

Yetmedi mi 20 sene.

Kaldı ki siz 20 değil, neredeyse 30 senedir bu milletin altınıza çektiği koltuklarda sefa sürüyorsunuz.

Sonra da sıralamış, ülkenin getirildiği acınası noktanın nedenlerini, Özhaseki;

"Hayat pahalılığının nereden kaynaklandığını vatandaşlarımıza doğru dürüst izah etmemiz gerekiyor ve vatandaşın da bunu bilmesi icap ediyor. 2 yıl boyunca pandemi dönemi yaşadık. Dünyada tedarik zinciri bozuldu, ulaşım işi karıştı, çalışma şartları değişti, ham maddeye ulaşamama gibi bazı sorunlar baş gösterdi. Şimdi de Ukrayna-Rus Savaşı çıktı, o da belli temel gıda maddeleri baştan olmak üzere enerji ve çelik sektörünü etkiliyor."

İşte öyle değil, efendi.

Öncesi de var bu meselenin.

Siz, sizden önce iktidar edenlerin bu ülkeye, bu millete kazandırdığı her şeyi, her değeri ‘Babalar gibi sattınız..’

Siz, sizden öncekilerin bedel ödeyerek bu millete kazandırdığı demokratik değerleri yok ettiniz.

Siz, sizden öncekilerin bina ettiği adaleti yok ettiniz, kendi yargınızı inşa ettiniz.

Siz, sizden önce kurulan Cumhuriyetin bu millete kazandırdığı ne kadar Demokratik Oluşum varsa, hepsini düşman bellediniz.

Orduyla başladınız, üniversitelerle devam ettiniz, kalitesi ile dünyada isim yapmış üniversiteleri sıradanlaştırmak ve yandaşlarınıza yeni kadrolar açmak adına Fason Üniversiteler kurdurdunuz. Hedeflediğiniz ‘Cahil Toplum’ için elinizden geleni yaptınız.

Siz, sizden önce inşa edilen ‘Laik Parlamenter Demokratik Sistem’in geleceğini bile bir adamın iki dudağı arasına hapsettiniz.

Siz, sizden olmayanları düşman bellediniz, onları tasfiye etmek adına bu ülkenin bu milletin asıl düşmanı, din tüccarı tarikatlarla el ele bu sonu hazırladınız.

Siz, sizden önceki iktidarların bu millete kazandırdığı Demokratik Standartları çöpe attınız.

Siz, bütün dünyada geçerli ‘Ekonomi Kuramı’nı bile tersyüz ederek, ‘Ben ekonomistim’ diyen liderinizin saçma-sapan ekonomik tezlerine ses etmediniz, ‘Ama öyle değil diyenleri ise hain diye yaftalamakta beis görmediniz.

Bunun sonucu paramız pul oldu. Ülkenin kaynakları yabancının elinde. Şimdi bir avuç dolar için ülke ülke dolaşıyor, itibarımızı yok ediyorsunuz, ama hala görkeminizden, şaşaanızdan bir santim geri adım atmıyorsunuz.

Sizden önce de Basın Yayın Kuruluşları vardı.

Ülkenin yaşadığı gerçekleri dile getiren.

Milletin Müşterek Sesi olan.

Siz bu kuruluşların, kalemlerin sizi uyaran yazı ve yorumlarına tahammül edemediniz.

Onları bir kirli havuzda toplayıp, başlarına yalaka ve yandaşlarınızı oturttunuz.

Şimdi artık ülkemde yaşanan acı gerçekleri yabancı ajanslardan izler hale geldik sayenizde.

Namuslu, dürüst kalemleri ekmeğe muhtaç ettiniz, işsiz bıraktınız, adliyelerde sürünür hale getirdiniz, açtığınız uyduruk davalarla.

Yoksulluğu yok edecektiniz, herkesi yoksullaştırdınız.

Yolsuzluğu yok edecektiniz, Ankara’da dayısı olmayan olmayanı aç, işsiz, yoksul bıraktınız. Çocuklarınızı, torunlarınızı, yeğenlerinizi, gelinlerinizi, damatlarınızı devletin en paralı, en pahalı noktalarına yerleştirip, üçer beşer maaş alır hale getirdiniz.

Şimdi pandemi yüzünden öyle mi?

Her ülkenin ekonomik verileri vardır, aylık, yıllık yayınlanır.

Pandeminin parasını pul ettiği bir başka ülke gösterin.

250 bin dolara, ev ve yanında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığının satıldığı bir başka ülke gösterin.

8 milyon kimliği bile belli olmayan insanın mülteci, sığınmacı diye yaşadığı bir başka ülke gösterin.

6 yılda tarımsal ürünlerde kendine kendine yeten ülkenin yüzde 90 dışa bağımlı hale getirildiği bir başka ülke gösterin.

20 yıldır kamunun üretim adına bir tek çivi çakmadığı, tek işi cezaevi ve icra dairesi açmak olan bir başka ülke gösterin.

Yani mesele, sizin dediğiniz kadar basit değil.

Suriye'nin parası bile bizimkinden daha değerli hale geldi.

“Almanlar Gazoz kapağı topluyor. O denli büyük kriz var” diyen yalakalarınız, Almanya’daki yüzde 7 enflasyonu bile ‘Fiyatlar 7 kat arttı’ diye yutturmaya çalışırken, ülkemdeki yüzde 140 enflasyonu görmezden geldi.

TÜİK’in belirlediği enflasyon rakamları hoşunuza gitmeyince, enflasyonu düşürmek yerine TÜİK Yöneticilerini görevden aldınız.

Paramızın değer kaybını önlemeye yönelik ekonomik önlemler almak yerine Merkez Bankası Başkanı ve Ekonomi Bakanını görevden alarak sorunu çözmeye kalkıştınız.

Şimdi sözde ekonominin başındaki adam çıkmış, umuttan bahsediyor, güvenden bahsediyor.

Umut mu bıraktınız, Güven mi bıraktınız.

Merkez Bankası’nın 2022 yılı enflasyon tahminini ilk üç ayda kat ettik be..

Ramazan Pidesi 9 lira, var mı ötesi.

Kısacası bu ülkenin, bu milletin tam 20yılını çaldınız, hoyratça, mirasyedi gibi harcadınız.

Geride, yorgun, bitkin, umutları bile yok edilmiş bir millet bırakarak, geldiğiniz gibi gideceksiniz.