Nedir insan olmak biliyor musunuz?

Yaratılanı, Yaratandan ötürü sevmektir..

Önyargısız olmaktır tüm canlı ve cansız varlıklara karşı..

Filistin'deki çocuğa, Afrika'daki Çocuğa, Çin'deki Çocuğa da başına bir şey geldiği zaman aynı derecede acımak, üzülebilmektir.

Takım tutar gibi, mezhepçilik, fanatik taraftar gibi etnikçilik yapmamaktır.

İnsana kıyanın kim olduğuna, insana kıyarken ne dediğine bakmadan katili lanetleyebilmektir.

Zayıf ve küçük ülkelerin haklarının hakkı olan doğal değerleri, kendine bağlayan ve adına Emperyalizm dediğimiz olguya, ülkesinin adına bakmadan karşı çıkmaktır, mücadele etmektir insan olmak.

İnsan olmak, kadını sokakta öldüren, kadına her gün dayak atan, okulundaki, yurdundaki, öğrenci evindeki minnacık bedenlerini cinsel amaçlarına köle edenlere, kişisine, kurumuna, görevine bakmaksızın, aynı kararlılıkla karşı durmak, tavır koymak, lanetlemektir.

"9 Yaşında çocukla evlenilebilir" diyen sapığa, 'Oha' diyebilmektir ya da.

İnsan olmak, yaşadığı ülkede iktidara sırtını dayayıp Milli Gelir Pastasını hapır hupur götürenlere aynı kararlılıkla isyan edebilmektir.

İnsan olmak, 'Çalıyor ama çalışıyor' diyebilenlerin ağzının üzerine okkalı bar tokat indirebilmektir ya da.

Kurucuya, kurtarıcıya, toplumun her türlü değerine aynı oranda saygı duyabilmektir ya da.

İnsan olmak, yönet diye kendisine emanet edilen kurumun imkanlarını, çevresine, kendisi gibi düşünenlere peşkeş çekenlere karşı ‘dur’ demek, diyebilmektir.

İnsan olmak, çıkarları için güce biat etmemek gücü de yeri geldiğinde ‘yanlış yoldasın’ diye uyarmaktır.

Dahası nedir insan olmak biliyor musunuz?

Kışın çat ayazında, sofranın başına geçtiğinde bir serçenin çaresizliğini, sokakta yaşayan çocuğun araç egzosunda elini-ayağını ısıtmaya çalıştığını düşünebilmek, hissedebilmektir.

Ya da yaz mevsiminin en sıcak günlerinde, bahçesine bir kap su koyabilmektir, dilsiz canlılar yararlansın diye.

İnsan olmak, güçlünün değil, haklının yanında saf tutabilmektir.

İnsan olmak, el etek öpüp şahsiyeti kirletmemek, insanlığın onurunu her ortamda koruyabilmektir.

İnsan olmak, “El öpmekle dudak aşınmaz” anlayışının ilkelliğini her yerde haykırabilmektir.

İnsan olmak, Köprüyü geçene kadar değil, köprünün ortasında bile ayıya ayı diyebilmektir.

İnsan olmak, Toplumun kutsallarını kişisel ticari malzeme haline getirip, onları istismar etmemektir.

İnsan olmak, menfaate göre inanç değiştirenlerin yüzüne tükürebilmektir.

İnsan olmak, inandığı gibi yaşanmak, inandığı gibi giyinmek, inandığı gibi konuşmak ve yazmaktır.

İnsan olmak, dini ve milli ritüelleri şahsı çıkar için kullanmamak, kullananları uyarabilmektir.

Daha da önemlisi insan olmak, tüm insanlığa eşit mesafede durabilmektir.

İnsan olmak, hırsıza hırsız, vurguncuya vurguncu, istismarcıya istismarcı, sapığa sapık, cahile cahil, katile katil, zübüğe zübük diyebilme iradesidir.

Ve insan olmak, emek önünde, ilim önünde, bilim önünde, sanat önünde düğme iliklemek, saygı sergilemektir.

Ya da insan olmak;

İlkbaharda filizlenen çiçekte mutluluk.

Yazın kırlarda huzur.

Sonbahar da sararıp düşen yaprakta hüzün.

Karakışın çat ayazında sobasız evlerde yaşanan çaresizliği düşünerek acı çekebilmek yeteneğidir.

Diktiğiniz fidanın boy atmasını gün be gün izleyip, gelecekten umut duyabilme sanatıdır.

Saksıdaki çiçekle konuşabilmek ve sevginizin o çiçeği geliştirmesini izleyebilmektir insan olmak.

Kelebeğin dansını izlerken mutlanmak, aynı zamanda kelebeğin kısacık ömrünü düşünüp hüzünlenmektir.

Arının, bin-bir çiçeğin özünden yaptığı bal tadında yaşayabilmektir.

Bir dağ köyünde, fırından yeni çıkmış ekmek hazzında görebilmek hayatı.

Kısacası, zordur insan olmak.

İnsan olmanız ve kalmanız dileğiyle.