İşçisiniz, işvereniniz asgari ücretteki artışı sizin aldığınız maaşa yansıtmıyorsa, karşısına dikilir, hakkınızı ararsınız.
Memursunuz, işveren sosyal haklarınızın bazılarını vermemek için direndi, gidersiniz idare mahkemesine söke söke alırsınız.
Yankesici yürürken cüzdanınız aşırdı, soluğu karakolda alırsınız, bulunmayacağını bilseniz bile.
Sendikalısınız, toplu iş sözleşmesi masasında haklarınız için mücadele eden ama başarısız kalan sendikanıza destek vermek için, geçirirsiniz grev gömleğini sırtınıza.
İktidar ekonomik uygulamaları ile ayrıcalıklı bir zümre yarattı, sizin hakkınızı onlara yediriyor. Çıkarsınız meydanlara, uyarırsınız iktidar edenleri, şiddetsiz, kavgasız.
Bütün bunlar çağdaş dünyada, hak arama mücadelesi olarak kabul edilir ve meşrudur.
Bir de ülkelerde, toplumun temel ihtiyaçlarını belirleyen kurumlar vardır.
Bu kurumların tespitlerine göre çalışanların ücretleri düzenlenir.
Türkiye’de bunun adına TÜİK diyoruz.
Her yılın Aralık Ayı sonunda ülkedeki yıllık enflasyonu tespit eder.
İktidar da, bu rakamları baz alarak asgari ücreti, memur maaş artış oranını ve Emekli Maaşlarını yeniden düzenler.
TÜİK’e göre 2026 yılında emeklinin, memurun ve asgari ücretlinin alacağı maaş zamları yüzde 32 dolayında olan yıllık enflasyon rakamlarına göre belirlenmeli.
Ama kazın ayağı öyle değil.
TÜİK’e alternatif hale gelen bir de bağımsız Enflasyon araştırma grubu var ve bu gruba göre TÜİK kalem oyunları ile işçinin, emeklinin alacağı ücretleri kırpıyor.
TÜİK’in enflasyon oranı belirlenmesinde kullandığı ürünleri baz alarak belirliyor yıllık enflasyonu, bu grupta.
Kısa adı ENAG olan bu bağımsız kuruluşun yaptığı hesaplamalara göre de Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 57.
Aradaki fark öyle böyle değil.
Tam yüzde yüzde 25.
TÜİK Yönetimi, tamamı bilim adamları ve uzmanlardan oluşan ENAG’ı, “Yalanımızı yüzümüze vuruyor” diye mahkemeye bile vermişti hazırlarsanız.
Oysa başta ekonomi uzmanları olmak üzere Türk Milleti, TÜİK’in belirlediği rakamlara değil ENAG’ın rakamlarına inanıyor ve bu kurumun verilerini önemsiyor.
Zira, TÜİK ile aynı ürün kalemlerindeki fiyat hareketlerini izliyor bu bağımsız kuruluş.
İktidarın kontrolündeki TÜİK resmen işçinin, emeklinin, memurun geleceğini karartıyor.
Zira gizlenen fahiş fiyat hareketleri dikkate alınmadığı için Asgari ücret yüzde 25 daha eksik hesaplanacak.
Emeklinin, memurun yeni yılda alacağı maaş yüzde 25 daha eksik hesaplanacak.
Memur maaşları için sendikalar masaya oturduğunda TÜİK rakamları baz alınarak belirlenecek memurun ücret zammı rakamları.
Mevzuat nedir bilmiyorum ama, Muhalefet Partilerinin bu konuyu yargıya taşımaları ve gerçek enflasyon rakamları üzerinde çalışanın, emeklinin ücret artışlarının sağlanmasının bir yolunu bulmaları gerekiyor.
İktidar temsilcileri açık açık dile getiriyorlar, “Ekonomide yeni bir şey deniyoruz” diye.
Adını bilmedikleri bu deneme, bizim ekonomik ve sosyal hayatımızın tamamen yok edilmesi denemesidir.
Denedikleri, kitlelerin açlıkla, toplumun yoklukla sınanmasıdır.
Denedikleri, Türk Lirasının dünyanın en ucuz parası haline gelmesini sağlamaktır ve başarılı oldular.
Denedikleri, Dikta rejimlerinin hüküm sürdüğü ülkelerde yaşanan ‘Kölelik Sistemi’ne bu milletin mahkum edilmesidir.
Denedikleri, bir avuç yandaşın biraz daha semirmesini sağlamaktır.
Çıkmış AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki diyordu ki 4 yıl önce;
"Ufak tefek ekonomik sıkıntılar varsa, yakında asgari ücretinde emeklinin de, dar gelirlinin de ücretlerinin nasıl arttığını, nasıl rahatladığını herkes görecek. Hiç merak etmeyin. Sabahlara kadar Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bizler çalışıyoruz. Biraz sabır, sonu selamet. Ondan endişeniz olmasın”
O bile pes etti, havlu attı, birikimlerini kurduğu Vakfa aktardı.
Yahu hiç düşündünüz mü, sordunuz bu iktidar edenlere;
"23 yıl yetmedi de hala biraz sabır deme pişkinliği sergiliyorsunuz.
Ufak tefek değil yaşanan sıkıntılar, mutfağımıza girdiniz, soframızı tarumar ettiniz."
Et, peynir, zeytin, yumurta artık ihtiyaç olmaktan çıktı.
Yumurta fiyatlarının yıllık artışı yüzde 100.
Peynir artık sofralarımızda yer almıyor.
Sıvı Yağ iktidarınızda yüzde1000 arttı.
Gıda enflasyonunda dünya birincisi, toplam enflasyonda Dünyanın ilk 10 ülkesinden biriyiz.
Çocuklarımız her sabah okula 'Beslenme Çantası' yerine 'Beslenmeme çantası' ile gider hale geldi,
Asıl önemlisi, ekmek fiyatları son bir yılda yüzde 65 arttı ve yeni zam da kapıda.
Bari susun, bari konuşmayın.
Zira her sözünüz dar ve sabit gelirliye ağır gelmeye başladı.
Gelişiniz görkemliydi ama, gidişiniz Metin Feyzioğlu’nun gidişinden daha hazin olacak.
Zira bu milletin sabrını istismar ettiniz.
Her sabah, binlerce, on binlerce, yüzbinlerce evden yükselen beddua ve ah, sizi bundan sonra iflah etmeyecektir.
Ufak tefek sıkıntı neymiş, gösterecektir bu millet size, yolunu gözlediği sandıkta.