Böyle başlıyor, CHP Melikgazi adayının zaferinde göbek atılan oyun havasının türkü bölümü.
Tıpkı CHP Kayseri Teşkilatlarının durumunu özetliyor sanki.
İzmir Marşı dururken, Erik Dalı ile yetinilmesi de cıvıklığın görüntüye dönüşmüş halidir.
Kayseri’nin en küçük ilçesinden çıkan ve CHP’ye akan, bir avuç partilinin koskoca teşkilatı ne hale getirdiklerini görüyoruz, izliyoruz, üzülüyoruz, bu kent adına kafa yoranlar olarak.
Delege Ağalığı ile elde edilen koltuklara yerleşen yetersizlik, “Bunlar mı taşıyacak CHP’yi iktidara?” sorusunu sorduruyor, CHP’yi umut olarak görmek isteyenlere.
CHP Lideri Özgür Özel kürsülerden, “Tüm Sosyal Demokratlar, tüm Muhafazakar Demokratlar, tüm Liberal Demokratlar birleşin ve Demokrasiyi, Cumhuriyeti bu anlayışın elinden kurtaralım” diye diye sesi kısılırken, grünmez bir el “Tüm emmileri, tüm bibileri, tüm ameleri” CHP’nin ne anlama geldiğini bile bilmeyen insanları delege seçimi aşkına partiye doldurulmuş, parmak sayısı ile elde edilen zaferi kutluyorlar, ‘Erik Dalı Gevrektir’ diye.
Hedef belli, amaç tek.
CHP’de yitirilen koltukları yeniden elde etmek.
Kongre sonrası Sayın Ümit Özer’in sosyal medyadaki açıklamasını okuyorum, il eski başkanı değil, il başkanlığını yeniden elde etmiş gibi hazırlanmış bir metin.
Melikgazi Kongresine katılarak konuşma yapan Sayın Çetin Arık da, gelecek seçimlerin Kayseri 1. Sıra milletvekili adaylığını elde etmiş birinin rahatlığı içerisinde.
Sakın yanlış anlaşılmasın, ne Sayın Çetin Arık’ın, ne Sayın Ümit Özer’in, ne de Melikgazi Seçimlerini kazanan Sayın Turan Arık’ın kişilikleri ile ilgili bir eleştiri değildir benimkisi.
Benim eleştirim, tüm Türkiye’de umut haline gelmiş, en sağdaki insandan en soldaki insana kadar tüm başların çevrildiği, bir yandan da oluşturulan yargının balyozunu her gün sırtında hisseden bir siyasi partinin Kayseri’de oyuncak hale getirilmesinedir.
Benim eleştirim, ülkeyi bölüp parçalamaya çalışan bir iktidar anlayışının hükmü altında inim inim inleyen halkın, umudu olması gereken CHP’nin 3-5 Avşar ile 3-5 Alevinin dövüş ringine çevrilmesinedir.
Yaşanan ‘Küçük olsun, benim olsun’ anlayışının Cumhuriyet Halk Partililiğe uygun olmadığını gören, bilen insanlar yakın dönemde ara sıra bir araya geldiler.
Tarihe tanıklık etmem için, toplantılarına beni de davet ettiler,
Oturdular konuştular, bir kenardan izledim ve gözlemlerimi de bu köşeden yazdım paylaştım.
Yetinmediler, tarafların öncülerini davet ettiler birlikte.
Ama onlar ‘O varsa ben yokum’ dediği için ‘Tamam ayrı ayrı buyrun’ dediler ve endişelerini, kaygılarını yüzlerine anlattılar, bir kenardan dinledim.
Yetmedi, “Haydi tarafları bir de makamlarında ziyaret edelim dediler, yine ziyaretlerde kenardan dinledim konuşulanları.
Tarafların temsilcileri makul adam rolü oynarken, temsilcilerin yanlarında oturan Boydguard tiplilerden bir dayak yemedikleri kaldı, bu iyiniyetli insanların.
Hele hasbelkader geçmişte bu partinin yerel iktidarında adam yerine konulan, adam sayılan bazı tiplerin çıkıp, o heyette yer alan eski milletvekili, eski il başkanları ve isimleri partiyle özdeşleşmiş insanları aşağılayan söylemleri, ardından gidip Kurultayda Özgür Özel’e karşı çıkarılan listeye isimlerini yazdırmaları ibret-i alem bir durumdu.
Bir de taraflardan birinin, “Ben Melikgazi Belediye Başkanlığı seçimini kazanacağım”, diğerinin de “İlk seçimde 4 milletvekilliğimiz çantada keklik” söylemleri yok mu?
Başkalarının söyleyemediğini buradan ben söyleyeyim.
Kuruluşunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri’de fiilen işgal edilmiştir.
Gönlü hala Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana ağır basan bir delegasyona sahiptir.
İddia ediyorum, CHP’nin altı okunun ne ifade ettiğini sorsanız bilmeyecek adamlar, CHP’nin il ve ilçe yönetimlerinde sandalye sahibidir.
Bunun sonucu, Çetin Arık’ı yeniden milletvekili, Ümit Özer’i ise yeniden il başkanı yapmaya yeminli bir grup, Kayseri’nin en büyük ilçesinde seçimleri kazanmıştır.
İl kongresinin nasıl geçeceğini tahmin bile etmek istemiyorum.
Şimdi birileri çıkıp, “Yahu bazı isimlere haksızlık etmedin mi?” diyecektir, haklılar.
Ama konu Atatürk’ün kurduğu bir partide yaşananlar olunca, dostlarımı kırmayı bile göze alacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Kaldı ki, tarafların ilk adamlarına, geçmişte çeşitli tarihlerde, yetki ve görev verdikleri soytarıların maharetlerini de birebir anlattım.
CHP Mart ayından bu yana sadece Sosyal Demokratları temsil eden bir siyasi hareket değildir.
CHP artık ‘Türkiye İttifakıdır.”
Böyle bir ittifakı güdük bırakacak, bu ittifaka umut bağlayanları hayal kırıklığına uğratacakları teşhir etmek ise dürüst ve namuslu gazeteciliğin olmazsa olmazıdır.