Evlat, candır.
Evlat, atan yürektir.
Evlat, vicdandır.
Her canlı, anne-baba olduktan sonra kendisi için yaşamaz, canından oluşan can için yaşar.
Kaç yaşına gelirse gelsin, evlat anne ve baba için hep çocuktur, hep himaye edilmesi gereken bir varlıktır.
Hiç bir çiçek evlat kokusu kadar güzel kokamaz.
Evlat, aç kalmaya razı olup doyurduğumuz Yüce Yaradan’ın bir armağanıdır.
Evladımızın ayağı taşa değse, anne-babanın yüreği kanar…
Evlat, hayatta kokladığımız en güzel kokudur.
Ayakta duracak halimiz yokken, hayatta duracak nedenlerimizdir, evlatlarımız.
Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır, bütün anne ve babalar ona sahiptir.
Evlat, ağlarken cehennemi, gülerken cenneti gördüğümüz Tanrının bir lütfudur..
Bir annenin boynundaki en değerIi mücevher, evladının sevgi dolu kollarıdır.
Evlat, korktuğun yer, canın en tatlı yeri, baktığın gözün, tuttuğun ellerin, yürüdüğün ayakların, yemeğin, suyun, nefesin, ona gelmesin bana gelsin tüm acılar dediğin tek varlık…
Kısacası dostlar evlat, dünyanın en büyük saadetidir.
Neden anne-baba gözünde evladı bu kadar çok örneklemeye çalıştığıma gelince;
Son günlerde, özellikle sosyal medyada tanık olduğum, çirkinlikler, çirkeflikler, evladının hayatını peşken çeken tipler.
Bir anne düşünün;
Bir fani için, “Allah çocuklarımın ömründen alıp size versin” diyebilir mi?, sorusunu sormak için;
Gerçekten bir anneden, böyle bir söz işitmeyi umar mısınız, umar mıydınız?
Bu nasıl cehalet Allahım.
Bu nasıl hırs, bu nasıl körelme.
Yıllar önce, benzeri bir sosyal medya paylaşımı görmüş ve etkisinden aylarca kurtulamamıştım.
O da diyordu ki;
“Allah benim ömrümden 10 yıl alsın, sana versin..”
Ömründen 10 yıl hediye etmek istediği bir fani, bir ülke yöneticisi.
Aynı ismin sosyal medya paylaşımlarını izliyorum şimdi, ömründen ömür hediye etmeye kalkıştığı zat-ın adını bile anmıyor.
Daha da acı olanı, ‘Allah çocuklarımın ömründen alsın, size versin” sözüne, söylenen kişiden bile tepki gelmemesi;
“Haddini bil kadın, çocuklar Allahın bize bir lütfudur. Onların ömürleri hediyelik eşya değildir” dememesi.
Yeni komedi ise, elinde onbinlerce gencimizin kanı olan bir caninin son zamanlarda parlatılmaya ve neredeyse Atatürk'le bir tutularak, "Kurucu Önder" olarak millete sunulma çabası.
Karşılığında da bir faninin ölene kadar başkan olarak kalmasına zemin hazırlama senaryosu.
Yapmayın, çocuğunu kaybedeeli yıllar geçmesine rağmen, her sabah şehitliğe giderek evladı için gözyaşı döken annelerin beddualarında ve gözyaşlarında boğulup gidersiniz.
Ey beyni olması gereken yerden alınıp poposuna takılmış zavallılar
Ey evladının ömrünü hediyelik eşya ambalajına sarıp ona buna hediye eden gafiller..
Evladının ömrünü birilerine hediye etmek yerine, evladının ve evlatlarımızın içine düşürüldüğü geleceksizliğe isyan etsene.
Çocuğunun ömrünü hediye ettiğin zat ve çevresinin evlatları Pudra Şekeri Partileri verirken, zevk-i sefa içinde yaşarken senin evladının iş aramaktan ayaklarına kara sular inmesine isyan etsene.
Karanlık yapıların, karanlık ilişkilerini konu eden dizileri ile evladının beyni bulanık hale getirilirken, senin çocuğuna İmam-Hatip uygun görülürken, kendi çocukları Amerikan Kolejlerinde eğitim görürken, hala sen evladından bile utanmadan, seni bu hale getirenlerin ömürlerine çocuğunun ömrünü hediye ediyorsun.
A be zavallı.
Artık uyansan diyorum.
O ömrünü hediye ettiğin yapı, çocuğunun çalışacağı bu Devletin ne kadar kurumu varsa, sattı.
Yenisini de yapmadığı gibi, senin çocuğunun bile ödemek için ömrünün yetmeyeceği miktarda borç yaptı.
Yetmedi, paranı pul etti.
Yetmedi, aldığın 3 kuruş maaşı kuşa çevirdi.
Yetmedi, yaşadığın, evladının yaşayacağı ülkeyi tüm dünyada yalnızlaştırdı.
Yetmedi, ülkeyi bir takım karanlık odakların hesaplaştığı arenaya çevirdi.
Sen ise hala “Allah evladımın ömründen alsın” noktasındasın.
Senin beyinsizliğinin cezasını sadece kendi evladın değil, bizim evlatlarımız da çekiyor ya, ona üzülüyor, kahroluyorum.
Seni bilmem ama evladının yarın öldüğünde, mezarının başına gidip hiçte iyi şeyler söylemeyeceğini hatırlatırım.
O nedenle, yol yakınken evladının hayatını birilerine hediye etmek yerine, evladının ve evlatlarımızın içine düşürüldüğü karanlık geleceği bir gözden geçirsen derim.